CHP’nin şu anki adı DEM Parti olan bölücü siyasal hareketle organik bağı 1991 seçimlerinde, Erdal İnönü SHP’sinin HEP ile ittifak yapmasıyla başladı. 

Bölücü siyasetçiler ilk kez SHP listelerinden meclise girdiler. O günden bu yana o bağ hiç kopmadı. 

Aytuğ Atıcı; “HADEP, CHP’nin içinden çıkmış bir partidir” diyerek bu organik bağı dürüstçe itiraf etmişti.

PKK/KCK, PYD/YPG orada durduğu müddetçe;

ABD, İsrail ve Avrupa bu terör örgütlerini açık açık destekledikçe;

İçeride bölücü örgütlerin tetikçisi, bölücü siyasetin sahiplerine dokunulmadıkça;

Bölücü siyasetin oy deposundan siyasi çıkar devşirmeye çalışanlar sessiz kaldıkça;

Türkiye’nin beka sorunu en önemli mesele olarak gündemdeki yerini koruyacaktır.

2019 mahalli seçimlerini hatırlayın.

İyi Parti ve HDP’nin verdiği omuz olmasa, CHP hangi büyükşehirde seçimi kazanabilirdi?

HDP seçmenini ürkütmemek adına, kiminde sessiz kalındı, kiminde alt perdeden terör örgütünün adı anılmadan, soluk harflerle kınamalar yapıldı.

Şimdi CHP’nin yanında İyi Parti yok. Büyük bir ihtimalle Saadet Partisi de olmayacak.

CHP, HDP ile yeni adıyla DEM Parti ile baş başa kaldı. DEM Parti’nin oylarına muhtaç.

Bu nedenle terörle mücadelede bile onlara şirin görünmeye çalışmaktan vazgeçmiyor.

Genel Başkan oluşundan bu yana durmadan pot kıran CHP liderinin çok gergin olduğunu söylemeye gerek yok. Özel, ittifaksız, işbirliği olmadan gideceği seçimde, ağır bir yenilgi alma ihtimaliyle yüz yüze. Ekrem İmamoğlu’nun gölgesinde siyaset yapmamanın yollarını arıyor. CHP’de muktedir olamadığının farkında. Manisa’daki protestodan sonra tümden psikolojisi bozulmuş.

Bölücü terör örgütü PKK hafta sonu iki günde 12 askerimizi şehit etti.

AK Parti, MHP, İyi Parti ve Saadet Partisi ortak bir bildiriyle saldırıyı kınadı ve lanetledi. CHP ve DEM Parti bu bildiriye imza atmadı. Peki neden?

CHP, DEM Parti tabanına karşı, iktidarın hatta devletin yanında görüntü vermekten korktu.

Bunun yerine, DEM Parti ile birlikte bildiriye imza atmayarak, DEM Parti ile aynı safta mesajı vermeyi tercih etti. Sonradan yayınladığı bildiri ise durumu kurtarmaya yönelikti. Ama ne durumu kurtardı ne de inandırıcı geldi. Aksine davranışı vatandaş tarafından, “DEM Parti ile işbirliği” olarak okundu.

Şimdi bakın CHP kanadından, belediye başkan adaylarından gelen açıklamalara. 

İmamoğlu: “Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit olan kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, aileleri, sevenleri ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifa diliyorum.” 

12 askerimiz şehit olmuş. Kırk yıldır askerlerimizi şehit eden, 30 binden fazla insanımızı katleden bir örgütten bahsediyoruz. Mesajdaki sıradanlığa bakar mısınız?

Terör örgütü PKK’nın adını anmak yok!

Terörün uluslararası hamilerine tek kelime yok!

Terörün içerdeki siyasi uzantılarına tek laf yok!

Teröre karşı birlik, beraberlik vurgusu yok!

Peki neden? 

İmamoğlu da Özgür Özel gibi DEM Parti tabanını rahatsız edecek söylemlerden kaçınıyor.

İYİ PARTİ İLK KEZ RAHAT 

BİR NEFES ALDI

İyi Parti Genel Başkanı Akşener ilk kez küfesinde CHP olmadan, terörle mücadele konusunda rahat rahat iktidara destek verdi. Göğsünü gerek gere ortak bildiriye imza attı.

Olması gereken yerde durdu.

Artık; “CHP ne der” kaygısı olmadan hareket edebilecek.

Artık; “İttifak başarılı olacak mı olmayacak mı” kaygısı gütmeyecek. Kendi yoluna kendi işine bakacak.

Meral Hanım yakın çevresine CHP ile iplerin kopmasını yorumlarken; “Sırtımdan tonlarca yük kalktı. Oh be!” diyormuş.

Yeni Akit