Kültür savaşımızın yeni kalesi
- GİRİŞ31.05.2025 11:06
- GÜNCELLEME01.06.2025 14:22
Türkiye’de kültür ve sanat dernekleri yok denecek kadar az. Adında kültür geçen çok sayıda kuruluş var, ancak çoğunun kültürle alakası yok. Geçmişte kurulan kimi vakıf ve derneklerin de faaliyet üretemedikleri için sadece tabelaları kalmış durumda.
Kültür, sanat, edebiyat ve düşünce alanında kurumsallaşmayı başarmış yapıların ülkemize yaptıkları hizmetlere baktığımızda önemli bir boşluğu doldurduklarını görüyoruz.
Mesela Ahmet Kabaklı’nın kurduğu Türk Edebiyatı Vakfı, Mehmet Doğan’ın kurduğu TYB yarım asırdır değer üretiyor. Millet ve medeniyet şuuru olan bu soylu adamlar boşlukları doldurma adına bütün varlıklarını vakfettiler.
Adanmışlık ruhuyla ayakta tutulan bu müesseseler çölde vaha gibi. Gönül isterdi ki bu alanda binlerce vakfımız, derneğimiz olsun.
Sermaye sahiplerinin böyle kurumlara desteğini çoğaltması gerekiyor. Türkiye’de özellikle muhafazakâr zenginler ısrarla uzak duruyor kültür sanat işlerinden. Birilerinin boş işler olarak gördükleri sahada boşluğu başkaları doldurarak nesilleri ifsat etmeye devam ediyor. Sanata destek vererek cihat edebileceklerini düşünmüyorlar.
Sezai Karakoç “Cephede yurdu korumakla, yurdun içinde kendi medeniyetimizi gözler önünde tahrip edenlerle savaşmak birbirinden farksızdır” diyor. Savaşın en şiddetlisi kültür cephesinde geçiyor. İmkân ve iktidar sahiplerinin hâlâ bunun farkında olmaması bizi ziyadesiyle üzüyor.
Küresel güçler bütün dünyayı bu silahlarla vuruyor. Aşamadıkları sınır, giremedikleri ülke, işgal edemeyecekleri zihin yok. İç cepheyi tanzim etmemiz için de dış cephede güçlü durabilmemiz için de kültüre, sanata, edebiyata ve düşünceye ihtiyacımız var. Toplum başka bir yöne doğru kayıp gidiyor. Millet olma vasfımızı kaybetmek gibi bir tehlikeyle karşı karşıyayız.
Savunma sanayinde devrim niteliğinde ürettiğimiz ve hepimizin göğsünü kabartan silahlarla fiziki sınırlarımızı koruyabilir ama kültürel sınırlarımızı koruyamayız.
Bunun için başka silahlara ihtiyacımız var. Birisi olup diğeri olmadığında hep eksik kalırız. Tek kanatla kuşlar uçamaz. Kötülük üreten emperyalizme karşı koyabilmek ve benliğimizi koruyabilmek için teknikte olduğu kadar sanat ve estetikte de öncü olabilmeliyiz
“Sanatla başladı yurdumuzda sanatla atılacak yine yurtdışına” diyen bilgeye yeniden kulak vermek gerek. Kendimiz olabilmemiz için başka şansımız yok. Başka kültürlere ait kodları bu millete yerleştirmeye çalışanlar bize en büyük kötülüğü yaptılar. Günün sonunda ne onlar gibi olabildik ne de kendimiz gibi kalabildik.
Ruh dinginliğini yakalayamamış bir medeniyetin edebiyat ve sanatını taklit ederek kaosa, karmaşaya ve bunalıma yelken açtık. Huzur ve sükûnet iklimini kaybettik. Böylelikle biz biz olmaktan çıktık.
YENİ BİR VAKIF YENİ BİR HEYECAN
Her şeye rağmen milleti adına kültür savaşını devam ettiren günümüzün akıncıları da var. Bunlardan birisi şair yazar Ali Ural. Çıkardığı dergiler, yayınladığı kitaplar, yetiştirdiği talebelerle iz bırakmaya devam ediyor.
Millî kültürümüzün hem muhafazasını hem de müdafaasını yapan Ural, çağından sorumlu bir aydın olmanın bütün sorumluluklarını yerine getiriyor.
Bugüne kadar yaptığı nitelikli çalışmaları yakın zamanda kurduğu vakıfla taçlandırdı. AYA Düşünce ve Sanat Vakfı Üsküdar’da kuruldu.
Büyük bir boşluğu dolduracağına inandığım vakfın açılışına katılarak kültür dünyamız adına güzel işler yapma azmi taşıyan kıymetli insanların heyecanına ortak oldum.
Yazarlar, şairler, sanatçılar ve akademisyenlerin doldurduğu salonda bayram neşesi hakimdi. Bütün yüzlerde tebessüm, dillerde hayırlı temenniler vardı. Açılışta İhsan Fazlıoğlu ve Beşir Ayvazoğlu ile birlikte sağ olsunlar, bize de söz hakkı verdiler.
Ben de sözü uzatmadan, vakıfların ‘vakıf adamlar’ sayesinde ayakta kaldığını, ömrünü Türk edebiyatına vakfeden Ali Ural’ın öncüsü olduğu kurumun güzel işler yapacağına yürekten inandığımı ifade ettim.
İhsan Hoca açmak kadar yaşatmanın da önemli olduğunu, düşünce ve sanat kavramlarının yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı. Beşir Ayvazoğlu da her zamanki nahifliğiyle edebiyatın ve sanatın öneminden bahsetti.
Yıllardır kurduğu hayali ete kemiğe büründürmenin mutluluğunu yaşayan Ali Ural manifesto niteliğinde bir konuşma yaptı. Ural’ın konuşmasından özellikle şu cümleleri not aldım:
“Büyük bir kültürel yıkımla karşı karşıyayız. Binlerce enkaz kaldırılmak için arama kurtarma ekiplerini beklerken deprem olmamış gibi hayatımızı sürdüremeyiz. Sorumluluk şuuruyla enkazdan bir tuğla olsun kaldırmak millî, İslâmî hatta insani bir görev haline gelmiştir. Bu alanda çalışan ne kadar sivil toplum kuruluşu olsa da yıkımın büyüklüğü nedeniyle ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Aydınların ve sivil toplum kuruluşlarının tek başına çözebilecekleri bir iş değildir bu uçsuz bucaksız enkazı kaldırmak. Devletin millî kültür politikaları kapsamında iradesini kararlı bir şekilde ortaya koyması, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde kültürel erozyonun önüne set çekmesi gerekmektedir.”
Latince 'Ekmek, büyütmek, korumak ve onur' anlamına geliyor kültür. Demek ki önce ekilecek. Sonra büyütülecek. Ama ekip büyütmek yetmez. Mahsulünüzün korunması gerekiyor. Siz ekininizi koruyamazsanız ekininizi çekirgeler yer. Böcekler yer. Onu siz yiyemezsiniz. Eğer ekininizi korumayı başarırsanız onurunuzu ve izzetinizi de korumuş olursunuz. Başınız dik olur. Edebiyat her şeyden önce kendi topraklarımızda başımızı dik tutmaktır’’
Bütün çalışmalar insanla başarıya ulaşır. İnsanı merkeze almayanlar yolda kalmaya mahkûmdur. AYA Düşünce ve Sanat Vakfı bunun bilincinde olarak mottosunu “Yerden Göğe Kadar İnsan” olarak belirlemiş. Müthiş bir düşünce.
Vakfın fethin yıldönümünde, 29 Mayıs’ta açılması da boşuna değil. Semboller önemli. Yeni fetihler umudu her daim içimizde.
Her hususu ince ayrıntılarıyla çalıştıkları belli olan Vakfın kurucuları ay yıldızın altındaki “Aya” otağını, ustalarla çerağları aynı ateşin etrafında toplayan bir Dede Korkut ocağı olarak tasarlamış. İşaretleri Türk otağı, şiarı “Yerden Göğe İnsan” olan bu güzel vakfı kültür savaşımızın yeni kalesi olarak görüyorum.
Hayırlı, uğurlu olsun inşallah.
Mahmut Bıyıklı / Haber7
Yorumlar5