Ah şu yeni nesil öğrenciler!

  • GİRİŞ20.11.2025 09:00
  • GÜNCELLEME20.11.2025 09:00

Son yıllarda bolca kullanılan bir kavram aslında “yeni nesil” kavramı…

Hatta özellikle son yıllarda öğrencilerin illallah ettiği “yeni nesil sorular” öylesine çok konuşuluyor ki “soruların uzunluğu, zorluğu, karmaşıklığı” vs vs gerçekten de öğrencilerin en çok şikâyet ettiği konu başlığı yeni nesil sorular…

Ama bugünkü köşe yazımızda tersine mühendislik yaparak yeni nesil soruları değil yeni nesil öğrencileri gündeme almak istedim.

Ve Ankara’da özellikle yeni nesil öğrencilerle iç içe olan, onlara sınav, kütüphane, kurs vb alanlarda hizmet eden değerli bir eğitimci olan Haydar Erol ile “yeni nesil” bir söyleşi gerçekleştirdik.

Eğitimci Haydar Erol Hocam siz uzun yıllardır gençlerin, öğrencilerin içerisinde olan bir isimsiniz.

Müsaadenizle bu önemli konu başlığını size soracağım sorularla biraz daha derinlemesine analiz etmek isterim.

***

Yeni nesil öğrenci denilince akla kimler geliyor?

Hangi yaş grubunda olursa olsun pandemi dönemini yaşayan, eğitimi sadece somut mekânlarda değil online ortamlarda alabilen ve kendi iç disiplini doğrultusunda çalışan öğrenciler akla gelmektedir.

Yeni nesil öğrencilerin temel özellikleri sizce nelerdir?

Bu öğrencilerin tipik özellikleri şunlardır:

Bilgiye ulaşmanın sadece okullarda ve kurslarda olmadığını, online ortamlarda da bilgiye ulaşılabildiğini savunurlar. Youtube, uzaktan eğitim kursları, kapalı devre ders anlatımı yapan platformlar, ayrıca Zoom, Google Meet gibi araçları kullanan özel ders öğretmenlerinin çevrimiçi ders anlatımlarını online ortamların içine alabiliriz.

Okul, kurs ve ev ortamının dışında ders çalışmayı farklı ortamlarda yaparlar. Örneğin devlet kütüphanelerinde, özel kütüphanelerde, kitap kafe konseptindeki mekânları tercih edebilirler.

Bağımsız çalışmak ister. Eksiğini kendisi bulup kendisi düzeltmek ister. Çalışma disiplinini kendisi ayarlar.

Bu öğrenciler bazı dersleri bireysel çalışma ile halledeceğini düşünürler, sayısal derslerin bazılarında ise özel ders almaya niyetlidirler.

Bir kursa bağlı kalmaksızın birçok kursun sınavına girmek isterler veya bir deneme kulübüne kaydolup farklı yayınların denemelerini çözmek isterler. Tek bir marka deneme onlara yeterli gelmez, sayı olarak da ne kadar çok denemeye girebilirlerse o kadar kendilerini yetiştireceklerine inanırlar.

Velisinin eleştirel yaklaşmasına sıcak bakmaz. Velisi ya öğrenciye destek verecektir ya da öğrencinin yaptıklarına razı gelecek ve söylediklerine ikna olacaktır.

Yeni nesil öğrencilerin ders çalışma alışkanlıkları hakkında neler söylersiniz?

Ders çalışmayı zamanla ve mekânla sınırlamazlar. Günün herhangi bir saatinde ders çalışabilirler, gerek sabah erkenden ya da gece geç saatlere kadar. Odasında, kütüphanede, kafede; grup hâlinde ya da tek başına ders çalışırlar. Kendi programlarını ya kendileri yapar ya da bir eğitim koçundan yardım alırlar. Disiplini bu şekilde sağladıklarına inanırlar.

Yeni nesil öğrenciler tüm ipleri kendi ellerinde tutarlar!

Yeni nesil öğrenciler özellikle sınava hazırlanırken ne tür alışkanlıklara sahipler?

Tüm ipleri kendi ellerinde tutarlar, velinin çok müdahale etmesine izin vermezler.

Kurs ihtiyacı varsa kendisi karar verir, özel ders almak isterse kendisi istediği dersi ister, bir eğitim koçundan yardım almak isterse eğitim koçunu kendisi seçer.

Kendi başarısından kendisini sorumlu tutar.

Peki, bu öğrencilerin hepsi doğru bir yol seçiyor mu?

Bu öğrenciler arasında sağlam adımlar atan, öz disiplini yerinde olan, öncesinde iyi bir temel oluşturmuş, akademik başarısı sürekli yükselen, eksiğini hemen keşfeden ve o eksiği kapatmak için en doğru ve kestirme yolu seçenler de var. Temeli sağlam olmasa bile kendisinin tek başına başaracağını düşünen, çalışmayı tüm derslerine yaymayan sadece bir derse, bir konuya yoğunlaşan, halen iyi kıvamda olmadığını düşündüğü için deneme sınavlarından kaçan, gerçeklerle yüzleşmekten korkan öğrenci de vardır.

Dershanesiz dershane!

Yeni nesil öğrenciler dershanesiz dershane denilen bir modelle LGS ve YKS’ye hazırlanıyorlar diyebilir miyiz? Nasıl oluyor bu?

Evet, ne kadar tartışmaya açık olsa da kimi öğrenciler dershanesiz dershane denilen bir modelle sınavlara hazırlanıyor.

Örneğin herhangi bir kursa kayıt yaptırıp ders takibi yapmıyor fakat bir kursun deneme kulübüne üye olabiliyor, o kursun kütüphanesinden faydalanabiliyor. Ayrıca takıldığı bir soru varsa etrafındaki öğretmenlere sormayıp soru çözüm uygulamalarından online olarak ihtiyaçlarını giderebiliyorlar.

Günümüzde eğitimin en afilli sloganı: “Her şey kişiye özel”

Özellikle kişiye özel ders, kişiye özel hoca, kişiye özel koç şeklinde adlandıracağımız bir sisteme neden sıcak bakıyorlar? Onların düşünce tarzları hakkında bilgi verir misiniz?

Bu sistem hakkında her ne kadar bir fikir ayrılığı olsa da bu öğrenciler dokuz-on ay bir kursa gitmeyi kendileri için zaman kaybı görüyorlar, çok yorucu buluyorlar, ekonomik olarak da külfet olduğunu düşünebiliyorlar.

Zamanı ben kontrol edeyim. Kimse müdahale etmesin. En iyisini ben biliyorum. En doğru yol benim seçtiğim yol diyebiliyor. Gerek görürsem kursa giderim, gerek görürsem özel ders alırım, gerek görürsem bir eğitim koçu ile yola devam ederim anlayışındadırlar.

Fakat bu sözleri bir önceki sınavda ilk 50 bindeki öğrenci de söyleyebiliyor, 500 bindeki öğrenci de.

Peki ya yeni nesil aile kavramını soracak olursam size… Neler söylersiniz gerçekten de yeni nesil aileler var mı?

Yeni nesil öğrencileri nasıl ikiye ayırabiliyorsak yeni nesil velileri de ikiye ayırabiliriz:

Birincisi, öğrencisinin eğitimine önem veren, onun ilerlemesi için her şeyi yapan veli tipi.

İkincisi, öğrencinin eğitimine önem vermesine rağmen yanlış yol belirleyen veli tipi.

Birinci veli tipi, öğrencinin okuldaki ve kurstaki akademik başarısını takip eder, gerektiği anda öğrencisine lokal destekler aldırır. Örneğin eksik olduğu dersten veya konudan alanında uzman bir öğretmenden özel ders aldırır. Yazılı ve sınav sonuçlarını öğrenci ile birlikte analiz eder. Gücü yetmezse bir eğitim danışmanına danışır. Mental olarak öğrencisinin rahat olmasını ister. Bu nedenle gerek görürse psikolojik danışmandan da yardım alabilir. Öğrencisine sonuna kadar güvenir.

İkinci veli tipi, öğrenciye güvenmek ister. Akademik başarısı hakkında bilgiye sadece öğrencinden ulaşır. Öğrenci eksiğini kendi belirler, veli bunu sorgulamaksızın ona isteği doğrultusunda öğrencinin çizdiği sınırlar çerçevesinde yardım sunar. Velinin isteği, öğrencinin sadece başarılı olmasıdır. Fakat öğrenci böyle bir durumda yanlış bir yol tutmuş olabilir, yanlış ders çalışma stratejisi uygulamış olabilir. Bunu veli fark edemeyebilir ya da çok geç fark eder.

Gelelim yeni nesil öğretmenlere… Onlar hakkında neler söylersiniz?

Değişen eğitim şartları ve teknolojideki ilerlemeler doğrultusunda yeni nesil öğretmen kavramı da ortaya çıkmıştır.

Teknolojiyi yakından takip eden; tablet, bilgisayar ve telefonlardaki birçok uygulamayı ve akıllı tahtayı profesyonel olarak eğitimde kullanabilen, birçok program üzerinden soru veya test hazırlayabilen, sınav sonuçlarını hızlıca analiz edebilen, öğrencinin eksiğini hemen fark eden öğretmenler yeni nesil öğretmen diye adlandırılabilir.

Elbette bu saydıklarımız çok faydalı eylemlerdir. Ancak teknolojiyi iyi bilmek herkesi iyi eğitimci yapmaz. Burada öğrenciye ders anlatırken öğrencinin o an anlayıp anlamadığını tespit etmek, tahtada çözülen bir sorunun bir benzerini öğrencinin çözüp çözmediğini gözlemlemek, verilen ödevlerin zamanında ve amacına uygun şekilde yapıldığını takip etmek de bir o kadar önemlidir.

Her ne kadar yeni nesil öğretmen kavramını kullansak da şimdinin öğretmeninde şunlar kesinlikle olmalıdır: ilgi, takip, disiplin, ciddiyet, güven…

***

Evet… Yeni nesil öğrenciden, yeni nesil aileye oradan da yeni nesil öğretmene kadar uzanan bir eğitim yolculuğu yaptık bugünkü köşe yazımızda.

Ama unutulmaması gereken en önemli şey şu ki adına ister yeni nesil isterse de eski nesil diyelim tüm öğrenciler bizim öğrencimiz, bu ülkenin öğrencisi. O nedenle onlara hem eğitim yolculuklarında hem de sınav yolculuklarında muhakkak yardımcı olmalıyız. Onları asla yalnız bırakmamalıyız.

Ve tabi ki yeni nesil öğretmenler, enerjileri ile teknolojik donanımı ile gerçekten muhteşem bir genç öğretmen kitlesine sahibiz. Onların da mesleki anlamda gelişmeleri için var gücümüzle destek olmalı, hatta en başta çocuklarımıza öğretmenlerinin yaşı kaç olursa olsun saygıda kusur etmemeleri gerektiğini bir kere daha söylemeliyiz.

Öğretmenlerimiz… Her biri kendi hayatlarını eğitime adamış değerli öğretmenlerimiz, hepinize ayrı ayrı sevgilerimi iletiyor ve 24 Kasım Öğretmenler Günü gelmeden sizlerin “Öğretmenler Günü”nü kutluyorum. İyi ki varsınız kıymetli öğretmenlerimiz!

Yeni nesil aileler, bir elde kumanda, diğerinde cep telefonu…

Çocuk kendi odasından çıkmış salona üstelik en caf caflı dizinin açık olduğu tv’nin hemen karşısına oturmuş ders çalışıyor, ödev yapıyor… İşte yeni nesil aileler dijital ebeveynler gözleri ile ekranları takip ederken, işaret parmakları ile kendi çocuklarını muhatap ederek, çocukları bir an önce avluda volta atan mahkumların havalandırma saatleri bitince düdük öttüren gardiyan misali işaret parmakları ile süre bitti, haydi hücrenize diyen “gardiyan veli” moduna geçen yeni nesil aileler… Sizler de iyi ki varsınız!

Çocuklarınızın öğretmenlerinin gününü kutlamak için 24 Kasımı beklemeyin e mi?

Veee son söz tabi ki yeni nesil öğrencilere… Biliyorum her şeyin en iyisini, en doğrusunu siz biliyorsunuz. Haklısınız. Size çok sevdiğim bir söz ile veda  etmek istiyorum bu haftaki köşe yazımda.

“Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse!”

Günün Sözü:

Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum!" (Hz. Ali)

 

İsmail Yolcu

Eğitimci-Yazar

Haber7.com yazarı

Yorumlar2

  • Bir öğretmen 1 saat önce Şikayet Et
    Ağzına sağlık. Teşekkürler
    Cevapla
  • Mahoni 4 saat önce Şikayet Et
    Yüreğine sağlık
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat