Demokratik eylem hakkı

  • GİRİŞ22.02.2015 09:51
  • GÜNCELLEME22.02.2015 09:51

Hukukçuların kaygılandığı, değiştirilebilecek, alternatif getirildiğinde yeniden ele alınabilecek bazı maddeler üzerinde ne yazık ki hiç durulmuyor. Bu, muhalefetin bilinçli bir seçimi... Muhalefet seçim sürecini fırsat bilerek "kaostan beslenme" umuduyla böyle bir yolu tercih ediyor.

Ve akla hayale gelmeyen şeyler söylüyor; "Faşist Yasalar" gelecek, "Polis Devleti" kurulacak ve kimse demokratik eylem hakkını kullanamayacak... Buradaki sihirli sözcük demokratik eylem hakkı. Peki siyaset üretmeyen muhalefet "demokratik eylem"e nasıl bakıyor?

Hepimiz biliyoruz, Türkiye'de devlette, hukukta ve güvenlikte "sorun var" ama bu sorunlara muhalefetin yaklaşımı da sorunlu...
Ayrıca sivil ve demokratik eylemin nasıl olması gerektiği konusunda da sorun var. Bırakın geçmişi son iki yılda Türkiye'de Gezi'yle başlayıp Kobani gerekçesiyle yaşanan 6-7 Ekim olaylarına veya en son Cizre'deki eylemlere bakın... 

Hangisi sivil veya demokratik? 

Çevre hassasiyeti de dayanışma kaygısı da bahane... Tek amacın "iktidarı devirmek" olduğunu artık herkes biliyor. Molotoflarla, onlarca işyerinin, aracın yakıldığı, taşların, bilyelerin kullanıldığı bir eylemin neresi demokratik veya sivil?

Türkiye'deki sol veya Kürt siyaseti "sivil itaatsizlik" eylemlerini ağzından düşürmüyor ama yaptıklarının sivil itaatsizlikle de hiç ilgisi yok. Yakup Coşar'ın kaleme aldığı, dünyadaki sivil itaatsizlik üzerine yazılmış önemli yazıların yer aldığı "Kamu vicdanına çağır, Sivil İtaatsizlik" isimli kitapta konulan ölçü çok açık: "Sivil itaatsizlik şu ya da bu ölçüde adil ilişkilerin hüküm sürdüğü demokratik bir sistemde ortaya çıkan ciddi haksızlıklara karşı, yasal imkanların tükendiği noktada son çare olarak başvurulan, kendisine anayasayı ya da toplumsal sözleşmede ifadesini bulan ortak adalet anlayışını temel alan, şiddeti reddeden, yasadışı politik bir eylemdir..." 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat