Koalisyon ihtimalleri zayıflarken

  • GİRİŞ04.08.2015 07:41
  • GÜNCELLEME05.08.2015 09:00

CHP’nin yandaş gazetesi Cumhuriyet’te çıkan manşet habere göre Ankara Palas’ta CHP’lilerin karşısında oturan AK Parti heyetinde bir tek Cevdet Yılmaz koalisyona yatkın bir pozisyonda oturuyordu.

Habere göre, Ak Partili heyet başkanı Ömer Çelik Truva atıydı ve hem üç dönemlik olduğu için, hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın bir isim olduğu için aslında erken seçim istiyordu.

Bu görüşmeleri de sırf ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden yürütüyordu.

İhtimal: Özenle başka başka yerlerden elde edilen kulis bilgileriyle derlendiği intibası uyandırılmaya çalışılan bu haberin oluşumunda o masada oturan CHP heyetinden bir ya da daha fazla ismin de katkısı vardı.

Ki, sabah son görüşmeye Ömer Çelik’in bu haberi okuyup gelmiş olarak masaya oturacak olması, kendisiyle sağlanan göz temasını keyifli hale getirebilirdi.

CHP’nin bu heyetler arası görüşmelerle ilgili en net duruşunu gün içerisinde Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu açıkladı:

“Tek yönlü bir niyet beyanı” biçiminde yapılan ‘istikşafi’ görüşmelerin gideceği bir yer yoktu.

Yani CHP, Ak Parti ile bir koalisyon hükümeti kurulması ümidini önemli ölçüde yitirmişti.

İşin doğrusu da bu.

Gelinen nokta itibariyle erken ya da bir tekrar seçim ihtimali her türlü koalisyon ihtimalinin çok fazla önüne geçmiş durumda.

CHP’ye göre bunun en önemli nedeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pekin-Cakarta yolunda kendisine eşlik eden gazetecilere ‘erken seçim’ tercihinden söz etmiş olması.

Kılıçdaroğlu’na göre Başbakan Davutoğlu aslında bir koalisyon kurmak istiyor ama Erdoğan buna karşı çıkıyor.

İşin aslı ‘bir koalisyon hükümeti kurulmasını istiyor’ cümlesi Davutoğlu’nun duruşunu tam olarak karşılayan bir cümle değil.

Koalisyon turları öncesi yaptığımız İskele Sancak Özel yayınında sorduğumuz soruya verdiği cevapta olduğu gibi Davutoğlu bu görüşmeleri “niyet hayır, akıbet hayır” ölçüsünü dikkate alarak yürütüyor.

Yani erken seçim ya da koalisyon olmalı türünden bir fikr-i sabit ile yola çıkmadı.

Davutoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşlerini dikkate almadan hareket edeceğini düşünmek elbette abesle iştigalden öteye gitmez.

Ancak mesele sadece Erdoğan’ın CHP ile bir koalisyona karşı olması yahut erken seçim istemesinden ibaret de değil.

Meselenin bir yönü de CHP ile Ak Parti arasında birbirine taban tabana zıt bir noktada duran görüş ayrılıklarının nasıl bir koalisyon formülüne dönüştürülebileceği sorusu.

Ki Davutoğlu’nun işin kısmına da ciddi bir önem atfettiğini söyleyebiliriz.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ak Parti ile koalisyon görüşmeleri için 5 başlıktan söz ediyor.

-Yeni bir dış politika.

-Güven veren bir ekonomi.

-Hangi veli eğitimden rahatsız değil?

-Darbe hukuku; Anayasa değişmeli.

-Kürt sorunu.

DIŞ POLİTİKA VE EĞİTİMDE UZLAŞMA SAĞLAMAK MÜMKÜN MÜ?

Diğer üçünü bir kenarda tutacak olsak bile, CHP’nin yeni bir dış politika ve eğitim politikaları konusundaki mevcut yaklaşımlarını kabul etmek demek, AK Parti açısından kendi varlık nedenini inkar etmekle eşdeğer bir anlam içeriyor.

CHP, yeni bir dış politika derken Suriye’de Esad rejimiyle, Mısır’da darbeci Sisi yönetimiyle işbirliği yapmayı anlıyor.

Doğan Grubundan TÜSİAD’ına, ABD’li Neocon’lara kadar uzanan geniş koalisyonun CHP-AK Parti koalisyonuna yüklediği anlam da zaten bu tür pratik adımların devamında bütün hedeflerini terk edip içe kapanmış bir Türkiye görmekten ibaret.

CHP, hem eğitime hem de dış politikaya 1930 lar Türkiye’sinden devşirdiği ideallerle bakmaya devam ediyor.

Kılıçdaroğlu, eğitimde 28 Şubat düzenine son veren 4+4+4 modeline seçim döneminde de karşı çıkmaya devam etmişti.

Bir başka deyişle, CHP’nin 1+8+3 modeli zaten eğitimde zulüm günlerini geri getirme dışında bir hedef taşımıyordu.

Şimdiki sözlerinden de anlıyoruz ki, CHP ve Kılıçdaroğlu bu teklifi koalisyon görüşmelerinin şartlarından biri olarak görüyor.

Bu kılıfı da “eğitimden kimse memnun değil” cümlesi oluyor.

Ez cümle, CHP’nin dış politika ve eğitim politikaları konusunda eski Türkiye’yi geri getirecek yaklaşımlardan vaz geçmemesi halinde Davutoğlu’nun böyle bir koalisyona yanaşacağını düşünmek, en hafif tabiriyle ‘saflık’ olur. 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat