Yurtdışı oylarda Almanya ve bazı Avrupa ülkeleri CHP ve Yeşil Sol Parti'yi neden kayırıyor?
.
- GİRİŞ03.05.2023 08:19
- GÜNCELLEME04.05.2023 08:27
14 Mayıs seçimleri için son 10 güne girilirken, yurtdışından gelecek oyların önemine dönük farkındalık giderek artıyor.
3 milyon 416 bin 098 seçmen kaydı var yurt dışında.
İlk dört günlük katılım raporu, 2018’e göre sandığa iki kat daha fazla rağbet olduğunu gösteriyor.
Bu durumun, özellikle Almanya başta olmak üzere, bazı Avrupa ülkelerindeki örtülü ya da açık çeşitli kısıtlamalar ve partilere, ittifaklara dönük çifte standartlar eşliğinde geliştiğini özellikle not etmek isterim.
Bu yazının konusu da bu olacak zaten.
Çifte standart ve kayırmacılık, bir kere şuradan başlıyor:
Almanya başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi, yönetimleri ve basınıyla, Türkiye’nin demokrasisine dönük sürekli eleştirel ve suçlayıcı bir yaklaşım içinde olmalarına karşın, en temel demokratik hak olan seçim kampanyası ve oy kullanma faaliyetlerine kimi zaman yasaklayıcı, kimi zaman ise ‘kayırmacı’ şekilde yaklaştı, böyle hareket etmeye devam ediyorlar.
Yasaklayıcı tutumun en belirgin örneği, oy kullanımını engellemeye yahut zorlaştırmaya yönelik eylem ve kararlar.
Örneğin, en fazla yurtdışı seçmenin yaşadığı Almanya’da Alman makamları hiçbir dayanak olmamasına rağmen 9 sandık bölgesini iptal etti. Bielefeld, Fulda, Kassel, Dortmund Mannheim gibi Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde sandık kurulmasına izin verilmedi.
CUMHUR İTTİFAKI’NA KARŞI CHP VE YEŞİL SOL’UN KAYIRILDIĞINA DAİR SOMUT ÖRNEKLER
Bu karar, bütün partileri etkileyebilecek ve seçime katılmayı her partiden seçmen için zorlaştıracak bir durum olarak görülebilir.
Ancak, Avrupa’da daha önce yapılan seçimlerin tümünde, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Türkiye ortalamasının en az 10 puan üstünde oylar çıktığı düşünüldüğünde, bu kısıtlayıcı tutumun geri planında da bir ‘hesap’ olduğu düşünülebilir.
Yine de asıl meselemiz ‘kayırmacılık’ bahsiyle ilgili.
4 Avrupa ülkesi, Almanya, Fransa, Hollanda ve Avusturya, seçim döneminde Türkiye’deki partilerin kendi ülkelerinde seçim kampanyası yapmasını yasaklamıştı.
Ancak, ‘kayırmacılık’ tam da bu konuda devreye girdi.
Bu konuda AK Parti’ye dönük yasak tam olarak uygulanırken, CHP ve Yeşil Sol Parti söz konusu olduğunda nedense esnek hareket ediliyor.
Örneğin;
Yurtdışındaki kampanya ve oy verme sürecini yakından izleyen kaynaklardan aldığım bilgilere göre Alman makamları, CHP’nin bir çok yerde kurdele keserek açılışını yaptığı Seçim Koordinasyon Merkezine ses çıkarmadı.
Aynı şekilde, HDP yerine seçimlere girecek olan Yeşil Sol Parti’ye de bu müsamaha gösterildi.
Seçim sürecine girilirken, AK Parti’nin kampanya yapmaması için her türlü önlem sıkı bir şekilde devreye sokulurken, CHP’nin Berlin teşkilatı, CHP’nin İstanbul İl Başkanlığıyla çok yakın bir koordinasyon içerisinde yaygın bir kampanya faaliyeti yürüttü.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Öğrendiğimize göre, Almanya’nın Nürnberg Belediyesi’nden izin alarak belli bölgelere asılan AK Parti afişleri, PKK sempatizanları ve sol grupların baskısıyla kaldırılmış.
Kaldırılmakla yetinilmemiş, yerine Yeşil Sol Parti’nin afişleri asılmış, üstelik bu durum, Nürnberg makamlarının gözü önünde gerçekleşmiş.
Cumhur İttifakı paydaşlarına dönük kısıtlayıcı, muhalefet paydaşlarına dönük kayırmacı yaklaşım sergileyen bir tek Almanya değil tabi.
Haberlere de yansıdı.
Fransa’nın Marsilya kentinde oy kullanmaya giden vatandaşlar, AK Parti’ye oy verecekleri düşünülerek saldırıya uğradı.
İşin kötüsü, saldırıya Fransız güvenlik makamları müdahale etmediler.
Konsolosluklar önünde yapılan PKK gösterileri ile yine oy kullanmak isteyen yurtdışı vatandaşlara dönük gözdağı ve yıldırma çabaları devreye girdi.
BU ÜLKELERİN MUHALEFETİ DESTEKLEDİKLERİ, TERCİH ETTİKLERİ ÇOK AÇIK. ANCAK KAYIRMACILIK KABUL EDİLEMEZ
Seçim döneminin yaklaştığı dönem içerisinde bu kayırmacı tutumun örneklerine dair Türk basınında da pek çok haber yayınlandı.
Bütün bunlara rağmen, hatta belki bütün bunlara bir reaksiyon olarak katılımın yüksek seviyede seyrettiğini tekrar hatırlatalım.
Ancak, bu kayırmacı tutumun sürece hem hile katma, hem de aynı kayırmacı yöntemlerle başka yerlerden müdahil olabileceğine dair farkındalığı da canlı tutmak gerekiyor.
E zaten, bu ülkelerin bazılar Türkiye’de CHP ve HDP koalisyonunun iktidara gelmelerine açık destek veriyor.
Bir ay kadar önce Almanya’nın bir önceki Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann, “Türkiye'nin şu anda birleştiren bir lidere ihtiyacı olduğunu savunup, bunu Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapabileceğini öne sürerek açık destek vermişti.
14 Mayıs’la ilgili gizlileri, saklıları yok yani.
Kimi tercih edecekleri kendi bilecekleri bir şey.
Ancak, Türkiye’nin demokrasi standartlarına dönük sürekli hırpalayıcı bir dil kullanan, kendilerini ise, demokrasinin üst seviyelerine ulaşmış gibi lanse eden bu ülkelerin en temel demokratik süreçlerle ilgili böylesi bir kayırmacı tutumla hareket etmelerini akılda tutmak, yeri geldiğinde de yüzlerine vurmak için bu yaptıklarını unutmamak gerek.
Yorumlar42