“Bugün itibarıyla 40 bin varil günlük üretimi burada geçmiş bulunuyoruz. Bu, Türkiye'de en kaliteli petrolü ürettiğimiz ve en çok petrolü ürettiğimiz gün olarak tarihe geçen bir gün.”

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar Ramazan Bayramının 2’inci günü bizzat hazır bulunduğu Gabar’dan verdi bu müjdeyi.
 

Enerji Bakanı’nın telefonu üzerinden Gabar’da çalışanlara hitabeden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise, “100 bin varil hedefine inanıyorum ki en kısa zamanda ulaşacaksınız. Gabar bu işin artık öncüsü olacak. Bizim gücümüze güç milletimizin iradesine irade katacak" diyerek orada hazır bulunan ve aynı amaçla başka yerlerde çalışanları motive edecek bir konuşma yaptı. 

Şimdiden binlerce kişiye istihdam sağlayan Gabar petrollerinde, 33 kuyuda günlük kapasitenin 1200 varile çıkarılmasıyla toplam (yine günlük olarak) 40 bin varil petrol üretimine ulaşılmış olması, gerçekten büyük bir haber.

Ama bugünün rakamları için bu böyle.

10 yıl sonra bu rakamlar belki de, 10 yıl öncesi için büyük, 10 yıl sonrası için küçük adımlar olarak hatırlanıyor olacak.

Şöyle bir hesap yapalım:

Petrol fiyatları uluslararası piyasalarda 90 dolar (varil başına) civarında seyrediyor.

Günlük 40 bin varil petrolün değeri 3 milyon 600 bin dolar, Türk Lirası ile, 117 milyon lira ediyor.

Bu rakam bir yılda 1 milyar 314 milyon dolara tekabül ediyor. (yaklaşık 48 milyar lira)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef olarak gösterdiği, Bakan Bayraktar’ın da teyit ettiği yılsonu hedefinin günlük 100 bin varile ulaşmak olduğu düşünüldüğünde bu rakamların hızlı bir şekilde yukarı doğru ilerlemekte olduğunu kolayca fark edebilirsiniz.

Nisan ayında olduğumuza göre yıl sonunda ulaşılacak günlük 100 bin varil petrol ile bir yılda 3 milyar 285 milyon dolar, Türk Lirası ile 120 milyar lira gelir elde ediliyor olacak.

Gabar petrolünün çok kaliteli bir petrol olduğunu, neredeyse rafine edilmiş gibi dağların altında çıkarıldığını biliyoruz.

Sadece Gabar’dan çıkarılan petrol, yılsonu itibarıyla Türkiye’nin kendi topraklarında çıkarmakta olduğu petrolün yarısına tekabül ediyor olacak.

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIK PERSPEKTİFİNİ KORUMAK İÇİN GÜÇLÜ SİYASİ İRADE SÜRMELİ

Petrol üzerinden bir başka rakam daha verirsek, bu keşiflerin ne anlama geldiğini daha iyi anlayacağız.

Türkiye’nin günlük petrol tüketimi yaklaşık olarak 1 milyon varile ulaşmış durumda.

Yukarıdaki hesapları buna göre uyarlayıp petrol için dışarıya kaç milyar dolar ödemekte olduğumuzu hesap edebilirsiniz.

Gabar’dan önce Türkiye ihtiyaç duyduğu petrolün %10’ununa yakınını kendisi üretebiliyordu.

Gabar’ın tam kapasiteye ulaşmasıyla bu oran %20’ler seviyesine gelmiş olacak.

Daha önce petrol bölgesi denince akla ilk Batman geliyordu.

Şimdi Enerji Bakanı Bayraktar’ın işaret ettiği gibi Gabar üzerinden Şırnak geliyor:

“Şırnak açık ara Türkiye'nin artık net bir şekilde petrol şehridir, petrol başkentidir. İnşallah daha gidecek yolumuz var. Yılbaşı gecesi buraya geldiğimizde hatırlarsanız demiştik ki, 2024 sonu hedefimiz 100 bin varile günlük çıkabilmek. Bunun için de gece gündüz çalışıyoruz.”

PETROL VE DOĞALGAZDAN GELEN GELİRLER İÇİN AİLE VE GENÇLİK FONU

Enerjide dışa bağımlılığın azalmasının doğrudan halkın cebine dokunan sonuçlar üretmesi kaçınılmaz.

Hükümet, keşfedilen petrol ve gazın henüz küçük bir bölümü sisteme aktarılıyor olsa da, buna dönük kararları şimdiden hayata geçirmeye başlamış durumda.

Uygulama şimdiden deprem bölgesinde uygulamaya konuldu.

Pilot uygulama ile evlenecek gençlere 150 bin liralık destek sağlandı.

Yeni keşiflerle elde edilen petrol ve doğalgaz gelirlerinden oluşan ‘refah payının’ topluma daha geniş şekilde yansıtılması mümkün olacak.

TÜRKİYE’DE MUHALAFET BU İŞLERE HİÇ İLGİ DUYMUYOR. O NEDENLE GÜVEN DE VERMİYOR

Buradan meseleyi biraz siyasete çekmek istiyorum.

Tıpkı Savunma Sanayii alanında olduğu gibi Enerji alanında da bu dev adımların atılması, daha doğrusu atılmış olan dev adımların korunması, güçlü siyasi irade ile mümkün olabilecektir.

Bu benim açımdan netleşmiş bir görüştür ve Türkiye’nin geleceğini düşünen herkesin ciddiye alması gereken bir görüştür.

Biz de muhalefet bu konularda hiç heyecan duymuyor.

Heyecan duymadığı gibi, yer yer iktidara gelmeleri halinde ‘gölge edeceklerine’ dair sinyaller geliyor o cepheden.

Kimileri siyasi iktidar değişse de bu işler devlet politikasıdır, aynı kararlılıkla devam eder diyor ama ben bu görüşe muhalefet cephesinin güven vermeyen tutumuna bakarak hiç de prim verebileceğini düşünmüyorum.

Şöyle diyesim geliyor:

Adamların böyle işlerde hiç “Tarlada izi olmamış ki, harmanda gözleri olsun!”

O nedenle yerel seçim atmosferinden çıkarak bu Akonulardaki motivasyonu güçlendirecek adımlara/hamlelere/gündemlere ihtiyaç var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yukarıda aktardığımız sözlerinde Gabar’ın diğer keşifler için ‘öncü’ olmasından söz ediyor, böyle bir hedef gösteriyor.

Yani, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için fazlasına, çok daha fazlasına ihtiyaç var.

Bunun için umut var mı?

Evet, yeterince o da var.

Enerji Bakanı Bayraktar’ın Gabar’daki açıklamalarından bir alıntı daha yapalım:

“Yeni kuyularımız var, yeni keşif kuyularımız var. Hakkari'de, Van sınırında yeni kuyularımız olacak bu yıl içinde. Onlarda da yapacağımız yeni keşiflerle bu üretim rakamları çok daha ileriye gidecek.”

Savunma Sanayii alanında olduğu gibi, enerji de de atılan büyük adımların sekteye uğraması, siyasi iradenin zayıflamasıyla mümkün olabilir.

Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte bir oyuncu olmasını, enerjide şampiyonlar ligine yükselmesini istemeyenler, bunun yolunun mevcut iktidarı tökezletmekten geçtiğini çok iyi biliyorlar.

ABD’de eğitim alan bir arkadaşım, girdiği ilk derste bir üniversite hocasının ekonomi tarifine dair şöyle bir söz sarf ettiğini anlatmıştı:

“Ekonomi dediğiniz şey 100 milyon dolara kadar ticaret, 1 milyar dolara kadar siyaset, onun üstü savaş demektir”

Sizleri şu söz üzerinden biraz düşünmeye davet etsem, icabet eder misiniz?