Pençe-Kılıç Hava Harekatı, fizik kimya ilişkisi ve kara harekatının ayak sesleri
- GİRİŞ23.11.2022 08:12
- GÜNCELLEME24.11.2022 08:31
Dün bu köşede üst düzey bir güvenlik kaynağına atfen kullandığım, "Yapmayı planladığımız asıl operasyon bu değil" sözleri;
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Katar dönüşü yaptığımız sohbette kullandığı, "Hava harekatıyla sınırlı kalmayacak" açıklaması…
Ve dün yeni beyanatlarla ayak seslerini biraz daha net bir şekilde duymaya başladığımız muhtemel bir "kara harekatı..."
Artvin’de Yusufeli Barajı'nın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pençe-Kılıç hava harekatının birkaç gündür uçak, top atışı ve SİHA'larla sürdürüldüğünü hatırlattıktan sonra, "En kısa sürede tankımızla askerimizle hepsinin kökünü kazıyacağız" dedi.
MİLLİ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR’IN SÖZLERİNE DİKKAT!
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, harekatın kapsam ve hedeflerine dönük önemli açıklamalar yaptı.
Daha önceki sınır ötesi harekatların da yaslandığı temel hukuki zemin olan Birleşmiş Milletler 51’inci maddeye (Meşru Müdafaa Hakkı) atıf yaptı, vurulan hedefler dışında ‘sakınılan’ hedefleri tek tek sıralayıp, kara propaganda peşinde koşanlara cevaplar verdi.
Özenle seçildiği belli olan bu ifadeleri aktaralım:
- BM Şartı’nın 51’inci maddesinde belirtilen meşru müdafaa hakkı kapsamında ve uluslararası hukuka uygun,
- Komşularımızın toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına saygılı,
- Sadece ve sadece terör unsurları hedef alınarak,
- Dini ve etnik kökenine bakılmaksızın masum insanlar başta olmak üzere tarihi, dini, kültürel dokular, hastaneler, sivil altyapı ile çevrenin güvenliğine ve korunmasına hiçbir ordunun göstermediği kadar azami dikkat ve hassasiyet gösterilerek icra edilmektedir.
"TÜRK VE KÜRT KARDEŞLİĞİ ÖLÜMSÜZDÜR, EBEDİDİR"
Milli Savunma Bakanı Akar’ın konuşmasında altı çizilmesi gereken iki husus daha var.
Birincisi, bu türden sınır ötesi operasyonlar yapıldığında özellikle uluslararası büyük medya kuruluşlarının kullandığı ‘problemli dile’ dönük sert tepki ve ‘doğru bilginin’ vurgulu bir dille tekrarlanması.
PKK/YPG’ya ait terör yapılanmasına dönük operasyonları Kürtlere yapılan saldırı olarak sunma alışkanlığı/ısrarından söz ediyoruz.
Batı medyasında özellikle bu alışkanlık/ısrar hali kendisini çok belli ediyor.
Ve tabi ki bu ısrarın arkasındaki kötü niyet…
Bakan Akar’ın dünkü konuşmasında, bu kasıtlı çarpıtmaya karşı güçlü, yer yer de sert vurgular vardı.
"İçeride ve dışarıda yapılan diğer bir kara propaganda da terörle mücadelemizin Kürt kardeşlerimize karşı olduğu iftirasıdır." Dedi,
"Bu yalandır, alçaklıktır. Suni gündem oluşturmaya çalışan fitne ve fesat yuvalarının beyhude çabalarıdır" diye devam etti,
"Bir kez daha vurgulamak isterim ki; bütün dünya duysun bin yıldır bu coğrafyayı, ekmeği, suyu birlikte paylaşan Türkler ve Kürtler kardeştir. Fitne ve fesat yuvaları çatlasalar da patlasalar da bu kardeşlik ölümsüzdür, ebedidir." Diyerek tamamladı.
"FİZİKİ ÇÖKÜŞ YAŞAYANLAR… KİMYASI BOZULANLAR… FİZİK-KİMYA İLİŞKİSİ…"
Milli Savunma Bakanı Akar’ın konuşmasında dikkat çeken ikinci husus, bir kavramsallaştırma ile ilgili.
PKK/YPG oluşumunu destekleyenlere karşı göndermelerle dolu bir mesaj bu aynı zamanda.
"PKK-YPG’nin fiziken çöküşünü gören destekçilerinin kimyasının bozulduğuna tanık oluyoruz. Fizik-kimya ilişkisi" biçiminde bir beyan bu.
Adresin neresi olduğu da besbelli.
Yukarıda yürütülen harekatın hukuki zemininin meşru müdafaa hakkı tanıyan Birleşmiş Milletler 51’inci maddei olduğundan söz etmiştik.
Yürütülen bu operasyonların bir başka güçlü zemini daha var.
O da şu:
2019 sonbaharında, Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye sınırının 30 kilometre derinliğine kadar olan bölgede PKK/YPG mevcudiyetinin olmaması anlamında hem ABD, hem de Rusya tarafından verilmiş sözler vardı
Ancak her iki ülke de bu sözlerini yerine getirmediler.
Türkiye’nin kendi gücünü kullanarak yaptığı askeri harekat bölgeleri dışında, bu oluşumun varlığını korumasına, hatta güçlenmesine göz yumuldu, o destek devam etti.
KREMLİN AÇIKLAMASINA DİKKAT!
Dün, Kremlin adına yapılan bir açıklama var.
Rusların Türkiye’nin askeri operasyonuna yaklaşımını bir ölçüde yansıtan enteresan bir açıklama bu.
Kremlin açıklamasından şöyle bir cümle alıntılayalım:
"Rusya ve Türkiye'nin Suriye konusunda anlaşmazlıkları var ancak ilişkilerin dostane doğası anlaşmazlıkların yapıcı bir şekilde tartışılmasına izin veriyor."
Böyle bir ifadenin anlamı, çağrışımı ne olabilir acaba?
"İlişkilerin dostane doğası" türü ifadelere Kremlin’den Türkiye ile alakalı yapılan açıklamalarda son dönemde daha fazla rastlamaya başladık.
Bu dili, 24 Şubat tarihinden bu yana Ukrayna işgali karşısında Ankara’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sergilediği güçlü politika ile ilişkilendirmek mümkün.
Peki, Suriye’de hava destekli bir kara operasyonu yapılırsa Moskova’nın tutumu bu defa nasıl olur?
Zira, 2018’de Afrin’e Zeytin Dalı harekatı yapılırken Türkiye’nin Suriye’nin hava sahasını kullanmasına Rusların engel olmaması gibi bir örnek var ortada.
Aynı durum tekrarlanabilir mi?
İzleyip göreceğiz.
Yorumlar5