AK Parti-CHP ittifakı mümkün mü? MHP ittifaktan ayrılır mı?
- GİRİŞ14.06.2024 08:24
- GÜNCELLEME14.06.2024 08:24
Normalleşme için destek verenlerin bir Ak Parti-CHP ittifakının gerçekleşmesini çok da mümkün görmediklerine inanıyorum.
Kendi penceremden baktığımda; Türk siyasetinde normalleşmeden anladığım; Siyasi partiler arasında düşmanlık noktasına varan politikaları terk etmek; Türkiye’nin menfaatleri noktasında işbirliğine açık olmak ve yumuşama/normalleşme adımlarının parti tabanlarına yayılmasını sağlamaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi ile kimi konularda uzlaşmak, temel meselelerde bilgilendirmek ve katkı almak ittifak yapılacağı anlamına gelmez.
Türkiye’nin olağanüstü şartlarında MHP-AK Parti arasında kurulan Cumhur İttifakı, olağanüstü sorunların bertaraf edilmesinde büyük rol oynamıştır. O şartlar altında CHP’nin güya, demokrasi ve insan hakları adına, FETÖ’ye, Gezi kalkışmasına, Kobani olaylarına verdiği destek, siyaseten de büyük bir yanlıştı. Bugünkü CHP yönetiminin geçmişi masaya yatırıp bu yanlışların samimi bir şekilde farkına vardıklarını umuyorum.
MHP’NİN KARŞILIKSIZ DESTEĞİ
MHP ve Devlet Bahçeli’nin 15 Temmuz Fetö darbe girişimi sırasında ve sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği destek çok değerliydi. CHP’nin suskun kaldığı, hatta hemen ertesinde Kılıçdaroğlu’nun; “Tiyatro” dediği o zor günlerde MHP, hiçbir karşılık beklemeden Cumhur İttifakı’nın içinde yer alarak, Türkiye’nin “beka”sı adına Erdoğan’a sonsuz destek verdi. Bu nedenle, normalleşmeye doğru yürürken, Özgür Özel’in; “15 Temmuz tiyatro değildir” açıklaması da kayda değer. Özgür Özel’in 15 Temmuz gecesi TBMM’de Fetö’ye ve darbeye karşı yaptığı konuşmalar da hâlâ hafızalarımızda.
Türkiye’yi ayakta tutan Cumhur İttifakı’nı parçalamak için, dışardan destekli çok adımlar atıldı. Ama başaramadılar.
ERDOĞAN’IN AYŞE ATEŞ İLE GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özgür Özel’i ziyaretinin ardından, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve çocuklarını kabul etmesi; Cumhur ittifakını parçalamak isteyen güruh tarafından ittifak aleyhine bolca kullanıldı. Erdoğan’ın Ayşe Ateş’i kabul etmesi, cinayetle MHP’nin bir bağı olduğu şeklinde algılanamaz. Cumhurbaşkanı, Ayşe Ateş’i kabul ederek, toplumda zedelenen “Adalet” duygusu için bir ışık yakmıştır. Zaten Devlet Bahçeli de başından bu yana, savcıların, hakimlerin vereceği kararlara vurgu yapıyordu. Son konuşmasında da aynı vurguyu yaptı. Ama başından beri olduğu gibi; Cumhur İttifakı ve Erdoğan’ı sonuna kadar destekleyeceklerinin de altını çizdi.
Tartışmaların doruğa çıktığı noktada, Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik de bir açıklama yaparak, Cumhur İttifakı’nın bugüne kadar olduğu gibi bugün de aynı kararlılıkla yoluna devam ettiğini açıkladı.
TÜRKİYE HİÇ OLAĞAN BİR DÖNEM YAŞAMADI
Türkiye, Cumhuriyeti kurulduğu yıllardan itibaren, daha geriye gidersek, 1908’den itibaren hiç olağan dönem yaşamadı. 1909’da Abdulhamit’in Siyonist bir tezgahla tahtan indirilmesinin ardından, günümüze kadar hep olağanüstü dönemler yaşadı.
Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002’den sonrasına bakalım. Erdoğan iktidara geldiği ilk gün, kendini Türkiye’nin tek sahibi sanan muktedirler, Erdoğan’ı iktidardan indirmek için harekete geçti. Danıştay saldırısından başlayarak, 367 garabeti, 27 Nisan e-bildirisi, Ak Parti’yi kapatma davası, Gezi, Kobani olayları, terör, 15 Temmuz Darbe girişimi ve daha pek çok ayrıntı.
Bütün bunlar yaşanırken, ana muhalefet partisi CHP’nin Ak Parti’nin ya da devletin yanında durduğu söylenebilir mi?
İşte iktidar ve ana muhalefet cephesinden başlayacak normalleşme adımları bu yüzden önemli.
İktidarı/Erdoğan’ı yok sayan bir CHP’den, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devletin başı olarak kabullenen bir CHP’ye geçiş bu yüzden önemli. İktidar ve ana muhalefet arasında yeni bir köprü kuruluyor. Bakanlar CHP’lileri ziyaret ederek bilgilendirme yapıyor. Mehmet Şimşek önümüzdeki günlerde CHP’nin ekonomistleriyle bir araya gelecek.
Ama bütün bunlar Ak Parti-CHP ittifakı anlamına gelmez. Gelmemeli de. Husumetin son bulması, reel politik üzerinden yola devam edilmesidir önemli olan.
Yeni Akit
Yorumlar1