Darbeler ve depremler ülkesi!

  • GİRİŞ28.02.2023 13:34
  • GÜNCELLEME02.03.2023 08:08

Darbeler ve depremler ülkesiyiz. Bu iki felaketi millet olarak sürekli yaşamak zorunda kaldık.

Yakın tarihe baktığımızda depremin yıkımıyla darbelerin yıkımının birbirinden farklı olmadığını net bir şekilde görürüz.

Bu iki afet de ülkemize hem psikolojik olarak hem ekonomik olarak ağır travmalar yaşattı.

Bugün 28 Şubat darbesinin yıldönümü.  Her darbenin olumsuz etkisi en az elli yıl sürüyor. Ne acıdır ki meşum darbeden sonra bir darbe daha yaşadık.

Darbe üstüne darbe yaşadığımız gibi deprem üstüne de deprem yaşıyoruz.

 Çok güçlü bir ülke olduğumuz iddiasında bulunsak mübalağa etmiş sayılmayız. Çünkü her 10 yılda yapılan darbelere kısa aralıklarla olan depremin bıraktığı ağır hasara her memleket dayanamaz.

Biz yaşadığımız her yıkımdan sonra tekrar ayağa kalkmayı başarabilmiş kahraman bir milletiz. Ne darbeler ne depremler bizi yok edemedi.

Bu topraklarda yaşıyor olmanın bedelini fazlasıyla ödedik. Savaşlar yokluklar kıtlıklar depremler afetler ve maalesef darbeler hiçbir zaman eksik olmadı.

Hep bir mücadele ve kavga hâlinde olduk. Bedeli ödenmemiş bir kazancın bereketi olmaz. Bedeli ödenen şeyin bir kıymeti harbiyesi, bir değeri olur. Vatanımızın değeri hiçbir şeyle ölçülemez.

Büyük toplumlar büyük olaylar yaşar.  Bu olaylar o toplumu olgunlaştırır büyütür birikim sahibi yapar.

Büyük acılar toplulukları millet yapar. Bizim büyük bir millet olduğumuz konusunda tereddüt yok. Üzerimizden silindir gibi geçen darbelerden şehirleri yerle bir eden depremlerden her toplum baş edemez.

1960’tan bu yan 4 darbe, 6 darbe girişimi ve muhtıra meydana gelmiş. Her darbenin göz önünde bulundurduğumuzda bizim nasıl zorlukları aşıp bugüne geldiğimiz açık bir şekilde görülür.

 Bütün darbelere rağmen bugünlere geldik. Toplandık toparlandık. Yokluklar yoksulluklar baskılar yıkımlar bizi bitiremedi bitiremeyecek.

Sadece Cumhuriyet tarihinde değil Türk tarihinin her döneminde büyük savaşalar ağır darbeler sarsıcı yıkımlar yaşadık.

Tarihçilerin naklettiğine göre 1402’de Timur devletimizi parça parça etti, hükümdarımızı da esir aldı. Despotluğuyla meşhur kişileri bey yaptı. Bu beyler eliyle her tarafta bozgunculuk çıkardı. Devleti yok oluşa sürükledi. Fakat bu darbeden on yıl sonra devlet toparlanmasını bildi.

Her darbeden sonra yeniden dirildik her depremden sonra yeniden ayağa kalktık.

Zor bir coğrafyada yaşadığımızın farkındayız.

 Merhum Dündar Taşer’in dediği gibi biz çadırımızı sırtların yoluna kurduk.

Kıyamete kadar direniş yazıldı alnımıza.

Direniş ve diriliş.

Bu iki kavram milletimizin karakterini çok güzel özetliyor.

Evet. Bugün 28 Şubat. Lanetle andığımız bir darbenin seneyi devriyesi. Unutmamak ve unutturmamak gibi bir vazifemiz var.

Unutmayacağız da unutturmayacağız da.

Rabbimiz güzel ülkemizi depremlerden de darbelerden de muhafaza buyursun. Aziz milletimizin direnme gücünü artırsın İnşallah.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat