İsrail bunların hesabını vermelidir!
- GİRİŞ15.10.2025 08:53
- GÜNCELLEME16.10.2025 09:41
Gazze’de ateşkesten sonra ortaya çıkan tablo, soykırımın korkunç boyutlarını daha net görmemizi sağladı.
İsrail’in yalnızca Filistinlilerin değil, bütün insanlığın düşmanı olduğu kesinleşti.
İsrailsiz bir dünya kurulmadığı müddetçe dünyada kimsenin huzur bulamayacağı görüldü.
Bütün kıtalarda bütün ülkelerde meydanları dolduran milyonlar artık siyonist kötülüğün farkında.
İsrail istediği kadar medya ve sosyal medyada imaj düzeltmeye yönelik çalışmalar yapsa bile artık çok geç.
Bütün insanlığı kendilerinden nefret ettirmeyi başardılar. Siyonist katillere karşı haklı tepkilerin arkası bundan sonra da kesilmeyecek.
Azgın topluluk artık dünyada rahat edemeyecek; her yerde birikmiş öfkeler yüzlerine haykırılacak.
Öldürülen çocukların, katledilen kadınların, hayatları kendilerine zindan edilen masumların hesabı elbette sorulacak.
Ateşkes sağlansa, barış anlaşmaları imzalansa bile soykırımcılara duyulan kin eksilmeyecek; öfkemiz asla dinmeyecek.
7 Ekim 2023’ten bu yana ekranlardan yayılan katliamlar yüreklerimizi dağladı.
Yayınlanan raporlardaki rakamlar, soykırımcılarla olan kavgamızı kıyamete kadar sürdürmemizi gerektirecek kadar dehşet verici.
Gazze’de toplam ölü sayısı 67.139’a ulaşmış. Bunların 20.179’u çocuk, 12.501’i kadın. Yaralı sayısı 169.679. Enkaz altında hâlâ 9.500’den fazla insan var. 254 gazeteci, 1.670 sağlık çalışanı, 6.000 aile topyekûn yok edildi.
Gazze’nin üstüne yağan bombalar sadece bedenleri değil; bir halkın geleceğini de hedef aldı.
Açlıktan ölen 461 insanın 154’ü çocuk. 650 bin çocuk yetersiz beslenme riskiyle karşı karşıya kaldı. Hijyenin yok olmasıyla 71.000’in üzerinde Hepatit A vakası görüldü. İki milyondan fazla kişi hastalıkla boğuştu.
197 ambulans, 725 su kuyusu, 520 binden fazla konut yok edildi. Gazze’nin yüzde 90’ı artık yaşanamaz durumda.
Eğitim kurumlarının yüzde 95’i ağır hasarlı. 13.500 öğrenci, 830 öğretmen, 193 akademisyen hayatını kaybetti. 835 cami tamamen, 180 cami kısmen yıkıldı; üç kilise büyük tahribat gördü. Hatta 60 mezarlıktan 40’ı dahi yerle bir edildi.
İsrail, sadece yaşayanları değil, ölüleri de hedef aldı; mezarlıkları bombalayarak Gazze’nin tarihini de katletmeye çalıştı.
Haberlere ölümler rakam olarak yansısa da bunlar aslında kuru birer veri değil; her birinin ardında bir çocuğun gülüşü, bir annenin duası, bir babanın çığlığı bir halkın ahı var.
Karşımızda insan sayabileceğimiz varlıklar yok. Bunu esir takaslarında da gördük.
Hamas’ın esirlere gösterdiği merhametli yaklaşımın milyonda birini Filistinlilere göstermemiş siyonistler. Her birini yaşayan ölüye çevirmişler.
İsrail, iki yıldır “güvenlik” bahanesiyle işlediği cinayetleri meşrulaştırmaya çalışıyor. Oysa ortada bir güvenlik sorunu değil; ahlak sorunu var.
Çocukların açlıktan öldüğü, gazetecilerin susturulduğu, sivillerin katledildiği bir barbarlığa meşruiyet zemini oluşturmak ancak terör devletine has bir durumdur.
Netanyahu hükümeti, sadece Filistinlilere değil; bütün insanlığa karşı suç işlemiş ve suç sabittir.
“Güvenlik eşittir meşruiyet” yalanını daha fazla sürdüremeyecektir.
Hakkında açılan dosyalardan kaçamayacak; savaş suçları ve soykırımcılıktan dolayı hesap verecektir.
Adalet mutlaka tecelli edecektir. Bugün Gazze’de yerle bir edilen evlerin taşları, yarın adaletin duvarını örmeye devam edecektir.
Hem çocukların dökülen kanı hem de yaralıları tedavi ederken bombalanan hastanelerin hesabı elbette sorulacaktır.
Katil Netanyahu, Trump’a kendini istediği kadar kabul ettirse de tarih onu affetmeyecektir.
Bu sahtekarların ateşkesine güvenmiyor ve yalanlarına katiyen inanmıyoruz.
Rehavete kapılmadan kendi topraklarında, kendi bağımsız devletlerini kuruncaya kadar kalbimiz her daim Filistinlilerle atacak; gündemimiz her zaman Filistin olacaktır.
O yüzden dosta düşmana karşı milyonları bağrına basan büyük meydanlardaki diriliş ruhuyla tekrar ve tekrar haykırıyoruz:
Yaşasın Özgür Filistin! Yaşasın Özgür Gazze!
Yorumlar11