Milli Savunma Bakanı Güler: Önümüzdeki dönemde Türkiye ile beraber olanlar kazanacak
- GİRİŞ28.09.2023 20:59
- GÜNCELLEME30.09.2023 11:22
14/28 Mayıs seçimlerinin akabinde kurulan yeni Kabine’de Milli Savunma Bakanlığı makamına daha önce Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüten Yaşar Güler geldi.
Önceki sabah Sinan Burhan’ın başkanlığını yaptığı Anadolu Yayıncılar Derneği’nin Anadolu sohbetleri programında Yaşar Paşa ile bir araya geldik.
Hem sohbet ettik, hem de çeşitli konularda merak ettiğimiz soruları kendisine yönelttik.
Bu davet aynı zamanda, Bakan Güler’i biraz daha fazla dinleme ve kendisini biraz daha yakından tanıma anlamında bizim için bir fırsat oluşturdu.
Şimdi sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar üzerinden Milli Savunma Bakanı Güler’in açıklamalarını aktarayım.
TERÖRLE MÜCADELEDE ELDE ETTİĞİMİZ BAŞARILAR BÖLGEDE TERÖRÜN BİTECEĞİNE OLAN İNANCI PEKİŞTİRDİ
Bakan Güler’le konuşmamızın ilk bölümü terörle mücadele bağlamında gelişti.
Kendisi 1992/1994 yılları arasında Tabur Komutanı olarak Şırnak’ta görev yapmış ve bu nedenle kendi ifadesiyle bölge halkı ile aralarında ‘özel bir bağ’ oluşmuş.
Bu nedenle seçim kampanyası için de bu bölgede görev yapmayı arzu etmiş.
Bu hatırlatmadan sonra sözlerini şöyle sürdürdü Bakan Güler:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın da uygun görmesi ile Bakan Yardımcılarımızdan birini Şırnak’ta bir diğerini de Hakkâri’de görevlendirmek suretiyle çalışmalarımıza başladık. Müteakiben önce Şırnak’a sonra da Hakkâri’ye gittik ve her iki ziyarette de yöre halkı bizleri büyük bir ilgi ve sevgisiyle karşıladı. Bölge halkı tüm sorunlarına rağmen terör belasından kurtulmaktan ve bölgenin geleceğinde terör olmayacağına olan inançlarının artmasından dolayı mutlu.”
Yaşar Paşa, bu sözlere müteakiben, dikkat çekici iki cümle kurdu.
Dedi ki:
“Terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılar bölgede yaşayan vatandaşlarımızın terörün biteceğine olan inancını pekiştirdi. Bölgede yaptığımız temaslarda, gençlerimiz ve kadınlarımız başta olmak üzere yöre halkı ile sohbetlerimizde yaşanan değişim ve dönüşümden duyulan memnuniyete bizzat şahit olduk.”
BÖLGEDE PETROL ARAMA ÇALIŞMALARINA DAİR…
Bakan Güler, sözlerinin devamında bölgede yürütülen petrol arama/bulma faaliyetlerinden söz edip şunları dile getirdi:
“Gabar’daki petrol ciddi bir boyuta ulaştı. Şimdi Cudi var, Kato’da çok daha büyük bir rezervin olduğu değerlendiriliyor. Hakkâri’de de petrol arama faaliyetine başlandı. İnşallah oradan da ümitliyiz. Şimdi Siirt’e, Van’a da bakılıyor. Özellikle Enerji Bakanımız genç ve çok enerjik, onun da enerjisiyle inşallah gelecekte ülkemizin doğal kaynaklarının bu milletin çocuklarının menfaatine kullanılması için her türlü çalışma yapılıyor, gerekli ortam oluşturuluyor.”
“90’LI YILLARDAKİ BİR EYLEM ARTIK YAPILAMAZ”
Bir arkadaşımız Bakan Güler’e terör örgütüne katılım durumuyla ilgili son durumun ne olduğunu sordu.
Güler şu cevabı verdi: “Katılım tamamen bitti” demek tamamen doğru olmaz. Ancak, sürekli vurguladığımız gibi bitme noktasına gelmiş durumda. Bu konuda Diyarbakır annelerimizin müthiş etkisi oldu. Terör örgütü çocuk kaçırmaya cesaret edemiyor. Ayrıca gençlerimiz örgütten kaçan insanlarla sohbet ediyor, sosyal medya başta olmak üzere her türlü yayın araçlarından haberleri ve gelişmeleri takip ediyor, gerçekleri daha iyi anlıyor ve görüyor.”
Devamında ise, “Terör örgütü son dönemde terör eylemi yapamıyor? Saldırı kapasiteleri düştü mü?” şeklinde bir soru geldi.
Cevap:
“Kesinlikle, 90’lı yıllarda gördüğümüz gibi bir eylem artık yapılamaz. Örgüt şu anda dağılmayı önlemek ve kendini korumak için yoğun çaba harcamakla meşgul. Şu an örgüte katılımlar daha çok Suriye ve İran’dan.”
TALABANİ’NİN PKK/YPG’YE VERDİĞİ DESTEK
Sohbetimizde Bakan Güler’e, Celal Talabani’nin oğlu olan ve KYB’nin başkanlığını yürüten Bafel Talabani’nin Suriye’deki YPG oluşumuyla birlikte yürüttükleri projeye dair bir soru yönelttim.
“Talabani’nin kontrol ettiği bölgede enteresan gelişmeler oluyor. Bafel Talabani’nin de YPG’nin başındaki terör örgütü lideriyle fotoğrafları çıkıyor. Sürekli bir hareketlilik var. Orada yapılmak istenen nedir?” şeklinde bir soru idi bu.
Bakan güler, bu soruma dikkat çekici bir cevap verdi, PKK’nın türevlerinin ortaya çıkarılmak istendiğine değinen cümleler kurdu.
Şöyle dedi:
“PKK/YPG adı ne olursa olsun bir terör örgütünü bitirme noktasına getirdiğinizde birileri de ‘bunların türevini nasıl çıkartırız’ diye uğraşacaktır. Bunu biliyoruz, bekliyoruz. Biz terör örgütünü bitireceğiz, bundan şüphemiz yok. Bu bitecek ama belki başımıza başka bela saracaklar. Onlar kendi düzenini yürütmek için bunu yapmaya çalışacaklar. Ancak, Türkiye güçlenerek bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmaya devam edecek.”
Milli Savunma Bakanı bu ifadelerinin arkasından yazının başlığında çıkardığım ifadenin de yer aldığı bir değerlendirmede bulundu:
“Önümüzdeki dönemde Türkiye ile beraber olanlar kazanacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği sadece bölgede değil, bütün dünyada büyük bir etki ve farkındalık yarattı. Cumhurbaşkanımızın “Dünya, beşten büyüktür.” sözü BM Genel Sekreteri’ni bile Güvenlik Konseyi’nde değişiklik yapılmasını ifade etme noktasına getirdi. Afrikalı kardeşlerimiz açıkça ifade ediyor. Togo Dışişleri Bakanı’nın konuşmasındaki “Biz sizin kibrinizden ve kendinizi beğenmişliğinizden nefret ediyoruz.” ifadesini herkes dinledi. Bu Cumhurbaşkanımızın herkese verdiği cesarettir.”
SIĞINMACILAR KONUSUNDA HÜKÜMETİMİZ NE YAPTIĞINI BİLEREK ÇALIŞIYOR
Sohbetimizde Bakan Güler’e ülkemizdeki sığınmacıların durumuyla alakalı bir soru da yöneltildi.
Bakan Güler, yine dikkat çekici bir değerlendirmede bulundu bu konuda.
“Hükûmetimiz el yordamıyla değil ne yaptığını bilerek çalışıyor.” Dedikten sonra şöyle devam etti:
“Biz yıllar önce bu insanları ölümden kurtarmışız, aileleriyle gelmişler bize sığınmışlar. Devletimizin aldığı kararlar çerçevesinde yerleştirildikleri şehirlerde belirli kurallar ve şartlarda yaşamaları gerekiyor. Ama yerleştirildikleri yerleri değiştirenler var. Kurallara uymayanlara tedbir almak, kaçak olanların gönderilmesi konusunda İçişleri Bakanımız çok yoğun ve başarılı bir çalışma yürütüyor. Savaştan, terörden ve ölümden kaçarak umudunu bizlere bağlayan masum ve mazlum insanların gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde ülkelerine dönmeleri için çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu insanlar da kendi topraklarına dönmeye istekliler ancak orada henüz bu ortam tesis edilemedi.
Bakan Güler’le sohbetimizin çerçevesi bu konulardan ibaret değildi tabi.
Gündemdeki diğer gelişmelerle alakalı değerlendirmelerini de şu şekilde özetleyebilirim:
KARABAĞ’DAKİ SON GELİŞMELER…
“44 günlük savaşın sonunda bir ateşkes anlaşması imzalandı. Herkesin beklentisi anlaşmaya taraf olanların buna mutlaka uymasıydı. Ancak süreç içerisinde Azerbaycan buna harfiyen uyarken Ermenistan gerekli şartları yerine getirmedi. Ermenistan’ın başta Zengezur Koridoru’nun açılması olmak üzere, verdiği sözleri yerine getirmesi, yürütülen görüşmelerin sonuç odaklı olarak devamının sağlanması istikrarın tesisi için yegâne yoldur. Önümüzdeki günlerde İspanya’da tarafların bir araya gelerek yapacakları görüşmeleri yakından takip etmekteyiz. Bir kez daha ifade etmekte fayda var. Biz “iki devlet, bir millet” anlayışıyla her zaman olduğu gibi şimdi de can gardaşımız Azerbaycan’ın yanındayız.”
ABD’DEN TALEP EDİLEN F-16 İLGİLİ GELİŞMELER
“F-16 konusunda “İsveç’e evet demenizle alakası var” diyorlar. Biz de alakası olmayan bir şey diyoruz. Bu hususun İsveç’in NATO üyeliğiyle bağdaştırılması doğru değil. Temas ve koordinasyonumuz devam etmektedir. Temenni ediyorum ki önümüzde süreçte olumlu, somut gelişmeler olacaktır.”
LİBYA’DA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALARA DAİR…
“Libya bizim için çok önemli. 500 yıllık bir tarihimiz var. Doğu ile Batı’nın savaşında BM’nin desteklediği hükümet Türkiye, ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Cezayir ve NATO’ya mektup yazarak yardım çağrısında bulundu. Bu çağrıya sadece Türkiye cevap verdi. Bu Sayın Cumhurbaşkanımızın uluslararası meselelerde doğru karar vermesinin bir örneği. Şimdi mektuba olumlu cevap vermeyenler bu yanlış karardan pişmanlık duyuyorlar. Amacımız; “Libya Libyalılarındır” anlayışıyla toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış; barış, huzur ve istikrar içerisinde yaşayan bir Libya’nın oluşumuna katkıda bulunmaktır. Bu kapsamda askerî eğitim, yardım, iş birliği ve danışmanlık faaliyetleriyle Libyalı kardeşlerimize destek sağlıyoruz. Libya’nın çıkarlarını savunacak tek bir Libya ordusu oluşturulmasına yardımcı olmak için elimizden geleni yapıyoruz.
SEL FELAKETİ OLDUĞUNDA İLK GİDEN TÜRKİYE OLDU
“Libya’nın doğusunda sel felaketi oldu ve oraya ilk giden Türkiye oldu. Hâlbuki onlara daha çok yakın olanlar var. Onlar, bizden sonra gittiler. Türkiye’nin ‘yardıma ihtiyacı olan herkese yardım ederiz’ sözümüzün ne kadar gerçekçi olduğunu herkes gördü. Halen 374 arama-kurtarma personelimiz orada, AFAD’ımız orada. Çok büyük fedakârlıklarla çalışıyorlar. Bölgeye gelen bütün ülkelerin yardım malzemelerinin koordinatörlüğünü de biz yapıyoruz. Önce 3 uçak ile kardeşlerimize yardım malzemelerini taşıdık. Daha sonra gemilerimizle ağır yardım malzemelerini götürdük. İhtiyaç olan her türlü malzemeyi de götürmeye devam ediyoruz.
Devletimiz, hükümetimiz üzerine düşen görevleri aksaklık olmadan devam ettiriyor. Libya halkı da çok memnun.”
YUNANİSTAN’LA İLİŞKİLER KRİZ ATMOSFERİNDEN ÇIKIYOR MU?
“Komşumuz Yunanistan ile son dönemde gelişen olumlu havanın bozulmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Miçotakis ile BM’de de görüştüler. Biz sorunlarımızın iyi ilişkiler, iyi komşuluk ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözülebileceğine inanıyoruz. Güven Artırıcı Önlemler Toplantıları tabii ki başlayacak. Sayın Dendias Türkiye’ye gelmek istiyor, onu ağırlayacağız, deprem bölgesini görmek istiyor. Devletimizin deprem bölgesindeki başarılı çalışmalarını kendisine göstereceğiz. Çünkü asrın felaketi sonrası devletimizin tüm kurumlarının koordinasyon içerisinde yaptıkları ile gelinen nokta dünyada çok az ülkenin başarabileceği bir şey. Ayrıca, kendisi de bizi davet ediyor, biz de o davete icabet edeceğiz.”
TAHIL KORİDORUNDA SON DURUM…
“Tahıl Koridoru ile ilgili sorunları çözebilecek olan tek kişi Sayın Cumhurbaşkanımız ve kendisi de bu hususta aralıksız çalışıyor, büyük gayret sarf ediyor. Rus tahılının sevki ile ilgili olarak da Cumhurbaşkanımız zaten olacağını söyledi. 8 Afrika ülkesine bu yardımın gönderilmesi esas. Onunla ilgili birtakım idari sorunlar çözülmeye çalışılıyor.”
BÜTÜN DÜNYA SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNLERİMİZİN PEŞİNDE.
“İçinde bulunduğumuz hassas dönemde ulusal güvenlik konusu ile onun ayrılmaz parçası olan yerli ve millî savunma sanayisinin önemi her geçen gün daha da artıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi ve güçlü liderliğiyle ülkemiz artık; ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve millî savunma sanayi ürünleri ve bu alanda sahip olduğu imkân ve kabiliyetleriyle dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir. Bütün dünya savunma sanayi ürünlerimizin peşinde. Polonya’dan sonra Romanya da Akıncı alıyor. Şimdi 4 şirketimiz dünyada ilk 100 de. Harekât bölgesinde etkinliği kanıtlanan savunma sanayi ürünlerimiz güvenilir olduğu için tercih ediliyor. Bu kapsamda; mühendislerimiz sahada bizzat yer alarak bizlerle yan yana bulunmak suretiyle gerekli geliştirme ve iyileştirmeleri sağlıyorlar.”
Yorumlar22