ABD’nin kirli ayak oyunları

  • GİRİŞ04.08.2017 08:07
  • GÜNCELLEME04.08.2017 08:07

Suriye’de iki örgüt.

Biri PYD/YPG, diğeri Nusra Cephesi.

PYD’nin resmi hikâyesi az çok biliniyor. PYD, 2004 yılında PKK tarafından Kandil’de, örgütün Suriye kolu olarak kuruldu. YPG ise PYD’nin silahlı kolu.

Resmi olmayan hikâyeye göre de PYD/YPG, ABD’nin isteği ve siparişi üzerine kuruldu. ABD, Türkiye’nin baskısından kurtulmak ve örgüte uluslararası alanda meşruiyet kazandırmak için örgütten adını değiştirmesini istedi. YPG, bir gecede “Suriye Demokratik Güçleri” olup çıktı.

Bu sayede ABD, örgüte şu ana kadar 909 TIR mühimmat ve silah sevk etti. YPG’nin desteklendiği Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin ikisi hava üssü olmak üzere sekiz askeri noktası bulunmakta. ABD, bu terör örgütü militanlarına profesyonel askeri destek sunmakta ve bunlardan silahlı bir ordu kurmakta.

PKK’nın çatı örgütü olan KCK’nın bir parçası olan PYD, bu izleri zamanla silerek “Suriye Demokratik Güçleri” olarak anılmaya başlandı.

Suriye’de son zamanlarda ABD’nin tepkisini çekmeye başlayan El Nusra’ya gelirsek; örgüt, Türkiye’ye sınır İdlip’te gittikçe güç kazanmaya başladı. ABD, BM, Rusya, Türkiye ve Avrupa’nın “terör örgütleri” listesinde. Aslında halihazırda “El Nusra” isimli bir örgüt yok. El Kaide bağlantısını silmek, izini kaybettirmek amacıyla 2016’da ismini “Şam’ın Fethi Cephesi” olarak değiştirdi. Ve “Suriye Demokratik Güçleri”nin muadili olan “Heyet Tahrir el-Şam” adlı bir çatı örgütünü kurdu.

Ama ABD, bu isim değişikliğini “yutmadı”; “Şam’ın Fethi Cephesi”, el Kaide bağlantılı “Nusra” olarak görülmekte ve ABD’nin “terör örgütü listesi”nde yer almakta.

Muhaliflerin kontrolündeki İdlip’te gittikçe güçlenen Şam’ın Fethi Cephesi’yle ilgili olarak ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Michael Ratney, önceki gün özel bir mektup yayınladı. Ratney, “İdlib eyaletinde Nusra Cephesi ile bağlantılı tüm savaşçıların El Kaide'nin bir parçası olarak görüldüğünü ve isimlerini değiştirmelerine karşın ABD'nin hedefinde kalacaklarını” ifade etti.

Oysa isim değişikliği YPG’yi ABD’nin müttefiki haline getirmiş, 909 TIR silah desteği almasını sağlamıştı; ama Nusra’nın isim değişikliği hiç işe yaramadı. ABD’li temsilci, “isim değişikliğine rağmen Nusra, ABD’nin hedefinde kalacaktır” dedi.

Demek ki ABD’nin işine gelince basit bir harf oyunuyla terör örgütü bir günde ABD’nin dostu olabiliyor; fakat işine gelmediğinde kırk tane isim de değiştirsen ABD’yi aldatamıyor ve hedef olmaktan çıkamıyorsun!

Ratney’in, Nusra’yı hedef alan sözleri ABD’nin iki yüzlülüğünü, Türkiye’ye karşı uyguladığı çifte standardı, hatta ülkemizi hedef alan art niyetli politikalarını bütün açıklığıyla ele veriyor.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat