Mahkemeden CHP'ye bir iyi, bir de kötü haber
- GİRİŞ01.07.2025 09:19
- GÜNCELLEME01.07.2025 09:19
Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu arasında Silivri’de gerçekleşen görüşmeyle alakalı bir kulis de ben vereyim.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin eski bir milletvekili ile telefon görüşmesinde kendisine “Neler konuştunuz İmamoğlu ile” diye sorulunca, şu cevabı vermiş:
“Benden Özgür Özel’le birlikte hareket etmemi, ona destek vermemi istedi.”
“Peki, siz ne cevap verdiniz” diye sorulunca Kılıçdaroğlu, “Sustum, hapse düşen bir adama kötü bir şey söylemem” şeklinde cevap vermiş.
Şunu da ifade edeyim:
Bunu bana anlatan isim, İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na karşı ‘Patron gibi’ davrandığı kanaatine varmıştı ve bu durumu rahatsız edici bulduğunu ifade etti.
KILIÇDAROĞLU KURULTAY KONUSUNDA DA, İMAMOĞLU SORUŞTURMASI HAKKINDA DA GENEL MERKEZDEN FARKLI DÜŞÜNÜYOR.
Kılıçdaroğlu’nun verdiği, mahkemeden ‘Mutlak Butlan’ kararının çıkması halinde partiye geri dönerim mesajı, kendisi aleyhine korkunç bir linç kampanyasını beraberinde getirdi.
Nitekim dün, mahkeme kararı sonrası, X’te yaptığı paylaşımda, 180 derecelik dönüşle kendi etrafından uzaklaşıp, karşı cephede pozisyon alan partililer için ‘Gözü dönmüş’ ifadesini kullandı, CHP’ye yakın medyadan kimi isimler kullanılan ‘Fondaş’ tabirine göndermede bulunarak onlara hitaben şöyle dedi:
“Fonlarla beslenen gazetecileri, trolleri ve gözü dönmüş siyasetçileri ise Allah’ın adaletine ve milletin vicdanına havale ediyorum”
Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu cephesi, Kılıçdaroğlu’nun tutumunu eleştirirken kendilerini haklı bir yerde görüyor olabilirler.
31 Mart seçimlerinde birinci çıkmış partilerinin parti içi tartışmalara meze edilerek yıpratılmak istendiğini ifade etmeleri de gayet doğal.
Ancak, gerek kurultay tartışmaları bağlamında, gerekse İmamoğlu soruşturmasıyla alakalı Kılıçdaroğlu’nu ‘yadırgamaya’ hakları var mı derseniz, “Hayır, yok” derim.
Şundan dolayı:
Kılıçdaroğlu her iki konuda da Özel yönetiminden farklı düşünüyor, farklı bir yerde duruyor.
çıkça yazmak gerekirse, şimdiye kadar sergilediği tutuma baktığımızda Kılıçdaroğlu’nun, ¾ Kasım 2023 kurultayında rüşvetle delege avcılığı yapıldığına inandığı çok rahat bir şekilde anlaşılabiliyor.
Rüşvetle kurultay sonucunun değiştirildiğine de adı gibi emin, öyle bir izlenim veriyor dışarıya.
Şubat ayında zaten, parti yönetimine şaibe konusunda açıklama yapın, yapmazsanız sükut ikrardan gelir diyerek inandığı meseleyle alakalı diyebileceği kadarını diyebilmişti.
19 Mart süreciyle alakalı tutumu da, inancı da farklı değil Kılıçdaroğlu’nun.
Daha önce İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmalar kendisine soru olarak yöneltildiğinde, İmamoğlu’na destek vermek, yahut onu savunmak yerine, “Benim boğazımdan haram lokma geçmemiştir” göndermesinde bulunarak yine neye inanıyorsa, o istikamette söyleyebileceği kadarını söylemişti.
Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun üzerine ‘çullananların’ kendisinin, her iki konuda da ‘yolsuzluk’ odaklı algısını/fikrini bağıra çağıra değiştiremeyecekleri bir gerçek.
BU KAVGA BURADA BİTMEZ
Ankara 42’inci Asliye Mahkemesi’nin dünkü duruşması öncesi CHP’de ipler yay gibi gerilmiş durumdaydı.
Duruşma sonunda mahkeme kararını açıkladı, şaibeli kurultay davası 8 Eylül'e ertelendi.
Mahkeme kararının CHP yönetimi açısından bir iyi, bir kötü tarafı var.
İyi tarafı, mutlak butlan kararı çıkmadı mahkemeden.
Bu, Özel ve İmamoğlu’na nefes aldırdı.
Partinin iplerini ellerinde tutmaya devam edecekler.
Kötü haber ise mahkemenin, ceza davasının sonuçlarını bekleme kararı alarak, ilerli bir tarihte mümkün olabilecek şekilde mutlak butlan seçeneği için kapıları açık tutması oldu.
İleri bir tarihte bu nasıl mümkün olabilir?
Ceza davasında, iddianamesi hazırlanan ve 12 kişinin “Oylamaya hile karıştırmakla” suçlandığı dava sonucunda, menfaat temini ile irade sakatlanması hükmüne varılırsa, buradan yola çıkarak hukuk mahkemesi Mutlak Butlan kararı verebilir.
Bunun için kesinleşme safhası olan Yargıtay kararının beklenecek olması, Özel yönetiminin önünde epeyce bir vaktin olması anlamına geliyor.
Kılıçdaroğlu bundan sonra havlu atar mı peki?
Bence hayır.
Fırsat buldukça, boşluk gördükçe o fırsatı kullanmaya, o boşluğu doldurmaya devam edecektir.
Ancak, dünkü kararın kendisinin ve taraftarlarının ‘umduğu gibi’ bir karar olmadığı da açık.
Bunlar kadar önemli bir başka husus, dünkü kararla “İktidar yargıyı kullanarak CHP’yi dizayn edecek” tezinin/komplo teorisinin çöküşü oldu.
Mehmet Acet / Haber7
Yorumlar7