Arslan ile yatan lider

  • GİRİŞ20.11.2011 08:40
  • GÜNCELLEME20.11.2011 08:40

Başbakan Erdoğan’ın proaktif ve genel toplamda başarılı bir dış politika yürüttüğünü görüyoruz. 

Aynı başarı elinize bir anda kızgın kestaneleri bırakıveren kestanecilerle dolu ortadoğu politikalarında da görülüyor.  

Halkına askeri şiddet uygulayan Esad’a karşı Türkiye Suriye halkının yanında olmayı seçiyor.

Bunun ne kadar doğru olduğunu sonradan çıkıyor. Çin ve Rusya’nın desteğini aldığını düşünen Esad yandaşlarını Türk toprağı sayılan Suriye’deki Türk büyükelçiliğine saldırtacak kadar pervasızlaşıyor. 

Yıllarca terörist başını Şam’da ağırlayan şimdi de Türk bayrağını yaktıran Esad ailesinin affedilir yanı artık kalmamıştır. Bu ailenin yönetiminde Suriye PKK’nın sığınak ve lojistik geçiş alanı haline gelmiştir. Esad’ın eğittiği Suriyelilerin Kandil’de terör örgütünü yönettiğini sağır sultan bile duymuştur. 

Esad’a Başbakan Erdoğan yine de “Müslüman bir kardeşimizdir önce bir konuşalım, belki ticari ve kültürel ilişkilerimizin gelişmesi sayesinde düzelir” düşüncesi ile yaklaşmıştır. Fakat görülmüştür ki adamda tık yok. 

Müslümanlık, komşuluk hatırı falan umurunda değil. Gidiyor koyu Hristiyan ortodoks Rusya ve komünist Çin ile el ele olmayı tercih ediyor.  

Bırakın müslüman komşusu Türkiye ile iyi ilişkiler içine girmeyi, kendi sunni müslüman vatandaşlarını ağır askeri silahlarla katletmekten de kaçınmıyor.

Arap Birliği sunni müslüman ahaliyi kırıp geçiren Esad’dan umudunu kesti, Suriye’nin üyeliğini askıya aldı. Ürdün kralı dahi Esad’a iktidarı bırak çağrısı yaptı.  

Erdoğan’ın bir diğer önemli dış politik konusu da İran’ın nükleer sevdası. 

İran projenin sivil amaçlı olduğunu iddia etse de Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK)’nun son raporu aynı doğrultuda değil. İran’ın “birkaç ay içinde” nükleer silah üretebilecek durumda olduğunu vurguluyor. 

İran’ın nükleer silaha sahip olması İsrail tarafından kabul edilemeyeceğine göre … 

UAEK’nin raporu doğrultusunda İsrail’in “birkaç ay içinde” İran’a askeri müdahalede bulunmasını öngörmek falcılık olmaz.

Zaten artık uluslararası kamuoyunda İsrail’in İran’a saldırıp saldırmayacağından ziyade ne zaman saldıracağı konuşuluyor. 

The Daily Mailin bildirdiğine göre İngiltere Dışişleri Bakanlığı yılbaşından hemen sonra İran’a bir İsrail müdahalesi olacağını tahmin ediyor. 

Böyle bir durumda neler olur ? 

Hamas ve Suriye’den İsrail’e cılız saldırılar olabilir. Avrupa ve Amerikan şehirlerinde birkaç terörist saldırı beklenebilir.

Deniz gücü Amerikan 5. Filosu ile rekabet edemese de İran’ın üç beş mayın atarak Hürmüz boğazı geçişlerini engellemesi ile petrol fiyatları varil başına 200-300 dolar seviyelerine çıkar. İran Suudi petrol tesislerine bir iki füze atarsa petrol fiyatları rekor üstüne rekor kırar. 

Bu durum petrol satışı gelirlerini katlanarak arttıracağı için Rusya’yı pek sevindirir. 

Amerika ile yüksek ticaret hacmi bulunan Çin’i tarafsız kalmaya ikna etmek zor olmaz. 

Artan enerji maliyeti euro bölgesindeki ekonomik krizi daha da derinleştirir. Ticari rekabette dengeler Çin Rusya ve ABD lehine değişir.

Diğer yanda, öteden beri İran’ı tehdit olarak gören Arap dünyası İsrail’in saldırısına için için sevinir. 

Sonuç? 

Rusya Çin ve ABD cebini doldurmanın keyfini yaşarken…  

Bir anda var olduğunu zanneden dış desteğini kaybeden İran’da da Suriye’de de yönetimler değişir. 

Şimdi eski bir genelkurmay başkanının sözünü hatırladım “Devlerle uluslararası arenada dans etmek aslanla koyun koyuna uyumaya benzer”. 

Bunları göremeyen Esad, Erdoğan’ın uzattığı müslüman eli geri çevirip arslanla yatmanın bedelini çok ağır ödeyecek.

Prof. Dr. Kenan Ulualp - Haber 7

ulualp@kenanulualp.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat