Ne G.Saray'ın ne de Beşiktaş'ın ligin en önemli unvanı için iddiası yoktu. Hatta öylesine ki herhangi bir Avrupa kupasına katılma gibi bir çizgiye ulaşmaları da hemen hemen imkânsız gibiydi. İşte böylesine bir derbi tam kapasite tribünlerle oynanacaktı.

Kadrolar elime geldiğinde bir de baktım ki Beşiktaş'ın yerli malı hocası G.Saray'daki yabancı meslektaşına bir hediye sunmuştu. Neredeyse hücumsuz bir takım olduğu kadar orta alanı da hayli yetersiz görünüyordu. Buna karşılık Torrent, elindeki malzemenin neredeyse en iyisini kullanmaya çalışmıştı.

Dolayısıyla Beşiktaş ne orta alanda oyun kurabilme; ne de ön tarafta, arada bir oralara aktarılan rastlantı akınlarda tabelaya yansıtabilecek bir güce sahipti.

Teixeira hâlâ sahada!

İşte G.Saray özellikle Muhammed'in aktif oyununun yanı sıra iki de asistiyle Kerem'i maçın golcüsü yapacaktı. Soyunma odasına böyle gidildi. Ama gidilmeden önce Önder Hoca, Kenan ve Güven yanlışlarından Larin ve Batshuayi değişiklikleriyle içeride umudu yükseltme yoluna dönmüştü. Dönüşte de Atiba çıkıp yerine Josef de Souza giriyordu. Ama Teixeira hâlâ oyunda duruyordu. Buna karşılık Torrent takımı 2-0 önde diye, dakika dakika oyundan düşüşünün rakibine teslim olmaya başladığının farkında bile değildi. Ta ki, 68. dakikaya kadar.

Önemli sonuç değil

Ve Beşiktaş aslı sol bek olan Rıdvan, hiç yapmayacağı bir şutla Pena'ya topu yumurtlattıracaktı. Ama ancak o kadarla kalabilecekti Beşiktaş.

Tabii ki bu maçın sonucu benim görüşüme ve ölçülerime göre ligin hiçbir önemli oluşumunu olumlu veya olumsuz etkileyebilecek bir sonuç değildir. Sanıyorum bu maçtan sonra kenarda yedek oturmuş Muslera kalesine geçer, Muhammed bir daha böyle bir değişiklik saçmalığına muhatap olmaz. Beşiktaş'ta da hem Kenan'ın hem Güven'in aynı on birde oynamasının mümkün olamayacağını da Önder Hoca görebilir. İşte bana göre maçın en önemli iki oluşumu budur.

Maçın adamı: Kerem Aktürkoğlu