Karışan kafalar, bulanan mideler

  • GİRİŞ10.07.2011 07:45
  • GÜNCELLEME10.07.2011 07:45

Şike konusunda başka takımların da ismi geçiyor, fakat görünüşe göre 'benim' takımım bu meselede kilit bir rol oynuyor. Avrupa futbolunun yönetici kurumu UEFA'nın baskısı altındaki Türk Futbol Federasyonu 15 Temmuz'dan önce gelecek sezon hangi Türk takımlarının Avrupa liginde mücadele edeceğine karar vermek zorunda. Fenerbahçe suçlu bulunduğu takdirde, 2010-2011 şampiyonluğu elinden alınacak, çok büyük ihtimalle bir alt kümeye düşürülecek ve bu yüzden son derece kazançlı olan UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılmasına izin verilmeyecek. Bu, Kadıköy merkezli kulüp için muazzam bir sportif ve mali felaket olacak.

Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman ve takım kaptanı Alex De Souza'nın duyduğu derin rahatsızlığı anlayabiliyorum. Şimdi Fenerbahçe'nin 18. şampiyonluğunun Kocaman'ın teknik direktörlük becerilerinden veya Alex'in bazen göz kamaştırıcı olan oyunundan kaynaklanmamış olabileceği algısıyla karşı karşıyalar. Sarf edilen bunca laftan ve ortalıkta dolaşan söylentiden sonra birçok insan şampiyonluğu Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın satın aldığını düşünecektir. Bütün tartışmalı maçları izledim ve şu konuda Kocaman'la hemfikirim: Eskişehirspor, Bucaspor ve Sivasspor'la yapılan maçların hepsinde Fenerbahçe iyi oynayan taraftı, fakat savunması yine dağınık olduğu için veya rakip takımın topları direkte patlamamış olsa puan da kaybedebilirdi. Bir çek yazarak bütün bunları manipüle etmek mümkün olabilir mi? Bundan böyle Alex, Bucaspor kalecisinin Fenerbahçe'yi oyuna geri döndüren serbest atışına, çuvalla para sözü verildiği için uzanmadığını mı düşünmeli? Bunlar her sporcuya saç baş yolduracak ve her taraftara kandırıldığını hissettirecek sorular.

Bütün bu manzara karşısında kafam ziyadesiyle karışık, fakat bir yandan da bu tür iddiaların nihayet araştırılıyor olmasından memnunum. Fenerbahçe maçlarına gitmeye başladığım 2003'ten bu yana iyi bilgi alan gazetecilerden sık sık Türkiye'deki futbol yarışının, sadece sahada değil, stat dışındaki karanlık köşelerde de bol para dökmeye niyetli diktatörvari kulüp başkanlarının oynadığı kirli oyunlarla malul olduğunu işitirim. Lale Kemal'in Today's Zaman'daki köşesinde yazdığı futbol kulübü başkanlarıyla silah ticareti arasında bağlantı olduğu iddiası, yıllardır sağda solda anlatılan birçok hikâyeden sadece biri. Bugüne kadar hiçbir savcı bu iddiaların doğru olup olmadığını incelemeye muktedir veya istekli değildi. Loca koltuklarındaki 'dokunulmazların' nihayet sorgulanıyor olması Türk futbolu ve genel olarak Türk toplumu için iyi bir şey.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Joost Lagendijk - Zaman

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat