Yerel yönetim reformu için ne zaman düğmeye basılacak?

  • GİRİŞ27.08.2020 09:24
  • GÜNCELLEME28.08.2020 08:14

AK Parti’de özellikle büyükşehir belediyelerini yakından ilgilendiren önemli bir kanun taslağı hazırlanmış durumda.

 

 

Taslak henüz partinin en üst karar organı olan MYK’da tartışılmadığı için bir ‘parti politikası’ ya da ‘parti görüşüne’ dönüşmüş değil.

Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “getirin konuşup karar verelim” demesi halinde üzerinde tartışılıp karar verilebilecek bir metin de oluşmuş durumda.

 

 

Peki taslak halindeki bu metinde neler var?

Kanun tasarısının hazırlığını yapan çevrelerden edindiğimiz izlenime göre, iki temel reform başlığı öne çıkıyor.

Birinci başlık, büyükşehirler de hizmet alımı bakımından merkezde bulunan ilçelerle kırsaldaki ilçelerin birbirinden ayrılması.

Mezarlık, zabıta, ilaçlama, temizlik, terminal gibi hizmetlerin kırsalda yer alan ilçe belediyelerine devredilmesi düşünülüyor.

Bunun için bu hizmetlerin devredileceği ilçelerin büyükşehir merkez sınırından 10 kilometre uzakta olması gibi bir kriter belirlenmiş durumda.

Örneğin Ankara’yı baz alalım:

Taslağın bu haliyle kanunlaşması halinde Başkent’te Altındağ, Keçiören, Çankaya, Etimesgut, Mamak gibi merkez ilçeler için değişen bir şey olmayacak.

Mezarlık, terminal, zabıta gibi hizmetler buralarda yine büyükşehir uhdesinde yürütülecek.

Ancak yine Ankara özelinde Haymana, Kızılcahamam vs. merkez dışında kalan ilçelerde 8,9 başlıktan oluşan hizmet kalemi ilçe belediyelerine devredilecek.

Merkezle kırsal ilçelerin ayrılması halinde ilgili hizmetlerin bütçesi de büyükşehirlerden ilçelere geçmiş olacak.

Bu durumda Büyükşehirlerin bütçelerinde bir azalma olmakla birlikte hem hizmetin hem de ilgili personelin ilçelere gönderilmesiyle bu telafi edilebilecek.

BELEDİYELERİN VERGİ GELİRLERİNDEN PAYLARINA DÜŞEN GELİRLERİNDE ADALETSİZLİK VAR. PEKİ BU NASIL GİDERİLECEK?

Ak Parti’nin hazırladığı yerel yönetimler yasa tasarısının ikinci önemli ayağında ise büyükşehir belediyelerinin gelirlerindeki adaletsizliği giderme arayışları yer alıyor.

Belediyelerin İller idaresi dışında bir de toplanan vergilerden kendi hisselerine düşen payları bulunuyor.

Ancak çalışmayı yürüten çevrelerde şu türden değerlendirmeler yapılıyor.

“Büyükşehirler arasında büyük bir gelir adaletsizliği var. Anadolu’daki büyük firmalar, kendi illerinde göze batmamak için vergi verme merkezi olarak büyük ölçüde İstanbul ve Ankara’yı kullanıyor. Böyle olunca, diyelim Kayserili bir firmanın ödediği verginin payı Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne gitmesi gerekirken bu para İstanbul’a gidiyor.”

Türkiye’nin en büyük şirketi olan Tüpraş nedeniyle Kocaeli Belediyesi kişi başına 1400 liradan fazla gelir payı alıyor.

Buna karşın, Anadolu’da birçok şehrin hissesine kişi başına 300/400 liralık paylar düşüyor.

Bu durum, büyükşehirler arasında adaletsizlik olarak nitelendiriliyor.

Peki nasıl bir çözüm öneriliyor?

Hemen ifade edelim, bu adaletsizliği gidermek için havuzda biriken paranın artırılması ve bunun adil şekilde belediyelere dağıtılması düşünülüyor. Bu çalışmaya gelir paylarının denkleştirilmesi adı veriliyor.

Yukarıda dile getirdiğimiz gibi bu düşünceler şu an için henüz tasarı niteliği taşıyor.

Önce Cumhurbaşkan Erdoğan’ın talimatı ve partinin yetkili kurullarında tartışılmasıyla bunun bir parti politikası haline dönüşmesi bekleniyor.

Devamında muhalefet partilerinin de görüşleri alınacak.

Zor gözüküyor ama ortak bir zemin yakalanabilirse iktidar/muhalefet birlikte bu reforma imza atabilir.

Bir başka konu daha var. 

Hatırlanacağı üzere, bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan aralarında CHP’li belediyelerin de bulunduğu büyükşehir belediye başkanları ile Beştepe’de bir toplantı yapmıştı.

O toplantıdan sonra, 6 belediye başkanına nasıl bir yerel yönetim reformu istiyorsanız yazılı olarak iletin diye talepte bulunuldu.

Bu belediyelerin üçü CHP’ye aitti.

Biri İstanbul, diğeri Ankara, üçüncüsü ise Eskişehir.

Ancak gelen metinlere bakılınca bu üç belediyenin de birbirine taban tabana zıt önerilerde bulunduğu görüldü.

Ne kadar enteresan değil mi?

Yorumlar3

  • Akçadağ 3 yıl önce Şikayet Et
    Mevcut durum itibariyle Büyükşehir olan illerde görev, yetki ve sorumluluk ile birlikte Mali desteğin tamamının Büyükşehir Belediyelerine devredilmesi sonucu ilçe belediyeleri fonksiyonsuz hale gelmiştir. Böylece merkez ile çevre yani Belediye ile belediye hizmetinden yararlanacak olan vatandaşlar arasındaki yakınlık yok olmuştur. Hal böyle iken yalnızca Büyükşehirlerden görüş alınıp ilçe belediyeleri görmezden gelindiği taktirde sağlıklı bir değerlendirme yapılması mümkün müdür? Bu şekilde bir yaklaşımla Büyükşehir Belediyeleri odak noktasına konulmaya devam edilsin isteniyorsa işlevsiz bırakılan ilçe belediyelerini kapatalım boşuna israf olmasın.
    Cevapla
  • Izzet 3 yıl önce Şikayet Et
    Chp nin kendisinin herhangi bir konu da olumlu bir görüşümü var ki ilgili belediyelerden olsun bu belediyelerden başka ne beklenebilir ki kendi aralarında bile herhangi bir konsesus olmayan belediyenin yapacağı bu kadar olur.
    Cevapla
  • Zeki Ertaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Yasal mevzuat çalışmalarının belediyelerde belediye başkanları, Genel sekreterler, vs. ilgili kişilerin görüşleri alınmalı (tabandan çıkan bir taslak faydalı olacaktır).
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat