Şubat depremlerinin Türkiye’ye olan maliyeti 104 milyar dolar olarak hesaplandı.

Bu ağır bir maliyet, ama birilerinin temenniyle karışık “Türkiye bitti, bu yükü kaldıramaz” kötümserliğinin aksine, hızlı bir toparlanma ve yaraları sarma seferberliğinin olduğu da ortada.

Depremlerin enflasyonu yeniden tetikleyeceği yönünde görüşler vardı.

Ama bu tetiklemenin sınırlı kalacağına dair işaretler var. 

Dün TÜİK tarafından Mart ayı enflasyon rakamları açıklandı.

Buna göre, enflasyonda aylık düzeyde artış %2,29, yıllık bazda %50,51 olarak gerçekleşti.

%50,51 yüksek bir oran olsa da, %86’lara kadar yükselen enflasyonun gerileme trendi içinde olması iyi bir haber.

Geçen yılın Nisan enflasyonu %7,25 olmuştu.

Bu da demek oluyor ki, önümüzdeki ay açıklanacak olan yıllık enflasyon, büyük bir sürpriz yaşanmaması halinde %40’lar bandına gerileyecek.

Enflasyonun 2023 itibarıyla son üç aylık seyri şu şekilde gerçekleşti: 

Ocak 2023’te TÜFE yıllık yüzde 57,68, aylık yüzde 6,65 oldu

Şubat 2023’te TÜFE yıllık yüzde 55,18, aylık yüzde 3,15 oldu.

Mart 2023’te TÜFE yıllık yüzde 50,51, aylık yüzde 2,29 oldu.

Ekonomide kurumsal pozisyonu olan çevrelerden edindiğim izlenim, enflasyonla ilgili ihtiyatlı iyimserlik havasının korunduğuna işaret ediyor.

“Yıl sonu itibarıyla enflasyonun %30’un altına inebileceği bir alanımız var” deniyor.

%22 hedefinin ise, iki ay gecikmeyle yakalanabileceği söyleniyor.

Yine de özellikle gıda fiyatları bakımından kuraklığa bağlı bir takım belirsizlerin ve risklerin olduğunu da ifade edelim.

ENERJİ MALİYETLERİNDE 2022 KABUSUNUN YERİNİ ILIMAN BİR HAVA ALDI

2022 yılında enerji fiyatları Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin de tetiklemesiyle tarihi rekor seviyelere ulaştı.

Kullandığı enerjinin büyük bölümünü ithal eden bir ülke olarak Türkiye, her yıl ortalama 50 milyar dolar para ödediği enerji maliyetleri için sadece 2022’de üste 50 milyar, yani yaklaşık 100 milyar dolar ödemek zorunda kaldı.

Büyüme odaklı ekonomi modelinin bu yükü karşılamada büyük katkısı oldu.

175 milyar dolardan 254 milyar dolara yükselen ihracat ve 50 milyar dolar civarında gerçekleşen rekor turizm gelirleri sayesinde bir kabus yılı olan 2022 atlatılabildi.

Doğalgazda hükümetin vatandaşı korumak için %80’lere ulaşan, elektrikte %50’leri geçen desteğinin de yine büyüme odaklı ekonomi modeli ve buna bağlı gelir artışlarının katkısı ile mümkün olabildiğini eklemiş olalım.

Yine ekonomide kurumsal pozisyonu olan çevrelerden şöyle bir bilgi edindim:

Her yıl dış ticaret fazlası veren Avrupa Birliği, geçen yıl deyim yerindeyse ‘patlayan’ enerji fiyatları yüzünden tam 432 milyar dolar açık verdi.

2023 ise, bu anlamda çok daha pozitif ve ılımlı bir atmosferde ilerliyor.

Şöyle bir rakam veriliyor.

Doğalgaz ve petrolde yılın ilk üç ayındaki fiyatlamanın aynı ortalama ile devam etmesi halinde bu yıl Türkiye’nin 25 milyar dolarlık bir artısı olacak.

Yani enerji için fiyatlar bu ortalama ile giderse bu yıl 25 milyar dolar daha az para ödeyeceğiz.

TURİZMDEN YİNE GÜZEL HABERLER GELİYOR

Turizmde de iyi gidiyoruz.

Ocak ve Şubat ayı rezervasyonları 2019’un üstünde.

İhracatta, bu yıl 300 milyar dolar hedefi var.

Bu rakam yakalanamasa bile, geçen yılki rakamın (254 milyar dolar) üstünde bir gerçekleşme bekleniyor.

Deniyor ki:

Hem turizmde, hem de ihracatta, Körfez ülkeleri ile ilişkilerde normalleşmenin katkısı büyük olacak.

Diğer bölgelere dönük ihracat kapasitesinde bir gerileme olsa bile, bu bölge, özellikle Suudi Arabistan’la ekonomik ilişkiler bunu telafi edebilecek.