22 Ekim 2024 tarihini MHP lideri Devlet Bahçeli’nin o önlü çıkışını yaptığı gün olarak hatırlıyoruz. 

Bahçeli’nin “Öcalan Meclis’e gelsin, örgüte silah bırakma çağrısı yapsın” dediği o ünlü konuşma. 

Bahçeli’nin 22 Ekim sabahı herkesi şaşırtan bu açıklamayı yaptığı günün öğleden sonrasında bu defa CHP Genel Başkanı sıfatıyla Özgür Özel, partisinin grup kürsüsüne çıktı ve MHP liderinin sözlerine gayet açık ve net cümlelerle destek verdi. 

Özel, “Bahçeli'nin kendi ifadesiyle, kendi iradesiyle başka hiçbir şeye gerek olmadan, "tecrit kaldırılsın, Öcalan meclise gelsin, örgüte silah bırakma çağrısı yapsın, bütün sorunlar bitmiştir, başka bir şeye gerek yoktur" diyen bir dille karşı karşıyayız.” Dedikten sonra, bu sözlere kıymet verdiklerini beyan eden şu sözleri sarf etmişti: 

“Türkiye'de bir daha şehit gelmeyecekse, bir daha kan akmayacaksa, anaların göz yaşı duracaksa, bu ülke bir ve beraber olacaksa, askere namlular doğrulmayacaksa, bunun için söylenen her söz ve söyleyen her aktör kıymetlidir. Kim ne söz söylüyorsa, bütün yaşadıklarımıza rağmen bu sözlere kıymet veriyoruz.”

Hemen ardından ayın Özgür Özel, “Devlet Bey el yükseltti. El yükseltiyorum Devlet Bey, ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tam olarak kendilerini ait hissetmeyen bütün Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum" sözleriyle Terörsüz Türkiye projesiyle alakalı bırakın elini, bütün cüssesini taşın altına koyduğunu ifade eden cümleler kurdu. 

Bu sözler üzerine CHP’nin ulusalcı ve Kemalist cephesinde hemen homurdanmalar başlamış, bu sözlere karşı kaşlar çatılmış, yüzler ekşitilmişti. 

CHP’ye destek veren medyaya ve o mahallede olup da, CHP politikaları üzerinde güçlü etkiler üretebilen çevrelerde, o homurdanma dili hiç kesilmedi. 

Tabi, projenin kendisine olduğu kadar, CHP’nin bu işin bir ucundan tutuyor görüntüsü içinde olmasına karşı da o homurdanma dile mütemadiyen süregeldi. 

ÖZEL SÜREÇTEN RAHATSIZ OLAN CHP’LİLERE BOYUN EĞDİ

Dün, Ankara’dan TBMM kulislerinden arka arkaya haberler geldi. 

Önce CHP’nin, Meclis komisyonunda teşekkül edecek İmralı heyetine üye vermeme kararı aldığı haberi geldi. 

Sonra da CHP’nin bu konuya karar vermek üzere toplanan Meclis komisyonu toplantısına da katılmama kararı aldığı haberi. 

Günün sonunda komisyon 32 kabul, 1 çekimser ve 2 hayır oyu ile İmralı’ya heyet gönderme kararını kabul etti. 

CHP’nin bu kararının arkasındaki en büyük faktör olarak, yukarıda sözünü ettiğim, parti üzerinde güçlü etkisi olan, politikalarına karışan, gürültü çıkarma kabiliyeti yüksek ulusalcı ve Kemalist çizgideki çevrelerden gelen baskıyı zikredebiliriz. 

Bu yönüyle CHP açısından, Özel’in bilinegelen genel tutumunun zıddına böyle bir karar çıktığı söylenebilir. 

CHP’NİN DEM PARTİ İLE İLİŞKİLERİ NE OLACAK? 

CHP yönetiminin Terörsüz Türkiye projesine şimdiye kadar verdiği desteğin bir başka gerekçesi de, aksi bir tutumda DEM Parti ile ilişkilerinin zarar göreceği endişesi olarak zikredilebilir. 

Son yerel seçimler dahil, DEM Parti ve öncesinde HDP tabanından gelen oylar, CHP’ye kazandığı seçimlerde büyük katkılar sağladı. 

Sonraki seçimlerde başarıyı kollama adına CHP’nin DEM seçmenine yine ihtiyacı var. 
Ve Özgür Özel bunun farkında olan bir siyasetçi. 

Ancak, DEM Parti ile yakın durma arayışları ile ulusalcı/Kemalist çevrelerin talepleriyle uyumlu olma mecburiyeti arasında sıkışıp kalan bir CHP yönetiminden, bir Genel Başkan’dan söz etmek de çok mümkün. 

Çünkü bu gerçekten de böyle. 

Özel’in 22 Ekim 2024’te yaptığı “El yükseltiyorum” çağrısının bir amacı da, DEM sıralarına “Siz yine bizimle yol almaya devam edin” çağrısına uygun bir mesaj iletmekti. 
Bu anlamda, CHP’nin dün aldığı karar, DEM’le olan ilişkileri ve ileriye dönük ittifak arayışları açısından da bir kırılma anı olabilir. 

Mehmet Acet / Haber7