Kültürel intifada ve Peren Birsaygılı Mut
- GİRİŞ29.10.2025 09:10
- GÜNCELLEME29.10.2025 13:31
Filistin davasını kültürel cepheye taşımakta ne yazık ki epey geç kaldık. Geçtiğimiz yıllarda düzenlediğimiz bir edebiyat festivalinin temasını “Filistin” olarak belirlemiştik. Elliye yakın oturumda yüzü aşkın konuşmacının katılmasını tasarlamıştık.
Ancak bu alanda çalışan isimlerin bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olduğunu üzülerek gördük.
Yine organizasyonunda bulunduğum bir kitap fuarında, en az dört standı Filistin konulu Türkçe eserlere ayırmayı teklif etmiştim. Heyetin heyecanla kabul etmesine rağmen bırakın dört standı, birini dahi dolduracak kadar kitap bulmakta zorlanmıştık.
Aynı eksikliği akademide de kahrolarak müşahede ettik. Çalışılması gereken yüzlerce konu, ne yazık ki hâlâ akademisyenlerimizin ilgi alanına girmemiş durumda.

Yapılan sınırlı sayıdaki çalışmalar ise çoğunlukla Mescid-i Aksa ekseninde kalmış.
Bir üniversitede gerçekleştirilen Filistin programında, iyi niyetli bir genç ayağa kalkarak “Nüfusu bizden çok az olan bu azgın topluluğu neden yenemiyoruz?” diye sordu.
Ona, “Çünkü her Yahudi kendi alanında davası için bin kişilik çalışıyor, biz ise üzerimize düşen sorumlulukları bireysel ölçekte bile yerine getirmiyoruz,” dedim. Her Müslüman omzuna düşen sorumluluğu yerine getirse canlı yayınlarda günahsız yavruları masum ihtiyarları öldürmeye kimsenin cesareti yetmez.

Filistin sınavında hiçbirimizin notu yüksek değil.
Özellikle edebiyatçılara, sanatçılara ve akademisyenlere bu noktada büyük görevler düşüyor. Filistin konusunun duygudan bilgiye, bilgiden stratejiye taşınabilmesi için daha çok eser üretmeli, Filistin edebiyatının önemli metinlerini eksiksiz biçimde Türkçeye kazandırıp dolaşıma sokmalıyız.

Bir program vesilesiyle bir araya geldiğimiz yüze yakın yazar ve şaire, “Filistin edebiyatından kimleri tanıyorsunuz?” diye sorduğumda Mahmud Derviş dışında neredeyse kimsenin ismini duymamış olduklarını gördüm.
Bu eksikliği gidermek için yayıncılardan yazarlara, sivil toplum kuruluşlarından sponsorluk yapabilecek iş insanlarına kadar herkese sorumluluk düşüyor.

Türk ve dünya kamuoyuna sunulacak her eser, İsrail’e karşı kazanılmış bir zaferdir. Soykırımcıları en çok korktukları yerden, yani fikir ve sanat cephesinden vurmak da cihadın bir parçasıdır.
Bu noktada kültürel intifadayı ülkemizde hakkıyla yürüten bir isimden bahsetmek isterim: Peren Saygılı Mut. Değerli yazar arkadaşımız Mut, kaleme aldığı eserler, yaptığı çeviriler ve katkı sunduğu belgesellerle Filistin cihadına soylu bir destek veriyor.
Filistin meselesi ülkemizde yıllardır siyasî gündem, diplomasi ve uluslararası ilişkiler çerçevesinde ele alındı. Oysa Mut, bu meselenin haber bültenlerini aşan yönünü bize edebiyatın gücüyle hatırlattı. Yaptığı çalışmalarla Filistin’in direnişin, onurun, inancın ve vicdanın merkezi olduğunu gösterdi.

Filistin edebiyatının büyük şahsiyetlerini Türk okuyucusuna tanıtarak onların direniş yüklü dünyalarını ülkemizin edebiyat gündemine taşıdı.
Neredeyse bu sahada tek başına çalışmasına rağmen, konuşmalarında ismini geri planda tutup “biz” dilini tercih ederek tevazusunu hiç kaybetmedi. Çalışmalarını büyütüp öne çıkarmak yerine, “Yapılanlar yapılması gerekenlerin yanında devede kulak bile değildir,” nefsine pay çıkarmadı.
Büyük boşluğun dolması için genç yazarları ve akademisyenleri Filistin üzerine çalışmaya teşvik etti.
“Siyonist edebiyatçılardan katbekat fazla çalışmalıyız,” diyerek bu mücadelenin entelektüel sorumluluğunu Türk aydınlarına hatırlattı.
Peren Saygılı Mut’a Filistin edebiyatı ve kültürü üzerine yaptığı çalışmalar dolayısıyla Türkiye Yazarlar Birliği Özel Ödülü vermiştik. Ödülünü, merhum mütefekkir Mehmet Doğan takdim etmişti.

Bu aynı zamanda Doğan’ın da katıldığı son tören olmuştu. Dün ise Mut’un Necip Fazıl Ödüllerine layık görüldüğünü öğrendim. Bu habere ziyadesiyle sevindim; zira çok daha fazlasını hak ettiğine yürekten inanıyorum.
Yıllardır Filistin edebiyatı üzerine yaptığı çeviriler, yazılar ve röportajlar, Türkiye’de bu alandaki büyük boşluğu dolduruyor.
Ghassan Kanafani’den Mahmud Derviş’e, Semih El Kasım’dan Naci el-Ali’ye kadar pek çok usta ismin portrelerini kaleme alarak Türk okurunu onlarla tanıştırdı.
O eserler sayesinde Gazze’nin, Kudüs’ün, Ramallah’ın acılarını ve direnişini kaleme alan yazarlar artık Türkiye’de daha çok bilinir oldu.

Mut’un dikkat çektiği en önemli noktalardan biri, Siyonizmin edebiyat üzerinden yürüttüğü kimlik inşası oldu.
Siyasî Siyonizm kurulmadan önce edebî Siyonizm inşa edilmiş; roman, hikâye ve tiyatro aracılığıyla dünyaya “vaat edilmiş topraklar” mitiyle örülmüş bir mağduriyet algısı sunulmuştur.
Peren Birsaygılı Mut, bu hususta bir kitap yazarak Siyonistlerin edebiyatın, imkanlarından nasıl yararlandığını sarsıcı örneklerle bize anlattı.
Mut, Filistin meselesinde Türk milletinin iyi niyetli olduğunu ancak iyi niyetin tek başına yeterli olmayacağını sıkça vurguluyor. “Duygularımız güçlü ama bilgi eksikliğimiz çok fazla,” diyor. Bu sebeple gece gündüz demeden çalışıp eserler üretmeye devam ediyor.
Üniversitelerde düzenlenen panelleri atölyeleri söyleşileri onun Filistin direniş edebiyatını görünür kılma gayretinin bir parçası olarak görmek gerek.

Üstelik bu faaliyetlerin hiçbirinden maddî karşılık almadığını da özellikle söylemek isterim. Uzak şehirlere bile gitse bu tavrından asla taviz vermediğini biliyoruz.
Kudüs ve Gazze üzerine konuşmalar yaparak büyük meblağlar talep edenlerin isimlerinin sosyal medya mecralarında ifşa edildiği bir dönemde Peren Birsaygılı Mut’un bu duruşu takdirin ötesinde bir örnekliktir.

Yazılarının ve konuşmalarının insanlara tesir etmesinde bu samimiyetinin etkisiyle olmalı.
İsrail’in en çok korktuğu şeyin Filistinli şair ve yazarların ürettikleri metinler olduğunu bilen Mut, bu bilinçle Türkiye’de bir kültürel seferberlik başlatmıştır. Bize düşen bu seferberliğe bütün imkanlarımızla katılmak Siyonizm’e karşı kalemimizle kameramızla şiirimizle romanımızla savaşmaktır.
Filistin’i entelektüel ve kültürel bir boyuta taşımayı başararak direnişin sesi olmaya devam eden Peren Birsaygılı Mut’a kültür cephesinde gösterdiği bu azimli mücadele için gönülden teşekkür ediyoruz.
Kalemi kavi, kutlu kavgası daim olsun inşallah.
Mahmut BIYIKLI / Haber7
Yorumlar6
-
Semiha Yıldız
9 saat önce
Şikayet Et
Bu kitapları nasıl temin ederiz başkanım kitapçılarda bulamadım
Beğen
Cevapla
-
Sema Sorgun
11 saat önce
Şikayet Et
Kültür yoksa yokuz
Beğen
Cevapla
-
Salih TOKER
12 saat önce
Şikayet Et
Kaleminize sağlık Mahmut Bey, tespitler çok kıymetli.
Beğen
Cevapla
-
Serkan Yılmaz
12 saat önce
Şikayet Et
Teşekkür ederim sayın yazar yine önemli bir mevzuya değinmişsiniz.
Beğen
Cevapla
-
Maruf Üdürgücü
13 saat önce
Şikayet Et
Kültür elçisi Peren Saygılı Mut Hanımdan ve bu kutlu ve kıymetli Hanımefendi’’yi, verdiği olağanüstü mücadeleyi halka tanıtmaya gayret gösteren sizden Allah razı olsun.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle