'Merkez sağ' partiler ne yapacak?

  • GİRİŞ28.05.2009 09:32
  • GÜNCELLEME28.05.2009 09:32

Hüsamettin Cindoruk'un DP Genel Başkanlığı'na gelmesi, eski siyasi aktörlerin çok hoşlandığı tartışmayı yeniden başlattı.
"Merkez sağdaki boşluğu kim dolduracak?"
Oysa bugüne kadar hep "Merkez sağda bir boşluk var mı?" sorusunu cevabı arandı.
O sorunun cevabı da, AK Parti'nin 2002'de iktidara gelmesinden bugüne geçen sürede hep aynı biçimde verildi:
"Hayır, merkez sağda bir boşluk yok."
Nedeni de belliydi: Boşluğu AK Parti doldurmuştu.
Peki, şimdi ne oldu da bu soru yeniden gündeme geldi?
Büyük olasılıkla o kesimleri 29 Mart seçimleri ve AK Parti'nin kendini sadece merkez sağdaki boşluğu doldurmakla yetinmeyip, "Yeni Toplumsal Merkez"in partisi olduğunu söylemesi umutlandırdı.
İşte bu yaklaşım klasik merkez sağ ile AK Parti arasında tam bir örtüşme olmadığı biçiminde yorumlandı. Bu yeni durum, yani AK Parti'nin kendini "yeni toplumsal merkez" in sahibi olarak nitelemesi, eski merkez sağ siyasetçilerin de varlıklarını sürdürmesine yol açtı.
O umutla yaşayan merkez sağcılar, sürekli şunu söyledi:
"AK Parti tam olarak merkezi dolduramadı. Kendi kökeni Milli Görüş'ten kopup, toplumun tümüne güven veremedi. Bu nedenle de demokratikleşmeyi içselleştirmedi, demokratikleşmeye pragmatik yaklaştı."
İşin doğrusu AK Parti'yi "merkez" olmamakla suçlayan klasik merkez sağ da, aradan geçen yaklaşık 8 yılda kendi içinde inanılmaz bir değişim yaşadı.
Bir kesimi statükoya sahip çıkarken, bir kesimi sivil demokratik yolu seçti. Şimdi merkez sağın birbirine karşıt iki siyasi çizgisi arasında derin bir çatışma yaşanıyor.
DP'deki iktidar savaşı buydu.
Cindoruk'un genel başkanlığı alması "statükocu, devletçi merkez sağ"la, "sivil demokrat merkez sağ" arasındaki hesaplaşmayı su yüzüne çıkardı.
Bu durumda merkez sağ, AK Parti'den çok kendi arasında keskin bir çatışma yaşayacak.
Zaten CHP ve MHP'nin de kuşatması altında olan bir merkez sağ var.
DP-Anavatan birleşmesi de olsa bu alandan, toplumsal karşılığı olan güçlü bir iktidarın çıkma olasılığı yok.
Dahası var, merkez sağın bir biçimde hareketlendiği bu dönemde devreye AK Parti'den kopan Abdüllatif Şener'in partisi de girdi. O da büyük olasılıkla AK Parti'nin dolduramadığı iddia edilen "merkez"i paylaşmayı hedefliyor. Ancak köprülerin altından çok sular aktı.
Bugün, ne Şener istifa ettiği günlerdeki siyasi karşılığa sahip, ne de AK Parti'nin kapatılma davası döneminde yaratılan güven problemi yaşanıyor.
Daha önemlisi 29 Mart seçimlerinde AK Parti, toplumun tepkisini yüzde 8 gibi bir kayıpla bertaraf etti.
Böylece toplumun AK Parti'ye daha fazla tepki verme ihtimali de devreden çıktı.
Ayrıca ortada hâlâ lider karizması devam eden bir Tayyip Erdoğan gerçeği ve Türkiye'nin dününü, bugününü ve dünyayla bütünleşmesini mevcut siyasi partiler içinde en doğru okuyan bir AK Parti kadrosu var.
Bu durumda Ergenekon'un kapsama alanına giren merkez sağ partilerin bir hareketlenme getirseler de sonuç alamayacakları ortada...

* Pektaş gidiyor mu kalıyor mu?

Mahmut Övür - Sabah
mahmut.ovur@sabah.com.tr

Yorumlar3

  • cemil yılmaz 16 yıl önce Şikayet Et
    mevcut ikdidarın alternatifi ve yeni bir lider yok. mevcut liderler içinde erdoğan gibisi hala yok ister beğenelim ister beğenmeyelim bu bir realite,onun için erdoğan gerçeği aşikar en az 10 yıl daha bu böyle,bu kaçınılamaz,seçmen herşeye rağmen erdoğandan başka lider görmüyor.bu kadar açık herşey toplum mühendisleri boşuana uğraşıyor,türkiyede eski siyaset analyışıda kalmadı
    Cevapla
  • serkan tekin 16 yıl önce Şikayet Et
    AKAN SULAR. 2002 den bu yana eskiden beri sağcı bildiklerimizin sağın içindeki "truva atları" olduklarını öğrendik!
    Cevapla
  • modern müslüman 16 yıl önce Şikayet Et
    millet mason tayfadan bıktı. çok zor artık çok zor. Dinazor siyaseti bu ülkeyi mahvetti, aynı hatayı yapmaz artık bu milet.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat