Salı akşamı, sosyal medyada çok enteresan bir dezenformasyon rüzgarı esti.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs seçimlerini kaybettiğinin anlaşılmasından 48 saat sonra gelen, gecikmeli, “seçimlere hile karıştırıldı” temalı bir kampanya idi bu.

CHP’li sosyal medya yüzlerinin, FETÖ’nün sosyal medya yüzlerinin, PKK’nın sosyal medya yüzlerinin sahne aldığı bir dezenformasyon furyası.

Yalan rüzgarı, Salı akşamı çok takipçili yüzlerce hesaptan “Yüksek Seçim Kurulu, CHP'nin aleyhine olacak şekilde sisteme yanlış veri girmiş" şeklinde bir cümle ile başladı.

Çok enteresan bir şekilde pek çok kimse, sosyal medya hesaplarını açtıklarında, takip etmedikleri hesaplardan gelen yalan bombardımanına muhatap kaldılar.

Bu yalan, kısa süre içerisinde twitter algoritmasının da desteğiyle on milyonlara ulaştı.

Binlerce sosyal medya hesabından aynı anda başlatılan bu dezenformasyon furyası, kısa sürede Twitter'ın en çok konuşulan etiketleri arasında ilk sıralardaki yerini aldı.

#YSK’ya git 

#OylarYenidenSayilsin 

#yskitirazsuresiniuzat

#secimiptaledilsin 

#YeşilSolPartininOylarıNerede,

şeklinde hashtaglar eşliğinde yürüdü bu kampanya.

OYSA PROBLEM, CHP’NİN KENDİ SİSTEMİNDEYDİ

Halbuki, sosyal medyada paylaşılan bu ekran görüntüleri, YSK veri sisteminden değil, CHP'nin seçim sandık sonucu sorgulama sisteminden "sts.chp.org.tr"den alınmıştı.

Sandık sonucu tutanaklarındaki veriler ile YSK verileri karşılaştırıldığında, YSK ve tutanaklarda yazan verilerin doğru olduğu fark edildi.

İşin doğrusu, CHP’nin, ilgili verileri, kendi sistemine yanlış girmiş olmasıydı.

Yani veri CHP sistemine yanlış girilmiş, ekran görüntüleri alınmış ve bu ekran görüntüleri "YSK verisi" iddiasıyla paylaşılmıştı.

FETÖ ve PKK’ya yakın hesaplar, bu dezenformasyonu çok hızlı bir şekilde yaymaya başladılar.

Zaten 48 saattir, seçim sonuçlarını gölgelemek adına asılsız argümanlar geliştirme adına, çaresizce çıkış yolları aranıyordu. 

Hem seçimlere ‘hileli’ görüntüsü vermek gerekiyor, hem de büyük hayal kırıklığı yaşayan muhalif seçmeni ikinci tur için yeniden motive etmek için bir şeyler yapmak gerekiyordu.

Seçim günü sandık başında bulamadıkları sahte argümanları, aradan 48 saat geçtikten sonra, kolayca çürütülebilecek bir suçlama ile gündeme sokmaya çalıştılar.

Muhalefete yakın bazı haber siteleri ve gazeteciler de, aynı telaş duygusu içerisinde konuyu hemen gündeme taşıdılar. 

DEZENFORMASYONLA MÜCADELE MERKEZİ İŞİN DOĞRUSUNU ORTAYA ÇIKARDI

Son dönemde sosyal medya üzerinden alıp başını giden dezenformasyon kampanyalarına karşı daha kararlı bir tutum sergileyen İletişim Başkanlığı, edinilen bilgileri ve tespit edilen verileri, belgelerle kanıtlayacak şekilde Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin sosyal medya hesabından paylaştı.

Verilerin YSK'ya ait olmadığı, tutanaklarla uyuşmadığı ve CHP sistemine yanlış girildiği belgelerle ispat edildi.

Sonrasında şu oldu:

Manipülasyonun ortaya çıktığını fark eden CHP, seçim sistemi programı olan "sts.chp.org.tr" sitesini panikle kullanıcı erişimine kapattı.

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin durumu kamuoyuna duyurmasının ardından

muhalefete yakın bazı gazeteciler "Bu CHP sistemidir ve veriler yanlış girilmiştir" açıklamasında bulundular.

Bu şekilde, yeni bir ‘suçüstü dezenformasyon’ hikayesi ortaya çıkmış oldu.

Hile argümanı, her seçim kaybında CHP çevreleri tarafından dillendirilen bir argüman.

Biraz da kendi taraftarlarına bir bahane sunmak, onları yatıştırmak için, işin kolayına kaçıp, altı boş şekilde bu suçlama gündeme getiriliyor.

2018’de bile, Tayyip Erdoğan ile Muharrem İnce arasında 22 puan fark olmasına rağmen CHP Genel Merkezi’nde seçime hile karıştırıldı diye ortalığı velveleye vermeye dönük bir hazırlık yapılmıştı.

İnce’nin off the record olarak konuştuğunu düşündüğü bir gazeteciye “Adam kazandı” demiş olması ile o argümandan vazgeçmek zorunda kaldılar.

Ama sonuçta, kaybettikleri bir başka seçime bir kulp takmaları gerekiyordu.

Hem yenilginin üstünü örtmek için, hem de isyan modundaki tabanı ikinci tura hazırlamak için.

Ama yalancının mumu yatsıya kadar bile dayanamamış oldu.