Merkez Bankası'nın faiz kararını nasıl anlamalı?
.
- GİRİŞ23.06.2023 08:11
- GÜNCELLEME26.06.2023 08:52
Dün, saat 14.00’te Merkez Bankası’nın faiz kararı belli olduktan sonra bu kararın ne anlama geldiğini tam olarak anlayabilmek için uzman görüşü almak adına çok sayıda telefon görüşmesi yaptım.
Bu konuşmalarım sırasında işittiğim, bana ilginç gelen, size de ilginç geleceğine emin olduğum şu türden ifadeleri paylaşarak yazıya başlamak isterim:
“Piyasa tahmini denen şey, aslında piyasanın isteğini yansıtıyor. Çünkü ‘piyasaların’ müşterileri var ve yüksek faizle bu işi yapmak istiyorlar. Yani, tahmin derken istekte bulunuyorlar aslında.”
Dün, Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan döneminde alınacak ilk kritik karar olacağı için merakla beklenen faiz kararının açıklanmasından sonra, ekonomi kanallarının bir kısmında gördüğümüz ‘coşkusuzluk hali’ bu durumla ilişkili olabilir.
Zira, Merkez Bankası’nın 650 baz puanlık faiz artırım kararı, toplamda politika faizinin %15’e çıkarılması, öncesinde yapılan tahminlerin en düşük seviyesini yansıtıyordu.
“ARTIK KURA MÜDAHALE VE REZERV SATIŞI OLMAYACAK”
Merkez Bankası’nın dünkü faiz kararı dışında ikinci bir önemli haber daha var.
Ekonomide kurumsal pozisyonu olan çevrelerden edindiğim izlenime göre, artık kura müdahale dönemi dün itibarıyla sona ermiş durumda.
Döviz kurları serbest bırakıldı, Merkez Bankası rezervleri de kuru frenlemek için satılmayacak.
Bu durumda, döviz kurlarında dün saat 14 sonrası yaşanan hareketliliğe, bu bilgiyi akılda tutarak bakılması önemli hale geliyor.
Piyasalarda normalleşme adına önemli bir gelişme bu.
MEHMET ŞİMŞEK’İN ‘DOLARİZASYON BELASI’ AÇIKLAMASINA DİKKAT!
Dünkü karar metninden de anlaşılacağı üzere, Merkez Bankası’nın faiz kararı, ilerleyen aylarda dengeli ve kademeli şekilde devam edecek.
Dün açıklanan metinde, “Kurul, politika faizini enflasyonun ana eğiliminin gerilemesini ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşmasını sağlayacak parasal ve finansal koşulları oluşturacak şekilde belirleyecektir” şeklinde bir cümle bulunuyor.
Enflasyonun orta vadede yüzde 5’e indirilmesi hedefi, faizlerin de benzer seviyelere indirilmesi anlamına geliyor.
Merkez Bankası’nın kararından sonra, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten dikkat çekici paylaşımlar geldi.
Yeni ekonomi yönetiminin yaklaşımını özetleyen bu paylaşımların satır aralarında geçen, ‘Dolarizasyon belası’ ifadesi son derece dikkat çekiciydi.
Şimşek şöyle diyor:
“Paramızın istikrarlı ve güvenli olması, dolarizasyon belasından kurtulmak için en etkili çözümdür.”
Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, yeni ekonomi yönetiminin öncelikli hedefleri arasında dolarizasyonla mücadele ve Türk lirasının değer kazanması gibi bir hedef de var.
İSTİHDAMI, ÜRETİMİ VE YATIRIMI DA GÖZETEN HİBRİT BİR POLİTİKA
Son olarak, Merkez Bankası’nın dünkü faiz kararının daha iyi anlaşılması için bir uzman görüşüne de yer verelim.
Bu konularda uzun süredir araştırmalar yapan, görüş ve yorumlarını ilgiyle izlediğim Haber 7 yazarı Ahmet Yarız’ın şu sözleri, dünkü faiz kararının ve ekonomi yönetiminin niyetinin ne olduğunun anlaşılmasını kolaylaştıracak nitelikte.
Aktaralım:
-TCMB, yeni yönetimi ekonomi politikalarında radikal bir adım yerine zamana yayılan, ılımlı ve yumuşak bir geçişi tercih etmiştir.
-Tercih edilen yol, ekonomi literatüründe bilinen Ortadoks ve Heteredoks politikaların dışında “Hibrit” politika olarak isimlendirilebilir.
-Siyasi duruş, gelecek yıl yapılacak yerel seçimler, global ekonomik ve politik çerçeve, ılımlı geçişin tercih edilmesinde belirleyicidir.
-TCMB izleyeceği para politikasını; stratejik yatırımları destekleme, finansal kanalları rahatlatma ve piyasa mekanizmaları sadeleştirme vb. adımlarla destekleyecektir.
-Atılan adımın; ülkemizin politik ve ekonomik gerçekleri, global ekonomik atmosfer ve en önemlisi sürdürülebilirlik çerçevesinden değerlendirilmesinde optimal bir tercih olduğu düşüncesindeyiz.
Yorumlar100