Ukrayna dersleri
- GİRİŞ26.02.2022 09:00
- GÜNCELLEME26.02.2022 09:00
Birkaç ay önce Ukrayna krizi alevlenmeye başladığında bu köşede, Ankara’da üst düzey bir güvenlik görevlisiyle aramızda geçen diyaloğu aktarmıştım.
Ukrayna krizi, Ukrayna işgaline/savaşına döndükten sonra, o diyalog daha bir anlamlı hale geldi.
O yüzden hatırlatmak istedim.
Muhatabıma, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Ukrayna ile ilgili yaptığı “Rusya, Ukrayna konusunda çatışma yolunu izlerse, ağır bedeller ödeteceğiz” şeklindeki açıklamalarını aktarıp sormuştum.
“Bu tehdit, Putin’i frenler mi” diye.
O konuşmamızda, uzun, on yıllara sâri tecrübesiyle bu sözlerin ne anlama geldiğini hızlı bir refleksle yorumlayan muhatabım, “Ne tehdidi, ne bedeli” şeklinde özetleyebileceğim bir cevapla, Blinken’ın bu sözlerine büyük anlamlar yüklenmemesi gerektiğini dile getirmişti.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, krizin başından beri cesurca ve dirayetli bir tutum sergilemesine rağmen, Batı’dan gelen destek mesajlarına olması gerekenden biraz fazla anlam yüklediği için şimdi bunun hayal kırıklığını yaşıyor.
İşi, başından beri kolay değildi tabii ama en azından bir hesap hatası yaptığı ortada.
“BU İŞ ARKA ARKAYA KINAMA CÜMBÜŞÜNE DÖNÜŞMEMELİ”
Dün, NATO liderler zirvesi öncesi açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözlerinde, eleştirel bir dil vardı.
NATO’nun önde gelen ülkelerinin liderlerini kastederek, “Hepsi bol bol nasihat çekiyorlar, bununla bir yere varmak kolay değil. Atılan herhangi bir adım yok” dedi.
“Bu iş arka arkaya kınama cümbüşüne dönüşmemeli” dedi.
Erdoğan, Senegal dönüşü uçakta NATO zirvesinden beklentilerini sorduğumda da, aynı liderleri isim vererek eleştirmiş, şunları söylemişti:
“Macron Moskova’ya geldi, tablo ortada. Arkasından Scholz geldi, o tablo da ortada. Biden ile ilgili “Görüştü, görüşüyor” vesaire dediler, herhangi bir şey çıkmadı. Olayı devlet veya kurumsal bazda ele alacak olursak, burada da şu anda ortada sadece NATO kalıyor.”
Bu sözlerin hepsi savaşı durdurma ve Ukrayna’nın yanında durma anlamında daha sahici adımlar atma ihtiyacına binaen sarf edilmiş sözlerdi.
Ama aynı zamanda, bu olup bitenler karşısında Ankara adına duyulan güvensizliğin bir tezahürü olarak da yorumlanabilir.
Sonuçta NATO’nun Rusya’ya savaş açma ihtimal yok.
Ancak NATO içindeki öncü ülkelerin (Özellikle ABD ve İngiltere) Rusya’nın bu yayılmacı adımlarını fırsat bilerek, Türkiye gibi, Almanya gibi, kritik pozisyonda olup da dengeli bir politika ile hareket etmek isteyen diğer NATO ülkelerine bir takım dayatmalarda bulunması ihtimal dâhilinde.
Ankara için, şu ana kadar başarılı bir şekilde yürütülen, NATO üyesi olmanın yanında Rusya ve Ukrayna ile ikili ilişkileri de haklı olarak kollayan yaklaşımın sürdürülmesi önem taşıyor.
Önümüzdeki süreçte Türkiye eğer, “Bu işin gri tonu yok, siyah ya da beyaz, safını seç, bizimle misin onlarla mı” anlamında bir dayatma dili ile muhatap olursa, biliniz ki, bunu yapacak olanlar, Rusya’nın Ukrayna işgalini şimdiden ellerini ovuşturarak izliyorlar demektir.
Savaş çıkacak diye çıngar çıkartanların, bir bakıma savaş çıksın der gibi ‘kızıştırıcı’ bir dil kullanmalarını dikkatle izlemekte fayda var.
Şeytana pabucu ters giydirenlere dikkat!

“Spora yatırım yapmazsanız, güvenlik ve sağlığa daha fazla para harcamak zorunda kalırsınız”
Bu sözler Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na ait.
Önceki gün Bakan Bey’in davetiyle Altındağ’da yapımı tamamlanan spor tesislerini görmeye gittik.
Gazeteci arkadaşlarımız Zafer Şahin ve Fazlı Şahan’la birlikte.
Programın bir de sürprizi vardı.
Tokyo Olimpiyatlarında okçulukta hedefi 12’den vurarak gurur kaynağımız olan Mete Gazoz da aramıza katıldı.
Altındağ, Ankara’nın gelir seviyesi düşük ilçelerinden biri.
Ama doğrusu hem AK Partili belediyelerden, hem de merkezi hükümetten ciddi yatırımlar alıyor.
Bakan Kasapoğlu’nun bir günde yapımı tamamlanan 6 spor merkezinin açılış törenini gerçekleştirdiğini söylemem yeterli olmalı.
Mete Gazoz’un adını taşıyan okçuluk tesisine girdiğimizde, 7-8 yaşlarında çocukların ok atış becerilerine şahitlik ettik.
Bu tesislerin özellikle maddi durumu zayıf olan insanların yoğun olarak yaşadığı yerlerde yapılması da büyük önem taşıyor.
Sporun tabana yayılması anlamında.
Bakan Kasapoğlu’nun o sözünü gerçekten önemli buldum.
Spor yapma imkânını ne kadar genişletirseniz, hem güvenlik hem de sağlık harcamalarınız doğru orantılı olarak o kadar geriler.
Sizce de mantıklı değil mi?
YENİŞAFAK
Yorumlar8
-
Tamer Danacı
3 yıl önce
Şikayet Et
Türkiye kimsenin oyuncağı değildir . abd nin YPG gibi çok sadık dostları var birşey istiyorsa bizden değil onlardan istesin
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
-
Hakan
3 yıl önce
Şikayet Et
Biz yokuz, yokmuşuz gibi davransınlar. Türkiye taraf tutarsa zararlı çıkar. Yukarısı bıyık aşağısı sakal misali
Beğen
Cevapla
-
Bülent duman
3 yıl önce
Şikayet Et
evet biz natonun piyonu değiliz
Beğen
Cevapla
Toplam 3 beğeni
-
Yeni Dünya Düzeni
3 yıl önce
Şikayet Et
Tarafımız bellidir. Haklının ve onurlu olanın yanındayız. Celladına aşık olmuş amerikancılardan değiliz.
Beğen
Cevapla
Toplam 8 beğeni
-
Ekrem KONYALI
3 yıl önce
Şikayet Et
Hazır ol cenge, ister isen sulhu salah...
Beğen
Cevapla
Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle