Menderes’e Neden Kıydılar?
- GİRİŞ17.09.2025 09:09
- GÜNCELLEME17.09.2025 09:09
Adnan Menderes… Bu ismi anmak bile içimize ağır bir hüzün bırakıyor.
Onunla ilgili her satır, her şahitlik yüreğimizi dağlıyor.
Menderes denilince aklımıza bir dönemin başbakanı gelmesi gerekirken milletin iradesine kasteden darbecilerin zalimlikleri de geliyor. Unutmamız mümkün değil.
Ona yapılan kötülükler hepimize yapıldı.
Tarihin en kibar, en zarif devlet adamlarından birine yapılan işkenceler, kelimelerin anlatmakta aciz kaldığı zulümler, aslında bütün bir millete reva görülen bir ihanetti.
Darbeciler, onu bedeniyle ve ruhuyla çökertmeye çalıştılar. Yassıada’da sabahlara kadar süren sorgular, aşağılamalar, haksız suçlamalarla rencide ettiler.
Orada sadece başbakanı değil, milletin haysiyetini de yargıladılar. Türk halkının vicdanını yaraladılar.
İnsanlık tarihin az gördüğü alçaklıkların neredeyse tamamını onun üzerinde uyguladılar.
Ve bütün bunlar karşısında Menderes, nezaketinden zarafetinden ödün vermedi.
Vakarını kaybetmedi.Zulmün en ağırına sabırla göğüs gerdi. Çünkü biliyordu: mazlumun sesi er geç göğe yükselir, zalimler ise ebediyen lanetlenir.
Gerçekten de öyle oldu. Müslüman Anadolu insanı bu büyük zulmü hiç unutmadı. Zalimlere öfkesini diri tutarken Mazlumu gönlüne gömdü. Çocuklarına onun adını verdi, dualarında onu anmaya devam etti.
Onu öldürenler tarihin karanlığına gömülüp gitti ama Menderes bu topraklarda binlerce kez yeniden doğdu.
Minarelerde okunan her ezan onun hatırasını yaşattı. Her sabah, her akşam, ezan sesiyle birlikte milletin kalbinden Menderes’in aziz ruhuna dualar yükseldi.
Eyüp Sultan’da anlatılan menkıbeler arasına girdi masum adı. Çok sayıda canlı şahit, onun maneviyata bağlılığını, kalbinin temizliğini evliyalara hürmetini anlattı.
Gece yarıları gizlice gelip secdeye kapanan, cami görevlilerine yardım eden, mihmandar-ı Resulullah’a hürmet eden bir başbakanı anlattılar yakınlarına.
Yeni nesiller hep şu soruyu sordu. Menderes neden yargılandı? Suçu neydi?
Dedeler torunlarına babalar evlatlarına bıkmadan usanmadan gerçekleri anlattı.
Menderes, mahkeme salonlarında Müslüman kimliğinden dolayı yargılandı.
Reşitağa Camii’nin kubbesini yaptırdığı için, Eyüp Sultan’a halı aldığı için hesap vermek zorunda bırakıldı. Evet Suçu buydu!
Ve o, bütün nezaketiyle, “Devletten bir lira almadan Kendi malından ayırdığı paralarla bu hayırları yaptığını haykırdı. Bu sözler mazlumiyetinin ve asaletinin en büyük belgesiydi. Ama kalemi kırılmıştı bir kere. Zalimler kararını çoktan vermişti.
Milletinin değerlerine yürekten bağlı olduğu için kıydılar Menderes’e. Onun yüzünde milleti gördükleri için katlettiler.
Ezanı aslına döndürmekle, imam hatiplere sahip çıkmakla, millete sadakat göstermekle suçladılar.
Darbeciler milletin kalbine en çok dokunan bir devlet adamını öldürerek yok edeceklerini sandılar. Ama yanıldılar.
Tarih her zamanki gibi hükmünü verdi. Menderes’i darağacına gönderenler lanetle anıldı. Menderes ise her ezanda, her duada, her hayırlı çalışmada her çocuk isminde yeniden dirildi. Milletinin gönlünde ebedîleşti.
Bugün hangi camiden ezan sesi yükselse, hangi gönülde dua yankılansa, Menderes’in akıllara düşmesi boşuna değil.
Türk milleti bu şerefli evladını asla unutmadı ve asla unutmayacak.
Aziz ruhun şâd olsun ey şehit Başbakan… Biz bütün zalimlere inat senin aziz hatıranı bağrımızda bir bayrak gibi taşımaya, tertemiz ismini dualarımızda yaşatmaya devam edeceğiz.
Saygıyla, muhabbetle ve dahi hürmetle…
Mahmut Bıyıklı / Haber7
Yorumlar24