Almanya’nın Gazze sınavı: en temel insan hakları, ifade özgürlüğü nasıl ayaklar altına alındı

  • GİRİŞ16.11.2023 08:22
  • GÜNCELLEME16.11.2023 08:23

Bir taraftan İsrail’in Gazze’deki katliamlarına karşı şartsız ve sınırsız şekilde verilen destek…

Öbür taraftan kendi topraklarında Filistin lehine olabilecek her türlü destek eylemini katı bir şekilde yasaklamak.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Bearbock, “Hepimiz İsrailiz” diyerek ülkesini yönetenlerin bu konudaki yaklaşımını özetlemişti.

Bir başka Alman siyasetçi Ursula Von Der Leyen, Komisyon Başkanlığını yürüttüğü Avrupa Birliği’ni de Almanya’nın peşine takarak, İsrail yanlısı tek taraflı duruşu, bir Avrupa duruşu haline dönüştürmek istedi.

Alman Hava Kuvvetleri (Luftwaffe) Komutanı General Ingo Gerhartz, İsrail'in Sheba hastanesine giderek kan bağışında bulundu.

Almanların Gazze’de barbarca katliamlarına devam eden İsrail’le dayanışma içinde olması, bu barbarlığa kalkan olması, Holokost mirası ile gerekçelendirilebilir.

Bitmeyen bir utancın sonucu olarak karşımıza çıkan bir çaresizlik hali olarak da nitelendirilebilir bu tutum.

Ancak, burada daha fazlası var.

Almanya kendisini, dünyaya insan hakları konusunda, ifade özgürlüğü konusunda karne dağıtmaya, not vermeye hakkı olan bir ülke olarak pazarlıyor.

Türkiye dahil pek çok ülkeye, bu konularda hem biraz kibirli bir eda ile, hem de kendi içinde nirvanaya ulaşmışçasına notlar veriyor, karne dağıtıyor.

Bir tür ‘eğitmen’ sıfatıyla, “Şu şu konularda çok gerilerde kaldınız, durumunuzu düzeltmelisiniz” gibisinden bir yaklaşım bu.

Oysa, aynı Almanya, kendi içinde bu evrensel değerler konusunda tam anlamıyla sınıfta kalmış durumda.

Bütün bu değerleri kendi ayaklarının altına alıp çiğnemiş durumdalar.

Almanya genelinde Filistinliler lehine olabilecek her türlü gösteri yasaklanmış durumda.

Görünür alanda herhangi bir kimsenin Gazze’deki katliamlardan söz etmesine izin verilmiyor.

Tekil eylem girişimleri bile engelleniyor.

Sosyal medyadan Filistinliler lehine paylaşımlar yapan Bayern Münih’li bir futbolcuya tam anlamıyla linç uygulandı.

Bütün bunlar, Almanya’nın evrensel insan hakları konusunda, uluslararası hukuk konusunda, uluslararası insan hakları konusunda, ifade özgürlüğü, insan hayatının değeri gibi konularda berbat bir yerde durduğuna ve ahlakı üstünlüğü bütünüyle kaybettiğine işaret ediyor.

Bir taraftan da şöyle bir durum karşımızda duruyor:

-Almanya'nın İsrail'e silah ihracatı 10 ayda yaklaşık 10 kat arttı

-Almanya'nın İsrail'e silah ve askeri malzeme satışı, 10 ayda yaklaşık 10 kat artarak 303 milyon avroya yükseldi.

Bu da demek oluyor ki Almanya, Gazze'deki katliamın en büyük ortaklarından biri durumunda.

Şimdi gelelim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Berlin’e yapacağı ziyaret öncesi Almanya’dan yükselen bir takım seslere.

Geçtiğimiz günlerde Alman hükümeti 17 Kasım'da Şansölye Olaf Scholz'un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Berlin'de bir akşam yemeğinde ağırlayacağını, yemekten önce Erdoğan'ın mevkidaşı Walter Steinmeier ile bir araya geleceğini duyurdu.

Alman basınında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesi, ‘suç bastırma’ diye nitelendirebileceğimiz haberler çıktı.

Gerçi, Alman basınında çok uzun süredir Türkiye ve Erdoğan aleyhine sistemli ve istemli diye nitelendirebileceğimiz çoğu karalama amaçlı yayınlar yapıldığını biliyoruz.

En sonunda olabilecek en saçma şey de oldu ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail'i faşizmle suçlamasını “absürt” bulduğunu açıkladı.

AVRUPA'NIN KÖTÜ SINAVI

Sadece Almanya değil, Avrupa’da birçok ülke (İspanya ve biraz Belçika hariç) çok kötü bir sınav verdi Gazze’e olup bitenler konusunda.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un durumu tam anlamıyla bir ‘yalpalama’ durumu olarak karşımıza çıktı.

İsrail’e önce “Sivilleri vurmanın meşru yanı yok, bebekler ve kadınlar vuruluyor” diyen Fransa Cumhurbaşkanı, daha sonra hızlı bir ‘U dönüşü’ ile, geri adım atıp, “İsrail’in kasıtlı şekilde sivilleri vurmakla suçlamak istemediğini belirtti ve İsrail’e desteğini tekrarladı.

Ama Almanya’nın içine düştüğü durum, Macron’un durumuyla bile kıyaslanamaz.

Dün bir arkadaşımız iletti.

Avrupa’da Almanlarla ilgili söylenen bir deyim varmış.

Hem İngilizcesini, hem Türkçesini yazıp o şekilde nokta koyalım:

“When presented with several alternatives, Germany seemingly tends to choose the one that is most detrimental to humanity.”

Yani:

“Almanya, çeşitli alternatifler sunulduğunda, görünüşe göre insanlık için en zararlı olanı seçme eğilimindedir.”


 

Yorumlar41

  • 1453 6 ay önce Şikayet Et
    Zalimden merhamet beklemek ahmaklıktır
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Tual 6 ay önce Şikayet Et
    Merkel gitti Almanya bozuldu
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Harputlu 6 ay önce Şikayet Et
    Mehmet Acet Bey, kurban olduğum, yazınız çok güzel de, Filistin konusunda takındığı tavır nedeniyle Almanya sitem ediyorsunuz. Ancak, anlamsız buluyorum. Sevgili kardeşim, malum siz de çok iyi biliyorsunuz ki; mesele haç ve hilal meselesi olunca durum farklı oluyor. Bunların hepsi hilal düşmanı. Siteme gerek yok. Herkes kendi safında. Bu nedenle; haçlılardan merhamet beklenmez.
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • İbrahim Saatyapan 6 ay önce Şikayet Et
    İsrail Musevi Almanya İsevi nasıl haç hilal meselesi anlamadım peygamberlerini katletmiş nasıl oluyorsa birlikteler demek küfür tek millettir diyor Rabbimiz.
  • Erdal 6 ay önce Şikayet Et
    Bunlar insan siniflandirmayi iyi bilir
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • vatandaş 6 ay önce Şikayet Et
    Zalimler bir olsa da Mazlumların Allahı var..vijdan kalmamış ahlak kalmamış merhamet kalmamış bekliyoruz inş.....
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat