Depremin yaralarını kitapla saran şehir

  • GİRİŞ14.11.2025 09:03
  • GÜNCELLEME14.11.2025 18:41

Kitap Fuarı vesilesiyle nice dört dörtlük adamlar yetiştiren Malatya’daydık. Üç gün boyunca bu kadim şehrin kalbine misafir olduk; her adımda gördük ki Malatya yalnızca yaralarını sarmıyor, aynı zamanda kültürle ayağa kalkıyor. 

Bir kitabın sayfasına dokunmanın, bir yazarın cümlesini duymanın, bir sohbet halkasında nefes almanın bir şehirde nasıl yeniden umut yeşertebildiğine bizzat şahit olduk.

Sami Er’in liderliğindeki Büyükşehir Belediyesi fuara özenle hazırlanmış. Organizasyon mükemmeldi. Yazarlar da yayıncılar da gayet memnundu. 

İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün fuara katkısını özellikle zikretmek isterim. Şehre gelen her yazara bir gönüllü öğretmen mihmandarlık yaptı. Bu sebeple yazarlar hiçbir şekilde yalnızlık hissetmedi. Bu uygulama diğer şehirlere de örnek olmalı diye düşünüyorum.
Millî Eğitim Müdürü Behçet Bakır, kitaba ve kültüre dost bir bürokrat. Fuarı önemsiyor. Ayrıca deprem sonrası şehrin yeniden ayağa kalkması için büyük gayret göstermiş bir isim.

 O zor günlerde eğitime devam edilip edilmeyeceği belirsizliğini sürdürürken inisiyatif alıp ders zillerini çaldırmış. Okulların açılması insanların moralini artırmış. Bu sene çeşitli dallarda Malatyalı öğrenciler birincilikler kazanarak yarıştan kopmadıklarını göstermişler.

ŞEHİRLERİ GÜZELLEŞTİRENLER

Malatya Kitap Fuarı’nda şehirde yaşayan yazarlara da stantlar açılması beni ziyadesiyle memnun etti. Hiç sevemediğim “Ev danasından öküz olmaz” sözünün boşa çıkarılması hoşuma gitti. 

Her şehrin öncelikle kendi yazarlarına gereken önemi göstermesi, ilgiyi eksik etmemesi gerektiğini savunurum yıllardır. Bence asıl onur konuğu onlar olmalı.

 Fuarların en büyük hastalığı, popüler isimleri onur konuğu olarak belirlemeleridir. Hem yüz binlerce para verilip hem de geldiği uçakla dönecek kadar kısa sürede fotoğraf verip kaçan kişilerin şehre bir katkısı olmaz. Ama o sokaklarda, o mahallelerde yaşamaya devam eden kültür insanları şehrin sakinleriyle sürekli iç içedir.

Mesela yazar Nilüfer Zonkul Aktaş tek başına bir ordu gibi çalışıyor. Eserler kaleme alıyor, programlar organize ediyor, ulusal yazarlarla şehir arasında köprüler kuruyor. 
Erol Afşin, edebiyat dünyasına yakın durarak yeni çıkan kitapları hemen takibe alıyor. Fuar vesilesiyle tanışma şerefine erdiğim Kemal Deniz ağabey de tam bir derya. Malatya sevdalısı bir yürek. Kaleme aldığı irfanî eserler, çıkardığı gazeteler ve yaptığı kültürel çalışmalarla şehre değer katanlardan birisi.

 Hüseyin Cömert ağabey, şimdilik kitap yazmasa da kendisi kitap şahsiyet olan birisi. Kültür dünyasında çoğu nadir, imzalı kitap koleksiyonuyla tanınan Prof. Dr. Mehmet Aslan, başlı başına bir yazıyı hak eden başka bir dost. Bulunduğu yeri yeşerten, çalıştığı alanda güzelliği yaşatan bir değerlimiz. Yaşatma aşkına gönül veren bir şifacı. İnşallah kendisiyle ilgili müstakil bir yazı kaleme alarak okuyucularımıza anlatmak istiyorum.
Şehirleri güzelleştiren gönül ve kültür adamlarının kıymetlerini bilmek onları gençlerimizle daha çok buluşturmak gerek.

BİR MÜCADELE HİKAYESİ

Malatya’da bize mihmandarlık yapan Mine Yeter arkadaşımız tam bir aktivist. 28 Şubat döneminin bütün zulümlerine maruz kalmış; sırf başörtüsünü çıkarmadığı için DGM’lerde bile yargılanmış. 

Çok sevdiği öğretmenliğe yıllar sonra başlayabilen mazlumlardan sadece biri. Şimdilerde hem maarife emek veriyor hem de sivil toplum alanında başarılı projelere imza atıyor. 
DEHADER isimli dernek vesilesiyle eğitimden kültüre birçok alanda hizmet üretiyor. Mine öğretmen gibi zor zamanları yaşayanlar bugünlerin kıymetini çok iyi biliyor. Ama o yılları yaşamayan bugünün nesillerine bu şuuru nasıl kazandıracağımız konusunda kafa yormamız icap ediyor.

FAHRİ MALATYALI: YAVUZ BÜLENT BAKİLER 

Yavuz Bülent Bakiler Sivaslıydı ama doğduğu şehrin vefasızlığından sürekli yakınırdı. Bakiler’in hayatında bazı şehirlerin ayrı bir yeri vardı. Onlardan biri de Malatya’ydı. Babasının tayini sebebiyle gittikleri Gaziantep’te kendilerine bir kişinin bile “hoş geldin” dememesi, okulda arkadaşlık yapılmaması kendisine büyük acı verir. 

Bu soğuk yaklaşımın ardından göçtükleri Malatya’da ise Antep’in tam tersine sımsıcak bir karşılamaya muhatap olurlar ve Malatya, Bakiler ailesini bağrına basar.

Mahallede ve okulda onlarca arkadaşı olur. İlk gençlik yıllarındaki bu kucaklama şairin duygu dünyasında ayrı bir tesir bırakır. Bu sebeple birçok konuşmasında şöyle demiştir:
“Malatya’nın benim yaşamımda müstesna bir yeri var. Dünyaya ikinci defa gelmek mümkün olsa ve Cenab-ı Hak da bana sorsa: ‘Ey kulum, sen nerede doğmayı istersin?’ diye. ‘Ya Rabbi, ben Malatya’da doğmayı ve Malatyalı olmayı istiyorum.’ derim.”
Fuar heyetinin organize ettiği panelde sevgili dostlarım Prof. Dr. Mehmet Özger ve Doç. Dr. Taner Namlı ile usta şairi konuştuk.

ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN

Malatya’da devletimiz olağanüstü bir çalışmayla on binlerce bina inşa etmiş. Halkın ağzından “Allah devletimize zeval vermesin” duası düşmüyor. Bu dua artık Anadolu’nun ortak duası olmuş. 

Başka bir iktidar döneminde olsa onlarca yılda zor tamamlanacak işler kısa sürede hal yoluna konmuş. Burada Malatya Valisi Sayın Seddar Yavuz’un dirayetli duruşunun ve devlet adamlığının hakkını vermesinin de büyük payı var. Şehrin akil insanları Vali Bey’den övgüyle bahsettiler. 

Sayın Vali’nin şehrin demografik yapısını korumak konusunda ayrı bir hassasiyet göstereceğine inanıyorum.

Deprem sonrası şehrin yerlilerinin bir süreliğine başka yerlere gitmesinin ardından Malatya’nın ruhuna uygun olmayan göçler olmuş. 

Şehre değer katanların yeniden Malatya’ya gelmeleri noktasında özel çalışmalar yapılmalı; zira şehirlere ruh ve mana kazandıran kültüre ve medeniyet dostu insanlardır.

ONAR KÖYÜ ZİYARETİ

Arapgir ilçesine bağlı Onar köyüne çoktandır gitmek istiyordum. Yesevî Hazretleri’nin talebelerinden Türkmen velisi Şeyh Hasan’a Fatiha okumak arzusundaydım.
Arapgir’e giderken Kemal Deniz Ağabey “Onar köyünü görmek ister misin?” deyince demek ki vakti gelmiş diye düşünerek “evet” dedim. Bu ziyaret bizim için tam anlamıyla bir kültür ziyafeti oldu. Unutulmaz hatıralarım arasına girdi. 

Çocuk sesleri duyulmayan genç bir simaya rastlayamadığımız bu kadim köyde Alevi canlarla selamlaştık, yürekten kucaklaştık. Araya fitne girmesin diye sımsıkı sarıldık.
Malatya’nın hafızası Kemal Deniz’in anlattığına göre Onar köyü, Türkmen şeyhlerinden Şeyh Hasan Onar tarafından 1224’te kurulmuş. Oğuzların Bayat boyuna bağlı Şeyh Hasan Onar, Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad döneminde yaşamış.
Ahmed Yesevî dergâhında eğitim gören Şeyh Hasan, hocasının şu duasına mazhar olmuş.  “Sen bir er değil, on er gücündesin. Bundan böyle senin adın Şeyh Hasan Oner olsun.” Şeyh Hasan ve dervişleri iyi ok attıkları için Alanya Kalesi’nin fethinde büyük fayda göstermişler. Bundan dolayı Onar köyündeki bağ, bahçe ve tarlalar kendisine verilmiş.

Şeyh Hasan Tekkesini ve “Büyük Ocak” adı verilen 800 yıllık cemevini kurup köyüne de “Oner” adını vermiş. Bu isim zamanla Onar’a dönüşmüş. Türkmen velisi Şeyh Hasan’ın bereketiyle Onar köyünün ziyaretçisi hiç eksik olmazmış.

FETHİ GEMUHLUOĞLU’NUN İZİNDE

Kültür dünyamıza büyük hizmetlerde bulunan Fethi Gemuhluoğlu’nu birçok şehirde konuşma fırsatı buldum. Fakat memleketi Arapgir’de onu anabileceğimiz bir program aklıma gelmemişti. Malatya Millî Eğitim Müdürlüğü’nün muhteşem organizasyonuyla Arapgir’deki tarihi Millet Han’da irfan öncüsünü hemşehrilerine anlatma imkânı bulduk.
Aslında Gemuhluoğlu İstanbul doğumlu. Ama kalbi her daim memleket sevdasıyla atmış. Annesi onu Arapgir kültürüyle yetiştirmiş. Bir röportajında “Ben Arapgirliyim, istikbalde çocuklarım da oralı olacak.” diye konuşmuştur. Yine “Arapgir’e karşı bir özlem duyuyor musunuz?” sorusuna şöyle cevap vermiştir:

“Arapgir’i ne kadar özlediğimi bilemezsiniz. Yazılarım bu özlemle dolu değilse hüzünlenirim. İlk fırsatta gelecek ve candan bir ‘merhaba’ diyeceğim.”

Gemuhluoğlu’nun evrensel yazılar kaleme aldığı Arapgir Postası, bütün zorluklara direnerek hâlâ çıkmaya devam ediyor.

ARAPGİR’E DOYULMAZ

Biz millet olarak doğduğumuz yeri de doyduğumuz yeri de sahipleniriz. Bizim zihnimizi ve gönlümüzü doyuranların memleketleri de bizim için önemlidir. Sevdiklerimiz nereliyse biz de biraz oralıyızdır. 

Mevlânâ’yla Konyalı, Hacı Bayram’la Ankaralı, Seyyid Burhaneddin’le Kayserili, Harkânî’yle Karslıyızdır. Dolayısıyla Gemuhluoğlu vesilesiyle de kendimizi Arapgirli hissetmemiz gayet doğaldır.

Arapgir insanının sıcaklığını, dostluğunu ilçede bulunduğumuz her saniyede yaşadık. Sevgili yazar arkadaşım Sıddık Yurtsever’in kıymetli babası Osman ağabey, geldiğimizi duyunca kolilerce Arapgir üzümü, tertemiz gönlünden süzülen pekmez getirmiş hediye olarak. 

Duygulanmamak elde değil. Ne güzel insanlarımız var. Ve ne mutlu ki o güzel insanların hayırlı evlatları şimdilerde vatana, millete, devlete önemli hizmetlerde bulunuyor.

VEDA

Gidecek çok yer, görecek çok dost vardı ama vaktimiz her zamanki gibi yine yetmedi. Ayrılırken şunu düşündüm: Bir şehri şehir yapan taştan yapılar, betondan binalar değil; gönlü yüce arifler, irfanını diri tutan büyükler ve kültürüne sahip çıkan nesillerdir. 
Arapgir bize bunu hissettirdi. Ne güzel insanlara rastladık, ne kıymetli hatıralar biriktirdik. Doyamadığımız bu Türkmen şehriyle en kısa zamanda yeniden buluşmak ve kültürün açtığı bu güzellik kapısını daha da aralamak en içten dileğimizdir.

Mahmut BIYIKLI / Haber7

 

Yorumlar8

  • Salih Taşkın 50 dakika önce Şikayet Et
    Duygulu ve dolu dolu dolu bir yazı
    Cevapla
  • Emine Öğretmen 4 saat önce Şikayet Et
    Söyleşinize katılmak bizim için büyük mutluluktu. Hiç bitmesin dediğimiz bir program oldu. Çok teşekkür ederiz
    Cevapla
  • Özgül Almasulu 5 saat önce Şikayet Et
    Sayın Mahmut Hocam; yazınızı gözlerimden istemsiz yaşlar akarak okudum.Mütevazi yapınızı görmek, insanlara babacan yaklaşımınıza birebir şahitlik yapmak 28 yıllık öğretmenlik hayatımın en güzel ve en anlamlı günlerinden biriydi. Özgül Almasulu
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Mine YETER 5 saat önce Şikayet Et
    Sayın Başkanım , Malatyamızda şahsınızın isabetiyle muhteşem 2 gün geçirdik. Arapgirde ki Öğretmen arkadaşlarımızın tekrar gelin çok mutlu olduk sözleriyle birlikte bu güzel buluşmaları n çok kıymetli olduğunu bir kez daha anladık. Yine bekleriz....
    Cevapla
  • Ebru Tek 6 saat önce Şikayet Et
    Malatya’ya selam olsun.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat