21. Yüzyılın Silahı

  • GİRİŞ31.01.2012 12:28
  • GÜNCELLEME31.01.2012 12:28

Son yıllarda dışişleri Türkiye’de gündemin en ön sırasına oturdu.

Öyle ki… CHP’nin üç gün ara ile “çifte kurultay”a gitmesi gibi şaşılacak bir durum dahi gerilerde kalıyor. 

İnsanımız uluslararası ilişkilerin önemini giderek daha iyi kavrıyor. İhracatın geçen yıl rekor kırmış olması bunun delillerinden biri. Üstelik yalnızca büyük holdinglerin değil KOBİ’lerin de bu artışta payı varmış.

Her ihracat bir dış ilişki demek… O halde bireysel olarak da dünya ile iç içe gelmişiz.

Bu çerçevede vatandaşın da uluslararası ilişkilere ilgisi gayet normal. Türkiye’nin internasyonel ağırlığından rahatsız olan çevrelerin çıkarttığı parazitler vatandaşın ilgisini daha da arttırıyor.

İşte Gazze olayında Netenyahu gerginliği… İşte Ermeni konusunda Sarkozy gerginliği…

Burada önemli olan bir büyük dünya devletine yakışanı yapmak. Gerektiğinde ani tepkiler de verilir elbette. Fakat önemli olan asıl büyük resmi kaçırmamak…

Bir iktisatçı dostum anlamadığm bir şey görürsem anlamak için bir de para yönü ile bakarım der.

Büyük resmi anlamak için para yönü ile baktığımızda karşımıza kaçınılmaz olarak petrol sonra da İran çıkıyor.

İran’ın Hürmüz’ü mayın döşemek gibi basit bir faaliyetle uzun süre kapatabileceğini, petrolün 300 dolarlara fırlayabileceğini iki ay öncesinden bu köşede yazdık.

Çünkü Batılı güçlerin İran üzerindeki baskısı - İran hariç - bütün tarafların işine yarıyor.

İran bir taraftan Temmuz’a kadar nükleerde masaya oturmazsa zaten var olan kısmi ambargo’nun petrole de uygulanması tehdidi ile karşı karşıya…

Diğer taraftan Hürmüz’de başta Amerikan 5. Filosu  olmak üzere Batı donanmalarının baskısı ile sıkışmış durumda… 

Öte yandan Suriye olayları İran için bir başka baş ağrısı oluşturuyor.  İran ile sempatik ilişkileri bulunan  şii azınlığın elindeki Suriye yönetimi sunni isyancıların giderek ağırlaşan gücü altında ezilmeye başladı.

Esad’ın - tank dahil - ağır silahlarının etkisi, demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini savunmak için internette sosyal medya ağlarını, uluslararası ilişkileri ve global medyayı silah olarak kullanan isyancıların gücü karşısında giderek etkisizleşiyor. 

Bir tarafta tank-top ağır silahlar, diğer tarafta yumuşak güç

Clinton’ın özel danışmanı James Dobbins’e göre yumuşak güç anti-demokratik rejimlere karşı en etkili 21. yüzyıl silahı.

Bu şartlar altında yumuşak gücün, Hürmüz’ü kapatma tehdidi ile köşeye sıkıştığı iyice belli olan İran’da da ortaya çıktığını görmek bizim için şaşırtıcı olmayacak.

Pekala, Türkiye’de durum nasıl? 

Vatandaşın uluslararası ilişkilere verdiği önem, ihracattaki rekor artış ve  sosyal medya ağı kullanımına yoğun ilgi nedeni ile Türkiye’de oldukça güçlü olan bu silah,

Demokrasiye uzak İran ve Suriye’deki yönetimlerin aksine,

Anayasa değişikliği başta olmak üzere demokratikleşme hamlelerinde Erdoğan’ın elindeki en güçlü silah…

Prof. Dr. Kenan Ulualp - Haber 7
ulualp@kenanulualp.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat