Dün, ekonomi adına enteresan bir hafta başlangıcı oldu.

2022’nin ilk Pazartesisi olması hasebiyle, geride kalan yılın performansını ortaya koyan önemli rakamlar açıklandı.

Aralık ayında kurdaki olağanüstü tırmanışın etkisi nedeniyle enflasyonda yıllık yüzde 36’nın üstünü gördük.

Kısa bir süre geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2021’e ait yüz güldüren haberi verdi.

İhracat, tüm zamanların rekorunu kırarak 225 milyar doların üzerine çıktı.

Bu rakam, aynı zamanda bir yıl içerisinde 55 milyar dolar ilave ihracat yaptığımız anlamına geliyor.

Malum, 31 Aralık gecesi, moralleri bozan zam haberleri gündeme gelmişti.

Elektrikte, doğalgazda, akaryakıtta ciddi oranda fiyat artışları oldu.

Evet, can sıkıcı haberlerdi bunlar.

Ancak yine de insaf ölçüleri içinde bakılırsa, bu zamların kur atağından ya da enflasyondan daha çok, enerji fiyatlarının küresel ölçekte alıp başını gitmesiyle ilişkili olduğu görülecektir.

Avrupa’da enerji fiyatları bu yıl yüzde 400 arttı.

(Yazıyla: Yüzde dört yüz)

Bir başka ifadesiyle Avrupa’da son 5 yıllık ortalamanın 5 katı bir enerji fiyatı oluştu.

Yunanistan’da medya, bu gelişmeleri “Enerji Zammı Tsunamisi” başlığıyla haberleştirdi.

News 247 isimli medya kuruluşunun haberine göre, Yunanistan’da elektrikte geçen yılın aynı ayına göre yüzde 200, doğalgazda yüzde 600 zam yapıldı.

Haliyle hane ve işletmelerin enerji maliyetleri muazzam derecede artış gösterdi.

Enflasyona gelince…

Yeni enstrümanların devreye girmesiyle kur artışları dizginlenebilirse, enflasyon rakamlarında bir iki ay sonra gerilemeler olacağı var sayılıyor.

Dileyelim öyle olsun.

Hatta bir görüşe göre, kur istikrarı sağlanırsa Ocak, ya da Şubat ayında ‘baz etkisi’ nedeniyle aylık düzeyde eksi enflasyon bile karşımıza çıkabilir.

Dileyelim öyle olsun.

Bu enflasyonist ortamda, özellikle sabit ve dar gelirliler olarak bilinen milyonları enflasyona ezdirmeme politikasının önemi daha fazla öne çıkmış durumda.

Hükümetin, gerek enerji maliyetlerini göğüslemesi, gerekse sabit ve dar gelirlilerin refah durumunu gözeten ücret artışlarını sürdürebilmesi için geçen yılki başarılı bütçe performansını 2022’de de sürdürmesi bugün itibarıyla çok daha önemli hale gelmiş durumda.

İşte, ihracatta rekorlar kıran rakamlar bu anlamda büyük kıymet arz ediyor.

Yatırım, üretim ihracat ve büyüme odaklı performans devam eder, kur istikrarı da sağlanırsa, işler yoluna girecektir.

Türkiye’nin ihracat kapasitesi, çarpan etkisiyle büyüyerek performansına yeni başarılar ekleme imkânına sahip.

Çünkü birçok kalemde, bu kapasitenin ‘sürdürülebilir’ olduğu görülebiliyor.

Örneğin Savunma Sanayii sektörüne bakalım.

Türkiye’nin göz bebeği haline gelen savunma sanayii projeleri yüksek katma değeriyle yurt dışındaki pazarını genişleterek yolculuğuna devam ediyor.

Afrika’ya 2020 yılı içerisinde toplam 83 milyon dolarlık ihracat yapılırken, bu yılın ilk on ayında bu rakam 6 kat artarak 288 milyon doların üzerine çıktı.

2021’de sektör tüm zamanların rekorunu kırarak ihracat kapasitesini 3 milyar 224 milyon dolara çıkardı.

Erdoğan’ın açıkladığı ihracat rakamları, ihracata dayalı ekonomi hedefinin hayali bir hedef olmadığını gösteriyor.