Türkiye Trump’ın ‘savaşsız ortadoğu’ arayışlarını fırsata dönüştürebilir mi?
- GİRİŞ20.10.2025 09:18
- GÜNCELLEME20.10.2025 09:18
İlkini bir ay önce New York’ta yapılan BM toplantıları sırasında gördüğümüz, devamını Kahire’de ve Doha’da verilen görüntü/fotoğraflarla izlediğimiz, çarpıcı nitelikte bir takım fotoğraflar var önümüzde.
Spontane gelişmediği, belli bir akıl ve zeka ürünü olduğu, çalışılarak ilerletildiği belli olan yeni bir süreç bu.
Türkiye ve Katar’ın başat iki aktör olarak öne çıktığı, o bakımdan yakından izlemeyi ziyadesiyle hak eden bir süreç bu aynı zamanda.
New York’taki resmi hatırlatarak başlayalım…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın yan yana oturduğu, çeşitli İslam ülkelerinin lider yahut onları temsil eden üst düzey isimlerinin iki liderin başkanlık ettiği masanın iki yanında oturarak temsil edildiği Gazze toplantısı.
Trump’ı müslüman ülkelerin yöneticileriyle buluşturan bir resimdi o ve odağında Gazze’de ateşkes arayışları vardı.
Sonra o toplantı meyvesini verdi, Türkiye’nin ciddi katkı sağladığı, Trump planı olarak takdimi yapılan bir ateşkes sağlandı.
(Yürüyüp yürümeyeceği ayrı bir soru tabi. Dün bu yazıyı yazdığım saatlerde İsrail’den gelen haberler ateşkesi bozmak için birilerinin fırsat kolladığına işaret ediyordu)
Oradaki (Kahire zirvesi! resimde de başka ülkelerden gelen çok sayıda lider olmasına rağmen Trump’la birlikte üç ülkenin liderleri öne çıktı.
Türkiye adına Cumhurbaşkanı Erdoğan, ev sahibi olarak Mısır adına Sisi ve Katar Emiri Temim, Gazze ve Ortadoğu’nun geleceğini alakadar eden önemli bir ‘niyet beyanı metnine’ imza attı.
Trump’ın Washington’dan kalkıp 10 saat 30 dakika süren bir uçak yolculuğu sonrası varabildiği Kahire’de böyle bir resim içinde yer alması, kendisinin de orada varılan uzlaşılara önem verdiğinin bir işaretiydi.
Kahire’den dönüldükten sonra Türkiye ve Katar’ı başka bir savaşın bitirilmesindeki arabulucu rolüyle gördük çekilen resimlerde:
Birden bire patlak veren Pakistan/Afganistan savaşında ateşkesin sağlanmasındaki rolleriyle.
Bu defa Doha’da atılan imzalarda, Türkiye adına MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı o resimde gördük.
BU RESİMLERİ NASIL OKUMALI?
BELLİ Kİ ANKARA, TRUMP’IN SAVAŞLARI BİTİREN ADAM İMAJINA, ARAYIŞLARINA/ÇABALARINA KENDİ ÇIKARLARI İÇİN KATKI VERİYOR
Son bir ay içerisinde ortaya çıkan bu fotoğrafların bütünlüklü bir okuması olmalı.
Rastgele geliştiğini düşünmeyeceksek eğer ki öyle bir ihtimal olamaz.
Bazı hatırlatmalar yapalım, sorular soralım.
Trump’ın ipiyle kuyuya inilir mi sorusunu soralım örneğin.
Yaptığı şovları, tutarsızlıkları, bir öyle bir böyle olmasını da akılda tutalım.
Ama dikkatli bir gözle bakıldığında, Trump’ın vazgeçmediği bir takım ‘büyük hedeflerinin’ olduğunu da unutmayalım.
O büyük hedeflerden biri şu:
Trump, Ortadoğu’daki Amerikan varlığını ülkesi için büyük bir maliyet olarak görüyor ve bu bölgenin ABD için ürettiği ‘masraflardan’ kurtulup, asıl mücadele vermek istediği Pasifik’e yönelmek istiyor.
7 trilyon doları Ortadoğu’da çöpe attık, o parayla eskiyen yollarımızı, köprülerimizi yapardık biçiminde açıklamaları olmuştu.
“Savaşları bitiren başkan” imajı ile “Amerika’ya yük getiren Ortadoğu’dan kurtulma arayışlarını’ yan yana getirdiğinizde Trump açısından son bir ay içerisinde verilen bu resimler bir mana ifade eder mi, kalkıp Kahire’ye kadar gelip gittiğine göre tabi ki eder.
ÜST DÜZEY TÜRK YETKİLİ: TRUMP DIŞARIDA ŞOV YAPIYOR AMA İÇERİDEKİ TUTUMLARI RASYONEL
Tam da bu noktada Washington’la, Trump’la yürütülen müzakerelerin içinde yer alan üst düzey bir yetkiliden dinlediğim ve Trump’ı tarif eden bir kulis bilgisi aktarayım.
Dedi ki üst düzey yetkili isim:
Trump kameralar önünde şov yapıyor ama ‘içeride’, (Yani görüşmeler sırasında) gayet rasyonel davranıyor.
Yazının oturduğu zemini doğru anlamlandırma adına bu arka plan bilgisinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Trump ve ekibiyle yürütülen diyalog/müzakere/pazarlık süreçlerinin somut adımlara dönüşmeye elverişli olduğunu göstermesi bakımından.
ÇABALAR ÇOK KIYMETLİ AMA İSRAİL FAKTÖRÜNÜ GÖZ ARDI ETMEMEK GEREK
Trump’ın, savaşların sona erdiği, sükünetin tesis edildiği bir Ortadoğu vizyonu, Türkiye’nin dış politika çıkarlarıyla örtüşür mü? Büyük ölçüde örtüşür.
Nihayetinde Türkiye’nin bölgede ve geniş coğrafyada en büyük gücü, ‘soft power/yumuşak gücü’ olmaya devam ediyor.
Bununla birlikte Trump’ın savaşları bitirme arayışlarından faydalanarak Ortadoğu’ya barış getirme projeksiyonu herkesi mutlu ediyor diye düşünmek büyük hata olur.
En başta İsrail’deki ve İsrail dışındaki Siyonist yayılmacılığını destekleyenler açısından.
Nitekim, dün Gazze’den gelen haberler, İsrail’deki Netanyahuve onu destekleyen iç/dış Siyonist aklın, Kahire’deki havayı hızlıca bozmak için fırsat kollamakta olduğunu gösterdi.
Ama onların da büyük bir dezavantajı var.
Gazze soykırımı nedeniyle İsrail’in itibarının ABD’de de ciddi tahribata uğradığı gerçeği.
Anketler, bizde olduğu gibi ABD’de de siyasetçiler tarafından yakından izlenir, gelen veriler dikkate alınır.
Sonuçta ‘Açık toplum’ niteliği güçlü bir ülkedir ABD.
Dün bu yazıya başlamadan önce uzun bir mülakatını okuduğum, ABD’deki İsrail lobisinin sözcü isimlerinden biri olan tarihçi ve yazar Daniel Pipes’in de itiraf ettiği gibi, artan İsrail karşıtlığı özellikle Demokrat Parti içinde daha fazla karşılık buluyor.
ABD Kongre üyeleri açısından İsrail lobisinin desteğiyle Kongrede olmak bundan sonra eskisi kadar arzu edilen bir şey olmayabilir.
Filistin’i daha fazla ülkenin tanıma kararı alması ve Uluslararası tecrit, İsrail’i zor durumda bırakan ve soykırım uygularken eskisi kadar pervasız olamayacağını gösteren yeni gelişmeler.
Trump kendisi dedi, “Bibi yalnız kaldı onu bu yalnızlıktan ben kurtaracağım” diye.
Ortadoğu’nun ABD için masraf üreten bir bölge olmaktan çıkması ile, İsrail’e verdiği güçlü destek, mantıken baktığınızda Trump açısından yaman bir çelişki arz ediyor.
Bu çelişkinin çok fazla belirgin halde olması, biraz da ABD’deki kurumlarda İsrail yanlısı olanların etkinliğiyle ilişkili.
Trump’ın ülkesi üzerindeki ‘Ortadoğu yükünü’ hafifletme arayışlarını da onlar sabote edebilir kanaatimce.
Mehmet Acet / Haber7
Yorumlar4