Arap Baharı'nı kim kirletiyor?
- GİRİŞ23.10.2011 08:44
- GÜNCELLEME23.10.2011 08:44
Televizyonlardaki o vahşet sahnesini her izlediğimde ürperdim. Yaralı diktatör Kaddafi'yi linç eden öfkeli kalabalık bir yandan bağırıyor bir yandan da cep telefonlarıyla görüntü çekiyor. Ve çağdaş dünya da bu vahşet tablosunu zafermiş gibi izliyor. Mersin Toros Üniversitesi'nde katıldığımız anayasa panelinden dönerken Prof. Dr. Doğu Ergil şöyle diyordu:
"Kaddafi'nin sonunu görünce, aklıma 'İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlak yozlaştırır' sözü geldi ve ben onu biraz değiştirdim; İktidar körleştirir, mutlak iktidar mutlak körleştirir. Arap coğrafyasında şu anda olan bu..."
Evet, körleşen ve toplumun değişim beklentisini görmeyen "mutlak diktatörler"in yarattıkları "son" kaçınılmazdı. Ya yıkılıp yargılanacaklardı ya da terk edip gideceklerdi. Ama iki gündür Libya'dan izlediğimiz görüntüler hiçbirine uymuyor. Orada tam bir vahşet sahnelendi. Peki, Kaddafi'nin bu sonundan sadece ona benzeyen diktatörler mi bir sonuç çıkartmalı? Dün o diktatörlere destek verip, saray bahçelerine çadır kurduranlar, bugün bu kirli sonucun da yaratıcıları değil mi?
O vahşet tablosunu görünce, onun üzerinden yükselecek "özgürlük ve demokrasi"nin de kirlendiğini düşündüm. "Çağdaş Batı"nın yarattığı o kirli zemin, o coğrafyada geleceği, özgürlüğü ve değişimi simgeleyen "Arap Baharı"nı da kirletiyor... Bu yüzden Osman Baydemir'in tespiti yerinde; "Yirmi birinci yüzyılda kurşun sıkmak haramdır."
(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz)
Mahmut Övür / Sabah
Yorumlar1