Onur Öymen’in takdir ettiği Dersim hukuku
- GİRİŞ19.11.2009 09:45
- GÜNCELLEME19.11.2009 09:45
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in bir konuşması ile öteden beri tekrar edilen ancak halen devam edip etmediği konusunda kuşkular olan CHP zihniyeti apaçık görünür oldu.
Onur Öymen'e göre Dersim'deki analar ağladıysa günümüzdekiler de ağlamalıdır. Yine bu anlayışa göre 1937'de doğru olan şey bugün de doğrudur. Çünkü 1937'nin kahramanı İnönü'dür ve Atatürk hayatta iken gerçekleşmiştir. Bu talihsiz konuşmadan sonra zihinlerin ne kadar da bölmeli olduğu anlaşıldı.
Bir kesim CHP'lilere ve onlara destek verenlere göre Dersim olaylarında tercih edilen şiddet, tehcir ve yargılama mantığı ile 27 Mayıs yargılama mantığı arasında bire bir paralellik var. Bu zihniyet 27 Mayıs'ı bu gün de olsa desteklerim deyip ve bununla yetinmeyip Başbakan Tayyip Erdoğan'a ikide bir Menderes'i hatırlatıyor. Bazıları yanına Ali Kemal'i de ilave ediyor.
Bir başka kesime göre Dersim olayları Atatürk zamanında ve İnönü eli ile olsa bile tasvip edilemez. Bu kesim Atatürk'ü ve icracı İnönü'yü Dersim konusunda açıkça tenkit edemediğinden, geçmişin acı olaylarını unutalım gitsin, havasında. Nitekim Deniz Baykal'ın da tercihi bu yönde oldu.
Oysa ben Sayın Deniz Baykal'dan, Aşık Veysel'i Kızılay Bulvarına sokmayan İnönü'yü eleştirmesi gibi bu konuda da açık bir tenkit dili geliştirmesini bekledim. Yanılmışım. Onur Öymen'in açık ettiği şuuraltı ile CHP iki derede bir arada kalmıştır.
Adamlar hem Alevileri memnun etmek istiyor hem de Dersim olaylarının üstünü küllendirmekle kalmıyor, yeri gelirse -şartlar oluşursa- benzer olayların olabileceğini ve bu konuda tarihten gelen tavırlarını sürdüreceklerini söylüyorlar; çünkü CHP içinde bu türden düşünce sahiplerini darıltmak istemiyorlar. Meğer adamlar Alevilerle bu konuları ya hiç konuşmamışlar ya da Alevilere başka şeyler söylüyorlardı. Şuuraltı açığa çıktı, kel göründü.
Bendeniz CHP'den Dersim olayları ile ilgili olarak varsa bazı hatalı uygulamaların tekrarını önlemek için bundan ders almalıyız demelerini ve özellikle de Dersim'deki yargılama anlayışını tenkit etmelerini beklerdim.
Binlerce insan yerinden yurdundan edilmiş, şu kadar insan asılmış ve Dersim'den uzaklaştırılan ailelerin çocukları bazı bürokratlara hizmetçi yapılmış. Bir şehrin adı değiştirilmiş. Acaba bütün bunlar hangi adalet ve hukuk anlayışıyla yapılmış.
Bu anlayış günümüzde ne kadar değişmiş. Bu konular hakkında zihin açıcı olacağını düşündüğüm bir alıntı yapmak istiyorum:
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Yorumlar3