Maksat skor olsun!
- GİRİŞ14.08.2025 08:34
- GÜNCELLEME14.08.2025 13:02
Yoğun geçen üniversite tercih dönemi 13 Ağustos, saat 23:59 itibariyle sona erdi… Tercih yapan tüm adaylara hem kendileri hem de ülkemiz adına en isabetli tercihlerin kazanılacağı bir süreç diliyorum.
Bir taraftan tercih yapan 2025 YKS yolcularını uğurlarken, diğer taraftan 2026 YKS yolcularını karşılamış da olduk aslında dün itibariyle.
Peki Haziran 2026’de yapılacak olan YKS maratonunun yeni yolcuları için nelerin altını çizmek gerekiyor?
Öncelikle şunu ifade etmek isterim kendini gerçekleştirmek isteyen her öğrenci için gerek MEB online platformları gerekse YouTube başta olmak üzere on binlerce yüzbinlerce saatlik açık kaynaklar öğrencilerin hemen elinin altında ancak avantaj gibi görünen bu durum maalesef bir çok öğrencinin dezavantajına dönüyor.
Öğrencilerimiz maalesef gerçek eğitimin, gerçek eğitim ortamlarında, gerçek öğretmenlerle olacağı konusunu maalesef es geçiyorlar. Yani sanal/uzaktan eğitim mecralara, aplikasyonlar gibi uygulamalara uygun olan ya da olmayan her ortamda, uygun olan ya da olmayan her saatte erişim sağlayan öğrencileri şüphesiz 2026 yılındaki sınavlarda pek de parlak bir sonuç beklemiyor olacak.
Öğrenmenin ve başarılı, her şeyden öte öğrenen bir öğrenci olmanın birinci kuralını da bizim es geçmememiz gerekiyor.
Eğitimde hazır bulunuşluluk yani öğrenmek için birinci adımın öğrenmeye ihtiyaç duyan kişinin her şeyden önce içinde bulunduğu ortama ve öğrenme ortamında bulunan öğretmenin karşısına “öğrenmeye hevesli”, öğreneceği konulara küçük de olsa ön bir hazırlık yaparak “ön öğrenme”lerle giriş yapması çok ama çok önemlidir.
Peki bu ön öğrenme süreci yani hazır bulunuşluluk sadece gerçek sınıflarda, gerçek öğretmenlerden ders dinlerken oluyor da neden sanal/uzaktan (ya da YouTube) ortamlarda, aplikasyonlarda ders dinlemeye başlamadan hemen önce olamaz mı?
Kesinlikle olur! İşte bu nedenle yüz binlerce saat erişilen sanal/uzaktan eğitim materyalleri ziyan olmadan her şeyden öte gençlerimizin gelecekleri ziyan olmadan dijital çağın tüm ihtiyaçları adeta bir nimet gibi cebimizde, evimizde, iş yerimizde bizlerle ve gençlerimizle birlikte iken çözüm üretmeliyiz.
Eğitimde sadece öğrenciler mi hazır bulunuşluluk yaşamalı?
Kesinlikle hayır! Pek tabi ki önce anne ve babalar hazır bulunuşluluk yaşamalı. Çocuklarına inanmalılar ve onları öğrenme konusunda güdülemeliler… Ama ülkemizde işler tersinden gidiyor maalesef, anne ve babalar öğrenmeden önce yazılı sınav notlarına, karne notlarına, diploma notlarına güdülüyorlar daha çok çocuklarını. Hal böyle olunca da milletçe skor peşinde koşmaya başlıyoruz.
Çok ilginçtir ki sağlıklı birey olmak için bile yürüyüş parkurlarında, koşu bantlarında “Şekerim hafta sonu 10 bin adım attım!”, “Üstadım inanmazsın 15 km yürüdüm gün içinde!” şeklinde cümleler kurulmaya başlıyor. Yani spor olsun diye değil, skor olsun diye adım atıyoruz.
Spordan eğitime geçtiğimizde ise aynı skorun çocukların birbiriyle yarıştırıldığı kurslarda, özel öğretmenlerde yapıldığını görüyoruz.
“Duydun mu oğlum, Efe’nin öğretmeni ona günlük 500 matematik sorusu veriyormuş!”, “Kızımın kursundan vallahi çok memnunuz, hafta sonu 2 bin soru ödev verdiler!” şeklinde kurulan cümlelerde de kursların, öğretmenlerin, okulların skorları konuşulur oldu maalesef.
Eğitimden spora, spordan sosyal medyadaki like skorlarına, paylaşılan videoların hunharca takip edildiği izlenme skorlarına hayatımız skor olmuş da haberimiz yok!
Eskiden “Maksat spor olsun!”cu biraz da gamsız, yaptığı işi çok da önemsemeyen bir nesil vardı.
Şimdilerde ise “Maksat skor olsun!”cu yine gamsız, başladığı işi bitirmekten çok skor peşinde koşan bir nesil var maalesef.
Günün Sözü:
“Hayat sadece skorlardan ibaret değildir!” (İsmail Yolcu)
İsmail Yolcu / Haber7
Ankara Bilim Üniversitesi
Eğitim ve Kariyer Uzmanı
Eğitimci, İletişimci ve Yazar
ismail.yolcu@ankarabilim.edu.tr
Yorumlar1