Kardeşlik ve huzur
- GİRİŞ15.08.2009 07:13
- GÜNCELLEME15.08.2009 07:13
Başbakan bir taraftan, İçişleri Bakanının ilk açıklamalarında “demokratik açılım” şeklinde ifade edilen ve son bilgilere göre “Kardeşlik ve huzur projesi” adı konulduğu anlaşılan “açılım”da herhangi bir “paket”in söz konusu olmadığını söylerken, diğer taraftan “rapor ve sonuç bildirisi” kelimelerini kullanıyor.
Hükümete çok ağır ithamlar yönelterek kapılarını peşinen kapatan iki muhalefet partisine de “Söyleyecek neyiniz var? Bize bunu söyleyin. Biz bunları da bu çalışmanın içine, sonuç bildirgesine, raporumuza koyalım” diye çağrı yapıyor.
Demek ki, bu çalışmalarda bir “paket” söz konusu olmayacak, ama “rapor” veya “sonuç bildirisi” hazırlanacak. Ve anlaşılan o ki, evvelce daha ziyade üniversiteler ve STK’lar tarafından farklı konularda değişik isimler altında organize edilen “beyin fırtınası, fikir jimnastiği” türü bir etkinliğin, şimdi bu konuda, hükümetin “moderatörlüğü” ile, olabildiğince geniş kesimleri içine alacak bir kapsamda gerçekleştirilmesi öngörülüyor.
Bu çalışma, çözüme destek verecek güçlü bir kamuoyu oluşturma açısından faydalı olabilir.
Ama samimiyetle, hiç kimseyi dışlamadan yürütülmesi ve Bakan Atalay’ın dediği gibi “bu konuda söyleyecek sözü olan herkes”e dikkat ve içtenlikle kulak verilip, görüş, tesbit, eleştiri ve tekliflerinin aynen kayıtlara geçirilmesi şartıyla.
Bu konuda herkes çok “dolu” ve öncelikle eteklerdeki taşların dökülmesine büyük ihtiyaç var. Herkes konuşsun, içini döksün, rahatlasın.
Sonra, söylenenlerin dökümü çıkarılıp, gereksiz detaylar ayıklansın; öze ve esasa taallûk eden ortak tesbitler tasnif edilip derli toplu şekilde bir araya getirilsin; aynı şey çözüm teklifleri için de yapılsın ve neticede her kesimin ortak kanaatlerini ortaya koyan bir mutabakat metni oluşsun.
Bir sonraki aşamada da, bu metindeki ortak teklifler için, herhangi bir gecikmeye de meydan vermeyecek gerçekçi bir zamanlama stratejisine dayalı bir uygulama takvimi yürürlüğe konulsun.
Keşke sivil bir inisiyatif olsaydı...
Erdoğan’ın açılımdan söz ederken kullandığı “süreç” kelimesiyle böyle bir silsilenin kast edildiğini, böyle bir niyetle yola çıkıldığını sanıyoruz.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Yorumlar6