Erdoğan/Trump görüşmesi nasıl bir atmosferde geçti?
- GİRİŞ27.06.2025 08:56
- GÜNCELLEME27.06.2025 08:56
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçimlerle işbaşına gelip de, işbaşında kalmaya devam eden liderler arasında, şu anda Dünyanın en kıdemli ismi durumunda.
Seçimler derken, insanların özgürce sandık başına gittiği, adil, şeffaf, denetlenebilir şekilde yapılan seçimleri kastediyorum tabi.
Bu hatırlatmayı niçin yaptım?
Şunun için:
NATO zirvesinin ilk günü lider ve eşlerinin katıldığı akşam yemeğinde, Erdoğan’ın, ev sahibi sıfatıyla NATO Genel Sekreteri Mike Rutte ve ABD Başkanı Donald Trump’la birlikte aynı masada yer almasının bir sebebi de bu ‘kıdem’ meselesi imiş.
Tabi ki tercihler, daha özelde de Trump’ın kimlerle aynı masada oturmak istediği meselesi de kriterlerden biriydi.
ARKA PLAN BİLGİSİ: TRUMP ‘İSRAİLCİ’ BİR TUTUM SERGİLEMEDİ, İKİ LİDER MESELELERİ ‘ÇÖZÜM ODAKLI’ BİR YAKLAŞIMLA ELE ALDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan Salı günü vardığı Lahey’de akşamın ilerleyen saatlerinde ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi.
Bu, Trump’ın 20 Ocak’ta başlayan Beyaz Saray’daki ikinci döneminde ilk yüz yüze görüşme oldu.
Programda yarım saat planlanmıştı ancak 50 dakika civarı sürdü.
Görüşmenin içeriğinden haberdar olan kaynaklardan aldığımız bilgiye göre iki lider ele aldıkları konuları ‘çözüm odaklı’ bir yaklaşım ile gündeme getirdi.
Bu da görüşmenin yapıcı ve ‘sonuç odaklı’ şekilde ilerlemesini sağladı.
Erdoğan, dönüş yolunda yaptığımız sohbette bize aktardığı gibi, Trump’a İsrail-İran arasında ateşkesin sağlanmasına dönük gayretlerini hatırlatıp, hem Gazze meselesinde, hem de Rusya-Ukrayna savaşında çatışmaların sonlandırılması için aynı gayreti sürdürmesini istedi.
Erdoğan’la görüşmesinde Trump’ın, Pro-İsrail, yani İsrail yanlısı (İsrailci) bir tutum sergilemediği yönünde bir bilgi de aktarabilirim sizlere.
İkili ilişkiler, CAATSA yaptırımlarının kaldırılması gibi konular ele alındı, Trump Türkiye’ye dönük yapıcı tutumunu bu başlıklar ele alınırken de sürdürdü.
ERDOĞAN: ARADIK MI (TRUMP’I) KARŞI TARAF 24 SAAT İÇİNDE DÖNER
Lahey dönüşü uçakta yaptığımız sohbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’a birbiriyle ilişkili iki tane soru yönelttim.
Birinci soru, Trump’la aralarındaki yakın diyalog ortamının ilişkileri nasıl etkilediği, ilişkilere nasıl bir katkı sağladığı yönündeydi.
Erdoğan, sorunun ilk kısmına cevap verirken, dikkat çekici cümleler kurdu.
Şöyle dedi:
“Şunu çok açık, net söylemem lazım. Trump'la bizim aramızda telefon diplomasisindeki süreç, bugüne kadar 24 saati geçmemiştir. Aradık mı, 24 saat içerisinde karşı taraf hemen döner."
Erdoğan Beyaz Saray’la iletişim konusunda ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’tan da övgüyle söz etti.
“Zaten sağ olsun ABD’nin Türkiye’deki yeni büyükelçisi bu konularda çok hassas” şeklinde bir cümle kurdu.
Erdoğan’a yönelttiğim ikinci soru Suriye ile alakalıydı.
Suriye’nin geleceği ve SDG’nin Şam’a entegrasyonu gibi konularda ABD ile bir işbirliği imkanının oluşup oluşmadığını sordum.
Erdoğan SDG ile alakalı hassasiyetleri Amerikan tarafına her düzeyde ilettiklerini ifade ettikten sonra, dikkat çekici bulduğum bir cümle kurdu:
“Sayın Trump’la yürütülen yapıcı temaslar bazı zorlu konularda anlayış köprülerinin kurulmasına da imkan tanımıştır” dedi.
PUTİN TÜRKİYE’YE GELİRSE TRUMP’DA GELECEK.
NATO zirvesinde Erdoğan’ın Rusya/Ukrayna savaşıyla ilgili yürüttüğü diplomasi de gündemdeydi.
Trump’la görüşmesinde Putin’in gelmeyi kabul etmesi halinde, Trump’ın da İstanbul ya da Ankara’da yapılacak bir 4’lü zirve için (Trump/Erdoğan/Putin/Zelensky arasında)
Türkiye’ye gelmeyi kabul ettiğini Erdoğan’ın ağzından öğrendik.
Erdoğan, Trump’ın kendisine 'Putin gelirse ben de gelirim' dediğini şu sözlerle anlattı:
“Çözüm için iğneyle kuyu kazmak gerekse dahi bunu yapacağız. Nihai hedefimiz liderler düzeyinde bir buluşmayı ülkemizde gerçekleştirmek ve özlenen barışı inşa etmektir. Görüşmemizde ABD Başkanı Sayın Trump'a da bunları söyledik. “Eğer çözüm için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin İstanbul'a veya Ankara'ya gelirse, ben de İstanbul'a veya Ankara'ya gelirim.” dedi. Gerekli görüşmeleri yapıp bir an önce buluşmayı inşallah sağlarız.”
Mehmet Acet / Haber7
Yorumlar14