Vekiller Öcalan'la ne konuştular?

  • GİRİŞ26.11.2025 08:22
  • GÜNCELLEME26.11.2025 08:26

Başlıktaki sorunun cevabına dair ipuçlarını, İmralı Heyeti’nin Ada’ya gidip gelmesinden kısa süre sonra TBMM adına yapılan açıklamadan alabiliyoruz.

Açıklamanın şu bölümüne dikkat:

“27 Şubat’ta yapılan Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı akabinde örgütün kendisini feshetmesi ve silah bırakması yönündeki açıklamaların yanı sıra, Suriye’de 10 Mart Mutabakatının hayata geçirilmesine yönelik sorulan sorular kapsamında detaylı beyanları alınmıştır. Görüşme neticesinde; toplumsal bütünleşme, kardeşliğin pekiştirilmesi ve bölgesel perspektife yönelik sürecin pozitif ilerletilmesi açısından olumlu sonuçlar alınmıştır.”

Açıklamaya da yansıdığı gibi, AK Parti, MHP ve DEM’li milletvekillerinden oluşan heyetin İmralı’da Öcalan’la, sadece PKK’nın fesih ve silah bırakma sürecini değil, örgütün Suriye uzantısını ve oradaki durumu da konuştukları anlaşılıyor.

Yine bu metinden anlaşılacağı üzere, Öcalan’ın Suriye’de Şam ile SDG arasında varılan 10 Mart mutabakatının uygulanması konusunda görüşleri alınmış.

Bu görüşlerin Ankara’nın yaklaşımına yakın olduğunu ise, “Görüşme neticesinde; toplumsal bütünleşme, kardeşliğin pekiştirilmesi ve bölgesel perspektife yönelik sürecin pozitif ilerletilmesi açısından olumlu sonuçla alınmıştır” ifadelerinden anlayabiliyoruz.

O halde ne denebilir?

Şu denebilir:

SDG/YPG’nin (yahut içindeki bir takım unsurların) 10 Mart mutabakatına uymamak için gösterdiği direnci kırmak adına, Öcalan’ın devreye sokulmasına dönük bir arayış var karşımızda.

Belki de şimdiye kadar kırılamayan bu direncin İmralı üzerinden kırılmasına dönük bir arayış diyelim buna.

İSRAİL’E YAKIN SDG’LİLERİ, İSRAİL’E MESAFELİ ÖCALAN ÜZERİNDEN DENKLEM DIŞINA İTMEK…AMAÇ BU MU?

SDG içinde İsrail’in ‘Parçalı Suriye’ tezine göre pozisyon alanlar olduğunu biliyoruz.

Bunun arka planında da İsrail’in SDG/YPG’ye “ABD gitse bile sizi biz koruruz burada” şeklinde bir takım vaatlerde bulunması gerçeği var.

Öcalan’ın İsrail’e olan mesafesi, bir arka plan bilgisi olarak aktarıyorum, “Ben bu örgütü İsrail için kurmadım” şeklinde cümleler kurabiliyor olması, İsrail’le Suriye özelinde net bir ‘karşılaşma’ halinde olan Ankara açısından bir koz olarak görülüyor olabilir.

O nedenle, Meclis Komisyonu adına Ada’ya giden üç milletvekilinin sadece ‘ezber bozan’ bir eylemde bulunmak üzere değil, sürecin selametine güçlü bir katkı sunabilecek bir misyonla gittikleri anlaşılıyor.

BAHÇELİ’NİN NEDEN ‘İMRALI’ DEDİĞİ, ŞİMDİ DAHA İYİ ANLAŞILIYOR

Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge projesine “Olsa da olur, olmasa da olur” gözüyle bakılamayacağını şu geride kalan 2 yıl bize yeterince göstermiş olmalı.

Esasen, Gazze soykırımı sonrası başlayan Siyonist yayılmacılığın getirip Türkiye’nin önüne koyduğu, bir şeyler yapmayı icbar ettiği bir ‘Tehdit Algısı’ var.

Bu ‘Tehdit Algısının’ sonucunda bir de ‘Fırsat Algısı’ karşımıza çıktı ve bugünlere geldik.

Bugünlere geldik derken sürecin “Sıfır noktasında’ olmadığımızın farkındalığıyla bu ifadeyi kullanıyorum.

Dolayısıyla, Meclis heyetinin İmralı ziyareti dahil, yeni yeni karşımıza çıkmakta olan gelişmelere de sürecin sıfır noktasındaymışız gibi bakılamaz.

-Öcalan’ın 27 Şubat’ta PKK’ya fesih ve silah bırakma çağırısı yapması…

-Bu çağrıyı yaparken, PKK’nın çoktan ömrünü tamamlamış olduğunu dile getirmesi, Özerklik, Federalizm gibi fikirlerin gündemden düştüğünü söylemesi önemli bir aşamaydı.

Devamında 12 Mayıs’ta PKK’nın Öcalan’ın çağrısı üzerine Kongre’yi toplayıp fesih ve silah bırakma kararı alması…

PKK’nın 12 Mayıs bildirisinden bir cümleyi hatırlatmak babından buraya koyalım:

“PKK 12’inci Kongresi, pratikleşme süreci Önder Apo’ tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nın örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yönteminin sonlandırılması kararını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın PKK için ‘Münfesih’ ifadesini kullanması, bu yeni durumla ilişkili.

Yaptığı sürpriz çıkışlar ve kararlı, cesur, dirayetli duruşuyla ön açıcı bir rol üstlenen MHP lideri Bahçeli’nin neden en baştan itibaren ‘İmralı’ dediği şimdi daha iyi anlaşılıyor

Yazıyı, Bahçeli’nin yine ses getiren konuşmalarından biri olarak kayıtlara giren dünkü Meclis Grup konuşmasından bir cümleyle bitirelim:

“Türk ile Kürt'ü düşman etmek üzerine kurulmuş 1,5 asırlık Emperyalist komplo yerle yeksan ediliyor, bundan dolayı uyuşmuş vicdanlarıyla son kozlarını oynuyorlar.”

Mehmet Acet / Haber7

Yorumlar6

  • Yakup 13 dakika önce Şikayet Et
    Evet son yüz yılın inkar ve asimilasyonun var olduğu ve bunun reddinin ya da terkinin başladığı ; kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin tek çaremiz olduğu görüşünün ön plana çıkması ülkemizi üst lige çıkaracağından şüphe yoktur. Yaşasın birliğimiz ve beraberliğimiz.
    Cevapla
  • YUNUS ASLAN 30 dakika önce Şikayet Et
    MaşaAllah. Devlet-i Aliyenin aklı küffarı biiznillah yenecektir.
    Cevapla
  • Baki 34 dakika önce Şikayet Et
    Tebrik ediyorum çok güzel bir yazı olmuş.çok aydınlatıcı bir koşe yazısı. Ağzınıza ,y üreğinize ve kaleminize sağlık
    Cevapla
  • Ali Rıza 35 dakika önce Şikayet Et
    Ah bşr herkes bunu idrak edebilse kim tutar TÜRKİYE mi
    Cevapla
  • bozkurt 36 dakika önce Şikayet Et
    sayın bahçeli sayın başkanım tarih sizleri de yazacak o tarihe girme cesaretini gösteremeyen siyasiler utansın kalemine sağlık Mehmet hocam
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat