Biz de Yunanistan’da olup bitenler, kamuoyunun yakın ilgisinden uzak olduğu için haberlere de pek fazla konu olmaz.

Yunanistan içinse bu durum tam tersidir.

Hatta diyebilirim ki, Atina’da yaşayan ortalama bir yunan vatandaşı, Türkiye ile ilgili birçok konuda Ankara’da yaşayan bir Türk vatandaşından daha fazla bilgi sahibidir.

Neden derseniz, Yunanistan medyasında, içinde Türkiye’den haberlerin geçmediği bir gün bile yoktur.

Biz esas meselemize gelelim…

Yunan yönetimi son dönemde, askeri ve diplomatik anlamda hedefinde bir tek Türkiye olan pek çok adım attı.

Askeri olarak;

Hem ABD, hem de Fransa ile anlaşmalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen haftalarda Meclis grup toplantısı konuşmasında dediği gibi, “Yunanistan kendini ABD üssü haline getirdi.”

Bunun dışında son günlerde Doğu Akdeniz, Ege ve Batı Trakya’da askeri tatbikatlara girişti.

Diplomatik olarak da Yunan hükümeti, Türkiye ile arası iyi olmayan (Son günlerde normalleşme eğilimi gösteren) Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle yakın işbirliğine yöneldi.

Hatta bu ülkelerin, askeri tatbikatlarda Yunan ordusu ile boy göstermesi bile yadırganmaz oldu.

Diğer yandan, Yunan hükümetinin savunma harcamalarında da müthiş bir artış söz konusu.

Avrupa ülkeleri içinde savunma bütçesine oransal olarak en fazla pay ayıran ülke konumunda Yunanistan.

Bu durum, en sağdan en sola geniş bir siyasi yelpazeye sahip olan ülkede iç siyasetin daimi tartışma konuları arasında da yer alıyor.

Daha iki gün önce, 25 bin kişi, Albaylar Cuntası’na karşı yapılan 17 Kasım yürüyüşü sırasında silahlanma yarışına tepki göstererek bütçede eğitim ve sağlık kalemlerine ağırlık verilmesi çağrısında bulundu.

Buna rağmen Yunan hükümetinin hedefinde sadece Türkiye olan yukarıdaki eylemlerini yakından izlemek büyük önem taşıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’ın kendi kendini ABD üssü haline getirdiği yönündeki sözlerini sar ettiği aynı grup toplantısında ABD’nin Türkiye sınırın hemen yanı başındaki Dedeağaç’a yaptığı yığınağın gerekçesini sorgulayan sorular da yöneltti.

Demek ki bu yığınağın, söylendiği gibi sadece Rusya’ya karşı yapılmadığına dönük Ankara’da ciddi soru işaretleri bulunuyor.

YUNANİSTAN TÜRKİYE İLE SAVAŞI GÖZE ALMA PAHASINA KARA SULARINI 12 MİLE ÇIKARIR MI?

Gelinen nokta itibarıyla bütün bu gelişmeleri artık, “Yunanistan Türkiye ile savaşa mı hazırlanıyor” sorusu ile eş zamanlı olarak düşünmek gerekli hale gelmiş durumda.

Birkaç yıl önce üst düzey askeri bir kaynak bana, Kurtuluş Savaşı yıllarına atıfla, “O zaman da Batılı ülkeler Yunanistan’ı üzerimize salmışlardı. Şimdi de benzer bir çaba içinde olabilirler” demişti.

Bu sözleri işittiğim dönemde, böyle bir tehlikenin olabileceğine dair işaretler, bugünkülere göre çok daha azdı.

Yani, bu anlamda da daha yakın bir tehlike ile karşı karşıya olabiliriz.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali, karasuları üzerinden karşımıza çıkabilir.

Türkiye, Yunanistan’ın karasularını 6 milden 12 mile çıkarması halinde bu durumu savaş nedeni sayacağını (casus belli) daha önce aldığı kararlar ve duyurularla ilan etmişti.

En son 1995 yılında Meclis’ten böyle karar da çıkmıştı.

Avrupa ve ABD’nin desteğini arkasına alan Yunan yönetiminin, böyle bir çılgınlık gösterisine imza atarak karasularını 6 milden 12 mile çıkarma girişiminde bulunması bir ihtimal olarak her zaman akılda tutulmalı.

Yunanistan’da Türkiye fobisinin gerçek bir paranoyaya dönüştüğü düşünüldüğünde, her türlü senaryoya karşı hazır ve uyanık olmak lazım.