Trump-Şara görüşmesi: Ankara’da umut… İsrail’de huzursuzluk…

  • GİRİŞ12.11.2025 08:55
  • GÜNCELLEME12.11.2025 08:55

Önceki akşam Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump’la bir saatten fazla süren bir görüşme gerçekleştirdi. 

Yansıyan görüntüler tarihi nitelikteydi. 

ABD’nin terörist ilan edip başına ödül koyduğu bir ismin gelinen noktada Beyaz Saray’da ağırlanması…

Bu durumun Trump’ın kişisel olarak bastırmasıyla gerçekleştiğini, etrafındakilerin ve ABD kurumlarının tereddüdünün devam ettiğini, Şara’nın görüşmeye arka kapıdan alınmasından anlayabiliyoruz. 

TÜRKİYE İÇİN İYİ HABER

Eylül ayında Washington’da yeni Suriye bayrağı göndere çekilmiş, Şara BM Genel Kurul toplantılarına katılarak dünyanın ‘en uluslararası’ programında hazır bulunmuş, Şam’daki yeni yönetimin tanınması anlamında önemli bir eşik aşılmıştı bu şekilde. 

Bu durum, Suriye’deki yeni yönetimi yakın müttefik olarak gören ve destekleyen Türkiye için de önemli ve güzel bir gelişme kuşkusuz. 

Şam’daki yönetimin uluslararası meşruiyet kazanması ve güçlenmesi, birleşik Suriye fikrinin hayata geçmesi için çaba harcayan Ankara’da memnuniyetle karşılandı. 

Nitekim aynı gün aynı saatlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da Beyaz Saray’da olması, orada pişirilen yemekte ‘aşçılardan biri’ olarak Türkiye’nin de bulunduğunun açık bir işareti. 

Şara ve Trump bir saat kadar görüştükten sonra Suriye, Türkiye ve ABD Dışişleri Bakanları arasında üçlü bir toplantı yapıldı. Burada amaç, iki cumhurbaşkanı arasında varılan mutabakatı takip etmek ve net uygulama mekanizmaları oluşturmaktı. 

TRUMP EKİBİNE BENİ TÜRKİYE İLE KARŞI KARŞIYA GETİRMEYİN TALİMATI VERDİ

Trump, Suriye’nin geleceğinin Türkiye ile işbirliği yapılarak inşa edilmesi yönünde bir politika izliyor. 

Bu iyice alenileşti. 

Suriye’yi Türkiye’ye yazdı bir anlamda. 

Ekibine de “Beni Suriye’de Türkiye ile karşı karşıya getirecek işler getirmeyin” şeklinde talimat verdiğini bir arka plan bilgisi olarak burada ben aktarmış olayım. 

Trump, Şara ile görüştükten sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı öven yeni bir açıklama daha yaptı, “Erdoğan büyük bir lider ve Suriye’de olanları fazlasıyla destekliyor” dedi. 

Bu da iyi haber Ankara için. 

Ankara büyükelçisi olduğu halde ‘Özel Temsilci’ sıfatıyla Suriye ile de yakından ilgilenen Tom Barrack’ın Beyaz Saray görüşmesi sırasında orada olduğunu, ve görüşme bitiminde “Tarihi bir görüşme oldu” dediğini önemine binaen aktarmış olalım. 

Şöyle bir değerlendirme daha yaptı Barrack:

 “Suriye bizim için önemli bir problem iken, önemli bir ortağa dönüştü. 

PYD’nin entegrasyonu noktasında olumlu adımlar var. Önümüzdeki günlerde etkisini göreceksiniz.” 

İSRAİL VE SDG CEPHESİNDEN YANSIYAN ‘TELAŞLI’ HABERLER

Şara’nın Beyaz Saray’da ağırlanması Ankara’da memnuniyetle karşılanırken iki kesimi huzursuz ettiği. 

İsrail ve Suriye’nin kuzey batısındaki yapılanmanın adını temsil eden SDG cephesinde. 

İsrail’in telaşı, medyada çıkan haberlere yansıdı. 

Bir örnek Kan News’ten. 

“Suriyeli Kürtler, Şara’nın ABD ziyareti nedeniyle endişeli. 

Suriye’nin DEAŞ’a karşı koalisyona katılmasının, Kürtlerin aleyhine sonuçlanabileceğinden endişe duyduklarını söylüyor.”

ABD’nin demeyelim de, Trump ve özel temsilcisinin Suriye’de Ankara ile iş tutması İsrail’i epeyce rahatsız etmiş durumda. 

Pazar günü İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze ve Suriye’deki gelişmelerle alakalı üst düzey isimlerle Türkiye konulu bir toplantı yaptı.

Bu toplantının ana konusunun bu durumu nasıl değiştirebiliriz sorusu üzerinden ilerlediğini tahmin edersiniz. 

Ancak…

ABD kurumlarındaki İsrail lobisinin gücünü hesaba kattığımızda, bizim burada “Suriye’de Trump ve Özel Temsilcisi ile anlaştık bu iş olur gider artık” biçiminde konuya yaklaşmanın doğru olmayacağını da belirtmem lazım. 

Şara’nın İsrail’le yapacağı güvenlik anlaşması İsrail’in kaygılarını giderme anlamında yeterli olur mu ondan da emin olmamak lazım. 

Burada önemli bir husus, SDG’nin 10 Mart anlaşmasının uygulanması doğrultusunda Şam yönetimiyle varılan anlaşmaya uyup uymayacağı.

Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderme anlamında en temel sorulardan biri bu. 

Türkiye’nin ABD ile yaptığı işbirliği, İsrail’e rağmen bu sürecin önünün açık olma şansını güçlü kılıyor. 

Kuzeybatı’taki SDG oluşumunun mimarı olan CENTCOM’un yeni bir pozisyonu var, bu da Ankara’nın lehine. 

İlanihaye orada kalmayacaklarını söylüyorlar ve SDG’ye bu mesajla Şam ve Ankara ile anlaşın telkini yapıyorlar, bu da bir arka plan bilgisi olarak burada dursun. 

Ama şöyle bir bilgi de var elimizde. 

İsrail SDG’lilere “ABD gitse bile biz size destek veririz” mesajı veriyor.

Bu da, SDG’nin Şam’a entegrasyonunun önündeki en büyük tehdit olarak karşımızda duruyor. 

Böyle dönemlerde provokasyonlar kendini gösterebilir.

Bir de buna dikkat çekmiş olalım. 

Nitekim, Şara’ya ve yeni Suriye hükümetine dönük DEAŞ tarafından bir değil iki kere suikast girişiminde bulunulduğu ve bunun önlendiği yönünde yeni bir haber daha ortaya çıktı. 

Masada kaybettiğini düşünen İsrail, sahada provokasyonlara girişerek ortamı zehirlemek isteyecektir, bunun farkında ve bilincinde olmak lazım. 

 

Mehmet Acet - Haber7

Yorumlar3

  • Ali 39 dakika önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ERCAN TURAN 1 saat önce Şikayet Et
    Dünya lideri RECEP TAYYİP ERDOĞAN biz gönül verdik sen ömür ALLAH'ım
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Bugün 1 saat önce Şikayet Et
    Abd ypg yi desteklediği müddetçe huzur beklemeyelim.Silah bırakanda yok daha. Oyalama işi devam ediyor
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat