Liselerden sonra sıra üniversitelerde mi?

  • GİRİŞ10.07.2025 14:27
  • GÜNCELLEME10.07.2025 14:27

Özellikle lisans düzeyinde üniversite okumaya mı ilgi azalıyor yoksa diplomalar iş bulmak için yetersiz mi kalıyor?

2025 YKS sonuçlarının açıklanmasına sayılı günler kala, ülkemizde 4 yıllık liselerin eğitim sürelerinin uzun olduğu konusu kamuoyunda sıkça tartışılmaya devam ediyor. Liselerle ilgili en son ve en önemli açıklamalardan biri de Millî Eğitim Bakanı Sayın Prof.Dr.Yusuf Tekin’den geldi:

Tekin TBMM’deki açıklamasında “4 yıllık zorunlu lise eğitiminin 2 yıla düşürülmesiyle ilgili bir çalışma olup olmadığıyla ilgili, "Türkiye'de ortalama eğitim süresi ile ilgili rakamlara bakıyoruz, uluslararası göstergelere bakıyoruz. Türkiye'deki beklentilere bakıyoruz, kamuoyundaki tartışmaları izliyoruz.

Bu konuda kamuoyunda bir talep olursa biz de ilgili birimlerimizle beraber oturur değerlendiririz. Nihayetinde bu yasama organının yetkisinde. Biz de değerlendirmelerimizi yasama organına bildiririz. Ama şu anda biz sadece kamuoyundaki tartışmaları sizler gibi izliyoruz. Raporları okuyoruz, bu raporlardaki ifadeleri bilim insanları, akademisyen ve öğretmen arkadaşlarımız, bakanlıktaki ilgili birimler değerlendiriyorlar.

En son bir karara varırsak, bu kararı ilgili siyasi mekanizmalarla paylaşırız" dedi.

Şimdi gözler kamuoyunun yapacağı yeni açıklamalara ve nihayetinde MEB’in uzmanlar, sivil toplum kuruluşları ve nihayetinde bürokratlar ile yapacağı görüşmelere çevrilecek. Ve muhtemeldir ki çok yakın bir sürede 4 yıllık lise eğitiminin süresinin kısalacağına hep birlikte tanık olacağız.

Sahada olan, Türkiye’nin bir çok şehrinde öğrencilerle, velilerle ve öğretmenlerle görüşen aynı zamanda ülkemizde aralıksız her hafta yayınlanan tek eğitim programı olan Ülke TV’de her Pazar canlı olarak yayınlanan Genç Vizyon programı aracılığıyla da Türkiye’den anlık olarak sorular, mesajlar toplayan bir araştırmacı ve eğitim gönüllüsü olarak anlık olarak görüyorum ki toplumun her kesiminden gerçekten de lise eğitiminin süresinin uzunluğu ile ilgili cümleler, yorumlar aralıksız olarak yapılmaya devam ediyor.

İşin ilginç tarafı gençlerimiz ve toplum sadece liseleri değil, üniversiteleri de sorguluyorlar…

Son yıllarda hem yeni açılan spesifik bölümlerin cazibesi hem de “ara eleman”, “mavi yakalı”, “ilan veriyoruz başvuran yok”, “benim fabrikamda mühendise değil teknik elemana ihtiyacım var” şeklinde yansımaları olan personel açığı gibi argümanlar zaten malumun ilanı aslında.

Hal böyle olunca 2025 YKS başvurularındaki ve hatta 2024 ile başlayan sert düşüş bir anda 2023 yılındaki 3.5 milyon öğrenci adayından, 2024’te 3 milyona, 2025’te ise 2.5 milyon öğrenci adayına düşmesiyle beraber hepten dillendirilir oldu. Acaba gençler üniversite okumaktan vaz mı geçti?

Tabi ki hayır! Vazgeçmediler… Ama özellikle başta tıp, diş hekimliği, eczacılık, mühendislik, hukuk gibi bölümlerde, ki özellikle 300 bin barajı olan mühendisliklerde, bu yıl ilk defa 100 bin barajına inen hukukta özellikle Anadolu’da bulunan birçok devlet üniversitelerinde dahi kontenjanlarda boşluk olduğu gözlenmekte. Bu boşluklar öğrencilerin talebinden ziyade, talepte bulunmak için yakalamaları mecbur olan başarı sıralarına erişememeleri aslında.

Eğer çok eskiden olduğu gibi tıpta, hukukta, mühendislik vb bölümlerde tercihte bulunmak için baraj şartı olmasaydı yine tüm bölümler devlet üniversitelerinde tabi ki dolardı.

Ancak yıllar geçtikçe, üniversite kontenjanları hızla artıyor. Açılan üniversite sayıları artıyor. Ve artık nüfus tersine dönmeye başladığı için de hem doğal bir seleksiyon olarak genç nüfus azalıyor. Buraya kadar kurulması gereken normal bir cümle ama acaba gençler için 4 yıllık üniversite eğitimi gerçekten uzun bir süre mi? EVET, uzun bir süre…

Gençler ne istiyor?

Bugüne kadar on binlerce öğrenci ve aileye tercih danışmanlığı yapan birisi olarak yaşadığım diyaloğu aynen aktarıyorum. Benimle görüşmeye gelen her aile şu cümleleri kuruyor:

  • Hocam bize öyle bir bölüm yazın ki! Hemen devlette işe girsin, devlette iş bulamazsa özel sektörde hemen iş bulsun, herkesten çok maaş alsın!

Ben lisede öğrenci iken, benim de rahmetli annem-babam aynı kaygılar ve aynı temennilerde bulunuyor. Oğlum aman ha aman oku, devlette işe gir.

Ancak 1990’lı yıllarda benim liseyi bitirdiğim dönemden bugüne, özellikle gençler ve aileler bir cümle daha kuruyorlar.

  • Hocam! Devlet, özel sektör, yüksek maaş, kendi işini de kursun bunların hepsi olsun ama DİPLOMAMIZ AVRUPA’DA DA GEÇSİN, EN AZINDAN MEZUN OLUNCA YURT DIŞINA GİDİP ORADA ÇALIŞSIN!

İşte gelinen noktada iki temel problemden ikincisi diplomaları YEŞİL PASAPORT olarak gören öğrenciler ve ailelerin üniversite sınavına bakış açıları aynen bu şekilde.

Peki birinci problem ney? Üniversite sürelerinin 4 yıl gibi uzun bir süre olması. Gençler hocam ne gerek var ki ben Bilgisayar Mühendisliği ya da Yazılım Mühendisliği okuyacağım! Zaten ben kodlamayı, web tasarımını, program dillerini şu anda bile biliyorum. İki yıllık ön lisans bölümü tercihi yaparım, bir yandan okur bir yandan çalışırım. Mezun olunca zaten evden bile olsa ben çalışır paramı kazanırım diyorlar. Ve emin olun bu şekilde daha öğrenci iken çalışan, para kazanan on binlerce öğrenci var.

Tıpta, hukukta, eczacılıkta, diş hekimliğinde, hemşirelikte hiçbir zaman süre tartışılmıyor… Ancak özellikle iktisadi ve idari bilimlerin bölümleri olan işletme, iktisat, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi; fen edebiyat bölümleri olan sosyoloji, felsefe ve hatta psikoloji gibi koskocaman bir bilim dalına bile gençler “ne gerek var ki, ben zaten tüm kaynaklara ulaşabiliyorum, 4 yıl zaman kaybı!” diyebiliyorlar.

Meselenin sosyolojik bakış açısına gelecek olursak;

1990’lı yıllarda ülkemizde yaşanan terör sorununun psikolojik algısı ve askerlik süresinin 18 ay olması nedeniyle, erkek öğrenciler ne yapıp ne edip, açıköğretim fakültesi de dahil olmak üzere ya da lisans eğitimini tamamlayanlar yüksek lisans yapıp askere geç gitme, erteleme, öteleme gibi sebeplerle muhakkak üniversite okuma peşinde koşarlardı. Günümüzde geldiğimiz noktada askerlik süresinin an itibariyle 6 ay olması ve hatta bedelli askerlik imkanı ile birlikte sınava başvuran ortalama 3 milyon öğrencinin yarısına tekabül eden 1.5 milyon erkek öğrencide ciddi bir 4 yıllık üniversite bitireyim kısa dönem askerlik yapayım, yedek subay olarak yapayım gibi argümanları bir anda yok etti.

Özellikle teknolojinin zirve yaptığı 2000’li yıllarda garajlarda icat edilen markalar, Türkiye’de dijital oyun tarihinin en büyük satışını yapan markası olan PEAK GAMES’in sahibi Sidar Şahin’in Boğaziçi Üniversitesi’ni daha ilk yılın sonunda bitirdiğini de anımsarsak mühendislikten, ekonomiye, siyaset biliminden psikolojiye tüm gençler hemen iş sahibi olayım, hemen kendi ofisimi kurayım, hemen patron olayım, hemen, hemen, hemen… Hep hemen!

Ve nihai nokta tabi ki belki de adı konulmamış yeni bir çağa adım attığımız ama hala kabul etmediğimiz PANDEMİ DÖNEMİ… Gerçekten de pandemi dönemi ile birlikte odalarında gizli gizli bilgisayara, cep telefonuna giren çocukları ensesinden tutup sosyal medyadan, oyunlardan kurtarma çabası taşıyan anne babaları resmen ters köşe yaptı. Aynı anne babalar bu sefer çocukları enselerinden tutup, telefon, tablet ve bilgisayar başına kendileri itekleyerek götürdüler. Otur, aç, izle… Otur, aç, dinle… Otur, aç, KAÇ’a dönse de pandemi dönemi gerçekten ülkece ekrana bakan gençler olmadı sadece, maalesef anne babalar da ekrankolik olduk milletçe.

Ve ekranlar sayesinde, pandemi döneminde her evin deneyimlediği paket yemek servisleri, getirler, götürler, hepsi orada, şurada, buradalar… Ve hiç ama hiç kaybedeni olmayan şekerli şugırlı oyunlar hepten bağladı bizi ve özellikle de kız öğrencileri…

KIZ ÖĞRENCİLER APLİKASYONLARI KEŞFETTİ!

Kız öğrencilerimiz alışveriş aplikasyonları, yemek aplikasyonları, sosyal medya uygulamaları sayesinde aslında teknoloji ile adeta resmi olarak tanışmış oldular. Ve ne oldu biliyor musunuz? Kız öğrenciler pandemi dönemi sonrası üniversite tercihlerinde tıp, diş hekimliği, eczacılık gibi beyaz önlüklü bölümleri yazar iken, ve yazdıkları için de sağlıkla ilgili bölümler daima en yüksek puanlı bölümler olurken; pandemi sonrasında eskiden sadece endüstri mühendisliği yazan kız öğrenciler artık bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği, elektrik elektronik mühendisliği gibi mühendisliklere akın ettiler.

Ve hatta İHA bölümleri gibi, animasyon bölümleri gibi 2 yıllık ön lisans bölümlerini bile tercih ediyorlar…

Peki bu tercihler sonrasında ne oluyor? Özellikle dijitalleşen dünyada, su akıp yönünü buluyor. Yani meslek seçiminde cinsiyet dağılımı şekil değiştiriyor.

TERS KÖŞE

Yazımızın sonunda önce erkeklerin askerlik ve pandemi süreciyle üniversite eğitimlerine ve eğilimlerine göz attık, sonra kızların pandemi süreci ile birlikte sağlık alanından mühendislik ve teknoloji alanına geçişine göz attık.

Aslında bana göre de 4 yıllık çoğu bölümün süresi gerçekten uzun, günümüzde bu kadar çok açık kaynak varken, online, hibrit vb bir çok eğitim modeli mümkünken çok daha fazla konuşulacağı kesin olan bu sürece kendi penceremden bir bakış açısı sunmayı hedefledim.

EKMEK ASLANIN AĞZINDA DEĞİL, HASTANIN MİDESİNDE DE OLSA KAZANACAKSIN!

Evet, neden böyle bir metafor kullandım?

Çünkü meslek seçiminde cinsiyet faktörü çok ama çok önemli.

Kızlarımızı konuştuk ama erkeklerimizin de ilginç bir akışkanlığı var, hem de HEMŞİRELİK mesleğinde…

Ülkemizin en önde gelen üniversitelerinden birisi olan Hacettepe Üniversitesi’ne göz attığımızda:

Hemşirelik bölümünü tercih eden erkek öğrenciler son üç yılda yukarıda bahsettiğimiz pandemi dönemi sonrasında şu ilginç bilgi karşımıza çıkıyor.

Hemşirelik

2022

2023

2024

Yerleşen erkek öğrenci oranı %

13.2

15.8

16.2

Yine Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünün son üç yılına baktığımızda bu defa kız öğrenci oranı da yukarıdaki açıklamalarımızı nedenleriyle sonuçlarıyla destekleyen bir yerleşme oranı bu defa kız öğrencilerde karşımıza çıkıyor.

Bilgisayar Mühendisliği

2022

2023

2024

Yerleşen kız öğrenci oranı %

13.9

16.1

16.3

 

Kız öğrencilerin sağlıkla ilgili tercihleri son üç yıl istatistiğinde görüldüğü üzere her yıl artarak devam ediyor.

Ancak burada asıl göze çarpan durum HEMŞİRELİK bölümü… Erkekler neden hemşirelik bölümünü tercih ediyorlar?

  1. En çok ihtiyaç duyulan, diğer mesleklere göre hem devlette hem özel sektörde mesleklerin başında hemşirelik geliyor.
  2. Erkek öğrenciler de tıpkı kız öğrenciler gibi ülkemizde değil, yurt dışında çalışıp iş bulmak için HEMŞİRELİK mesleğini tercih ediyorlar. Asıl sebep bu. Ve hemşirelik bölümüne yerleşen öğrencilerin daha kayıt yaptırır yaptırmaz ilk yaptıkları şey Almanca kurslarına kaydolmaları da bu gerçeğin en büyük dayanağı.

***

Gerek lise eğitim süresi gerekse de üniversite eğitim süresi önümüzdeki süreçte öyle ya da böyle bir şekilde azalacak kanaatindeyim. Burada göze çarpan bir başka önemli konu da üniversite başvuru sayılarındaki düşüş, liselerin 3 yıla düşmesiyle yine üniversite başvurularında fazladan 1 milyonluk bir artış yaşatacak.

İki yıllık ön lisans bölümlerine olan rağbet şüphesiz bu yılla birlikte her yıl artmaya devam edecek. Buradaki asıl önemli olan konu ise 2 yıllık ön lisans okuyan gençlerimize ARA ELEMAN etiketlemesi yerine, ARANAN ELEMAN bakış açısının kamuoyuna yerleşmesi.

Meslek seçimindeki ana problem ise ailelerin tutum ve davranışları; her anne baba benim çocuğum tıp okusun, mühendislik okusun, hukuk okusun bakış açısına sahip, hatta ben gençliğimde tıp okuyamadım oğlum/kızım sen oku, ben gençliğimde hukukçu olamadım oğlum/kızım sen oku! tarzındaki yaklaşımları.

Asıl çözüm ise Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu yıl pilot illerde hayata geçireceği meslek ortaokulları olacak düşüncesindeyim. Gençlerimiz meslek lisesi dışındaki liselerden mezun olup, üniversiteye yerleşemediği zaman mesleksiz birer genç olarak hayata giriş yapıyorlar, meslek ortaokulları ve mantıklı bir lise eğitim yılının en azından 2 + 1 şeklinde planlanması ise liseyi bitiren her gencin üniversite okuma zorunluluğunu ortadan kaldıracaktır.

Benim önerim 2 yıllık temel lise eğitimini tamamlayan gençlerimiz dilerlerse, 2 yıllık ön lisans sınavlarına giriş hakkı elde edip, meslek edinecekleri kendi yeteneklerine ve ilgilerine uygun programlara yerleşip meslek sahibi olabilirler.

Tıp gibi, mühendislik gibi bölümleri meslekleri tercih edecek öğrenciler +1 yıllık lise eğitimi ile üniversite yolculuğuna devam edebilirler.

***

Tüm öğrencilere ve ailelere tercihler öncesinde hem kendileri için hem aileleri için hem de ülkemiz için isabetli ve başarılı bir tercih dönemi geçirmelerini diliyorum.

Tercih döneminde, YKS sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, canlı olarak yayınlanan Genç Vizyon programı ile her gün saat 16.00’da Ülke TV’de olacağız, izlemeniz dileğiyle.

 

Günün Sözü:

“Bir şeye başlayıp başarısız olmaktan daha kötü tek şey hiçbir şeye başlamamaktır.” (Seth Godin)

 

İsmail Yolcu

Ankara Bilim Üniversitesi

Eğitim ve Kariyer Uzmanı

Eğitimci, İletişimci ve Yazar

ismail.yolcu@ankarabilim.edu.tr

Yorumlar5

  • klas 4 saat önce Şikayet Et
    üniversite okumak artık gereksiz. Bul birini işçi ol gir.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • reisci 4 saat önce Şikayet Et
    şu anda bile eğitimin yetersizliği tartışılıyorken kısalırsa bu iş nasıl olacak. önemli olan meslek sahibi olacakları orta okulda mesleğe yönlendirmek. onları okumaları için zorlamamak. verim almayacağın öğrenciyi okumaya zorlamanın ne alamı var? okumak isteyene de tüm kapılar açılmalı.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Murat 4 saat önce Şikayet Et
    Yıllarca öğrencilere üniversite okumalarını tavsiye ettim.Kendi çocuklarıma da bu düşünceyle üniversite okuttum.(sayısal)2.800-34.000 arası sıralama yaptılar.Sağlıkla ilgili bölümleri tercih etmediler.Okul bitince uzun süre işsiz kaldılar.Kendi işlerini okul bittikten 6 yıl sonra kurabildiler.Aman ha gençler üniversiteye sakın gitmeyin.Sıralamanız 2000 altıysa gidebilirsiniz.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Kadir 5 saat önce Şikayet Et
    Üniversiteler meslek öğretemediği için artık gereksiz bir kurum haline geldi. İngilizce eğitimle ,ingilizce bilmeyen hocayla ,bilse bile ingilizce bilmeyen öğrenciye nasıl meslek öğretebilir.Birileri bize tuzak kurmuş haberimiz yok. İngilizce eğitin tuzağı.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Yalovanlı 5 saat önce Şikayet Et
    Açıktan lise, Açıktan üniversite bitir bu arada işte çalış sigortanda yatsın. Aynı şartlarda ünvanlara sahip ol örgün eğitimle ne zaman geçirecen., Ailenden uzaklarda,Milyonlarca para harcıyacan !!!!
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat