Okul kütüphaneleri'nde devrim!

  • GİRİŞ03.08.2022 10:42
  • GÜNCELLEME05.08.2022 08:48

Okul Kütüphanelerinde son bir yıldır adeta devrim yaşanıyor.

Hangi okula gitseniz tatlı bir telaşla karşılaşıyorsunuz.

İdareciler, öğretmenler, öğrenciler ve veliler bir koşturma içerisindeler.

Kolilerden açılıp raflara dizilen kitaplar, boya kokusu hala üzerinde raflar, sevdikleri yazarlar üzerine konuşan çocuklar, duvarlara yapıştırılan özlü sözler ve yakışıklı yazar fotoğrafları.

Eline kitap değen herkesin yüzünde bir tebessüm.

Eğitim kurumlarının en stratejik yeri neresidir diye sorsanız ben hiç düşünmeden kütüphanelerdir derim. 

Niçin böyle dediğimi vakti olana ve dinlemek isteyene uzun uzun anlatmaktan hiç çekinmem.

Yıllardır başarılı bir stratejisizlikle ihmal edilen bu alan artık başarılı bir stratejiyle canlandırılıyor.

Eskiden okulun en karanlık yerine öylesine kurulurdu kütüphaneler. İçerisinde aradığınız bulamaz aksine aramadığınızı bulurdunuz.

Atadan dededen kalma atılacak yer bulunamadığı için okullara gönderilen siyah kaplı ansiklopedilerle dolu kitaplıklar sizi buyur etmez aksine bir an evvel kaçmanızı bekler gibi dururdu.

Daha ilginci okul müdürleri sınıflardaki en haylaz öğrencileri ansiklopedilerin başında zorla nöbet tutturtur kazara çocukların içinde okuma zevki oluşmuşsa o zevk de orada bulundukları süre içinde kaybolup giderdi.

Okul Kütüphaneleri bugüne kadar hep yetim ve öksüz muamelesi gördü. 

Hele kitabın önemin önemini kavramamış bir yönetici varsa o okulda kuytu bir yer bile kütüphaneye çok görüldü.

Senelerdir okul söyleşilerine katılırım. Programa davet eden kişilere ilk sorduğum soru okulda kütüphanenin olup olmadığı sorusudur. 

Eğer varsa öğrencilerle orada buluşmak istediğimi lisanı münasip ile iletirim.

Hem kütüphaneyi görmek hem de oranın canlanmasına mütevazı bir katkıda bulunma kaygısıyla yaptığım bu girişimde çoğu zaman başarılı olamadım.

Ne acıdır ki Kütüphane kapısındaki kiliti açmamak için direnen idareciler bile gördüm.

 İşte o kilitler bugün zihinleri kilitlenmiş akledemeyen düşünemeyen iç ve dış odakların oyuncağı olan mankurtların yetişmesine sebep oldu.

 Okuyan insan özgür olur. Aklını kiraya vermez. İradesine ipotek konmasına müsaade etmez. Okudukça hakikatle olan bağı güçlenir. 

Bu sebeple Okul Kütüphaneleriyle ilgili her atılımı önemsiyorum.

 Bundan sonra okul inşa edilirken ta başından kütüphanenin yeri de tasarlanmalı en güzel en ferah en geni yer kütüphaneye ayrılmalıdır.

Mübalağa etmiyorum çoğu okulumuzda müdür odasının alanı kütüphaneye ayrılan bölümden daha geniştir. 

Afrika ülkelerindeki kralların odası gibi donatılmış Müdür odaları kütüphaneye çevrilse okul kütüphaneleri noktasında mekan problemi hiç kalmaz. 

Bakanların valilerin odasından daha geniş yerleri makam odası yapmaktan vazgeçmeli sevgili müdürlerimiz. 

Bir de her ihtiyaca bulunan kaynak mutlaka kitap alımında da bulunmalı. Eski ve yanlış bir alışkanlık olan yayınevlerinden ücretsiz kitap istemekten acilen vazgeçilmeli.

 Ayakta kalma mücadelesi veren bin adet kitap basmak durumunda kalan yayınevi sektörünün sabrı daha da zorlanılmamalı.

Bir de lütfen okul kütüphanelerini kurarken bağış kampanyası yapıp evlerdeki ilgili ilgisiz kitaplar toplanmasın.

Okul kütüphanesi çöp kutusuna dönüştürülmemeli. Yaşayan yazarların çok okunan eserleri çocukların geldiğinde aradıklarını bulacakları ayrılırken memnun ayrılacakları bir şekilde doldurulmalıdır.

Okul Kütüphanelerinin en temel mesellerinden birisi de personel istihdamıdır. Bu konunun da çözüleceğine inanıyorum.

Buralarda çalışacak personel özenle seçilmelidir.

Mutlaka ama mutlaka kitabı ve çocukları seven okumaya sevdalı dergilerle barışık eline gazete değmesinden mutlu olan kişiler burada çalışmalıdır.

Bir gence okuma zevki kazandırmanın aşkıyla gayret eden fedakârlara öncelik verilmelidir.

Binanın en iyi yerine en güzel kitapları koysanız doğru adamı doğru yere koyamazsanız orası merkeze uzak bir mezra gibi kalır.

Eskilerin evvel refîk bade’l tarîk dediği gibi önce kütüphaneci sonra kütüphane.

Bu eksikler giderildikten sonra da okulun kalbinin attığı yerlerin kütüphaneler olması için iyi düşünülmüş üzerinde kafa yorulmuş sağlam bir etkinlik planı yapılmalı nerdeyse her hafta festival coşkusu yaşanmalıdır.

Yazar okur buluşmaları, müzik ve şiir dinletileri özgün yarışmalarla okul kütüphaneleri gitmek için can atılan mekânlar olmalıdır.

Öğretmen ve öğrencilerin doğum günü gibi özel günleri kütüphanelerde kutlanmalı bu merkezler sevinç merkezi haline getirilmelidir.

En çok kitap okuyan öğrencilere idare tarafından ödüller ve hediyeler verilmeli ödül töreni bütün öğrencilerin olduğu bir zamanda yapılmalıdır.

Okula gelen ağır misafirler kütüphanede ağırlanmalı bu ağırlama töreni esnasında mutlaka bir kitaptan iki ya da üç cümle okunmalıdır.

Öğrenciler öğretmenlerini kesinlikle kütüphanede görmeli kıymetli eğimcilerimiz örnek olmak açısından okumalarını bu mekânlarda yapmalıdır.

Öğretmen idarecilerimiz artık hiçbir bahanenin arkasına sığınmadan okul kütüphanelerine gereken ilgi ve alakayı göstermelidir.

Merkezi idare üzerine düşeni yapıyor. Taşra teşkilatları ayağa kalkmalı.

Milli Eğitim tarihinde belki de ilk defa bir bakan Okul Kütüphaneleri noktasında inisiyatif alıyor öncülük yapıyor. Bu fırsat iyi değerlendirilmelidir.

Sayın Mahmut Özer’in kararlı duruşuyla verdiği olağanüstü destek takdire şayan. 

Artık kaynak ayrılıyor okullara kitap alımı için bütçe gönderiliyor. Bu bile başlı başına bir devrimdir.

Kütüphaneyi kurun kitapları sağdan soldan toplayarak rafları doldurun denmiyor.

 Kitap listelerinizi oluşturun bütçeniz bizden deniyor. Daha ne densin. Diyecek bir şey yok.

 Vakit aşkla şevkle koşma vaktidir. Türkiye, Cumhuriyetin yüzüncü yılına kütüphanesiz okul kalmadan girecek.

Yüzüncü yılda yüz binlerce kitap okutmalıyız çocuklarımıza. Sevdirerek, okuma zevkini aşılayarak baskı yapmadan, notla tehdit etmeden sevgiyle muhabbetle yapmalıyız bunu.

Okuyacağız ve okutacağız başka çaremiz yok.  Allah’ın belası yapılara artık tek bir gencimizi bile kaptırmamalıyız.

Bunu ancak okuyarak okutarak başarabiliriz.

Okul Kütüphanelerindeki son gelişmeler benim ümidimi ve heyecanımı artırdı. Yaşayan yazarların isimlerini kütüphanelere verilmesi de ayrı bir güzellik.

Gelecek yazımda bu konuya özellikle değineceğim.

Hülasa okul kütüphaneleri noktasında devrim yapan Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer’e çocuklarımız adına hassaten teşekkür ediyorum.  Hizmetleri daim ve alî olsun İnşallah.

Yorumlar2

  • aliakbaş 1 yıl önce Şikayet Et
    Güzel bir konuya temas etmişsiniz. Teşekkür ederim. Kütüphane, kütüphaneci, kitap çok önemli elbette. Lakin kütüphanelerin çoğaltılması, içeriğinin zenginleştirilmesi yanında bu mekanları ve materyalleri kullanmayı özendirecek, okumayı sevdirecek aktiviteleri de çok önemli buluyorum. Eğiticilere ve ailelere gerçekten çok büyük görevler düşmekte...Geleceğimizi, okuyan, bilgili nesillere, gençlere emanet etmek için bu konuya bütçe ayrılmasına çok sevindim doğrusu..
    Cevapla
  • mehmet 1 yıl önce Şikayet Et
    kütüphanelerin hantal yapısı ile istenilen sonuca ulaşmak çok zor çözüm "kitap değişim standları"nda biz uyguladık başarılı oldu. dilerseniz size de anlatırım.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat