Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hafta içi ziyaret ettiği üç ülkeden biri olan Endonezya’ya (Diğer ikisi Malezya ve Pakistan) Kasım 2023 tarihinde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’la birlikte gitmiştik. 

Biz o vakit gittiğimizde ülke seçimlere hazırlanıyordu ve Türkiye’nin Cakarta büyükelçiliğini o gün de, bugün de büyük bir adanmışlıkla yürüten Prof. Dr. Talip Küçükcan’ın anlatmasına göre Savunma Bakanı Prabowo Subianto, favori durumdaydı. 

Büyükelçi Küçükcan’ın tam da dediği gibi geçen sene tam da bu vakitler yapılan seçimlerde 277,5 milyon nüfusuyla dünyanın bu en kalabalık müslüman ülkesinde Subianto, oyların yüzde 58,6'sını alarak ülkenin yeni devlet başkanı seçildi.

TÜRKİYE’NİN OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN DEVAMI OLMASI…

Yazıya Endonezya’dan giriş yaptım zira Cumhurbaşkanı Erdoğan, buraya yaptığı ziyaretle alakalı Endonezya televizyonuna verdiği mülakatta, Subianto ve Endonezya halkının kendisini karşılamasına ilişkin, "Hiçbir ülkede görmediğim bir karşılama töreniydi." "Bundan sonraki siyasi hayatımda böyle bir tabloyu bir daha görebilir miyim bilmiyorum." Şeklinde cümleler kullandı. 

Sadece burada değil tabi Malezya’da, Pakistan’da da yoğun ilgi vardı. 

Türkiye’de memlekete aidiyet duygularıyla bağlı her vatandaşın, siyasi düşüncelerden de bağımsız şekilde, ‘yürüyüşünü değiştirecek’ kadar güzel, coşkulu bir atmosfer yansıdı bu gezinin her bir ayağından. 

Erdoğan bu ilgiye dair değerlendirmesini gezi dönüşü uçakta gazetecilere yaparken Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı olmasına dönük bir bağlamdan söz etti. 

Şöyle dedi: 

GerekEnver İbrahim kardeşim, gerek Prabowo Subianto, gerekse Pakistan’daki muhataplarımız, hepsinin de ifade ettiği bir konu var; Osmanlı. “Siz Osmanlı’nın devamısınız. Biz sizi böyle görüyoruz.” diyorlar. Bu da bizleri gerçekten ayrı bir dünyaya, duygusallığa itiyor. Onlar bizi çok iyi anlıyorlar, ama biz kendimizi maalesef anlayamıyoruz.”

ENDONEZYA YÖNETİMİ, SAVUNMASINI MODERNİZE ETMEK İSTİYOR VE BUNU TÜRKİYE İLE YAPMAK İSTİYOR

Kasım 2023’te biz gittiğimizde Cakarta sokaklarında dolaşırken konuştuğumuz Endonezyalılar, Erdoğan’ın Gazze duruşundan ve Filistinlilere verdiği destekten hayranlıkla söz ediyordu. 

Hatta kendi yönetimlerinin bu konudaki tutumunu pasif bulduklarını belirtenler de oluyordu. 

Endonezya’nın yeni yönetiminin Türkiye’ye bu kadar yakın alaka göstermesinin bir sebebi, Erdoğan’ın da zikrettiği gibi Osmanlı mirasına sahip olarak görülmemiz.
Başka sebepler de var ama. 

14 Şubat 2024’te yapılan seçimleri kazanan Eski Savunma Bakanı Subianto, yürüttüğü bu görev nedeniyle Endonezya ordusunun  modernize edilmesi gerektiğini düşünüyordu ve bunun için destek alabileceği en güçlü ülkelerden biri olarak da Türkiye’yi görüyordu. 

ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN FIRKATEYN SÖZÜ ALINCA COŞKUYLA ‘ELHAMDÜLİLLAH’ DEDİ. 

Nitekim Temmuz ayında kendisi, 9 bin kilometre yol kat edip Ankara’ya geldi. 
Beştepe’de iki cumhurbaşkanının nezaretinde, Savunma Sanayii yetkililerinin de katıldığı toplantılar yapıldı. 

Endonezya Cumhurbaşkanı satın almak istedikleri ürünleri anlatırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık savunma sanayii yetkilileriyle göz göze geldi. 

Bu görüşmeler sırasında Erdoğan’dan fazladan bir fırkateyn daha sözü alınca Subianto coşkuyla “Elhamdülillah” dedi. 

Erdoğan’ın Cakarta gezisinde Endoneza’nın ordusunu modernize etme anlamında Türkiye’den çok daha fazlasını aldı. 

Öğrendiğime göre Türkiye’nin Endonezya’ya satacağı fırkateyn sayısı 4’e yükselmiş. 

Hepsi bundan ibaret değil tabi. 

Batı basınına da yansıyan haberlere göre, “Baykar ile Endonezyalı Republikorp şirketi, 60 adet Türk Bayraktar TB3 tipi SİHA ve füze taşıma kapasitesine sahip dokuz adet Akıncı orta-yüksek irtifa muharebe TİHA'sının teslimatı konusunda anlaştı." 

Böyle durumlar için “İnsanın yürüyüşü değişir”  diye boşuna dememişler.  

Pakistan’la ve Malezya ile de güçlü ilişkiler, işbirlikleri geliştiriyor Türkiye.

Stratejik değeri yüksek ilişkiler…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı/ Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, geçen hafta Kanal 7 da yaptığımız Başkent Kulisi programında “Kimsenin kimseye faydasının olmadığı bir dünyaya doğru gidiyoruz” şeklinde bir cümle kurmuştu. 

Dünya’nın son dönemde tehlikeler arz eden yönelimine dair. 

Böyle bir gidişat içerisinde toplamda 500 milyondan fazla nüfusa sahip üç ülkeden bu kadar yoğun ilgi görmek, Türkiye’nin geleceği adına umut verici bir gelişme olarak görülemezse, başka ne olarak görülebilir ki? 

Mehmet Acet / Haber7