İngilizcede iki tane tabir var. 

Biri Open Secret. 

“Açık sır” demek oluyor. 

Diğeri “Elephant in the room”

Odadaki fil anlamına geliyor. 

Herkesin farkında olduğu ama kimsenin konuşmak istemediği büyük ve rahatsız edici bir sorun anlamında kullanılıyor bu tabir. 

Her iki tabiri de CHP’nin durduğu yerden bakarak Ekrem İmamoğlu, daha geniş tanımıyla İBB soruşturması bağlamında kullanıyorum. 

İki gün önce kabul edilen yaklaşık 4 bin sayfalık iddianame için “Bu bir iddianame değil, darbecilerin siyasete yönelik muhtırasıdır” demeniz için adınızın Özgür Özel, sıfatınızın CHP Genel Başkanı olması gerekir. 

Ama “Bu bir açık sır” durumudur, “Bu bir odadaki fil durumudur” diyen bir CHP’li daha var. 

İki yıl öncesine kadar CHP’yi 13,5 yıl boyunca yönetmiş olan bir isim olarak Kemal Kılıçdaroğlu. 

Kılıçdaroğlu’nun son yaptığı açıklamanın ‘yolsuzluklarla’ ilgili bağlamını araya girmeden aktarmak, daha doğrusu birkaç gündür konuşulduğu için hatırlatmak isterim: 

“Hesap vermek her bir CHP’linin namus borcudur. Her siyasi parti ve her siyasi savrulabilir, geri durabilir, rüşvet ve yolsuzluk sarmalına bulaşabilir. Ve hatta ihanet zincirine de tutunabilir. Ama bakın, yine söylüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi rüşvetlerle yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz, bunlarla bir araya gelemez. Üzerinde iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz. Derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi aziz milletimizi ahlaki uyanışa davet eden bir parti olmalıdır”

Kılıçdaroğlu, evet biraz da kendi tabiriyle ‘sırtındaki hançerin’ verdiği acıyla konuşuyor ama inanmadığı bir konuda zoraki bir yorumla bunu yapıyor derseniz buna katılmam mümkün değil. 

Aksine, daha fazlasını söylemek istediği halde, kendisini daha fazlasını söylememek adına frenleyen, 13,5 yıl boyunca yönettiği partinin hala bir parçası ve eski genel başkanı olması hasebiyle dikkatli olmak/gitmek gerektiği düşüncesinde olduğunun farkındalığıyla ağzından çıkan sözlere dikkat eden bir çizgi izliyor Kılıçdaroğlu. 

Bunu bilerek söylüyorum.

KILIÇDAROĞLU NORMALDE PARTİ İÇİ MESELELERDE DİKKATLİ VE KETUM BİR TAVIR SERGİLİYOR

Şöyle ki…

Bir süre önce Ankara’da bir grup gazeteci olarak Kılıçdaroğlu ile bir araya geldiğimizde CHP’nin için meselelerine dair konuşmak istemediğini bir ön şart olarak bizlere iletmiş, CHP’nin en önemli gündemi/sorunu bu olduğu halde, bu konulardaki sorularımıza dönük ağzından kerpetenle laf almayı bile becerememiştik. 

Bununla birlikte İBB ve Ekrem İmamoğlu soruşturmasında büyük bir yolsuzluk hikayesi olduğunu adı gibi biliyor Kılıçdaroğlu. 

Bu konudaki görüşlerini yeni yeni söylüyor da değil. 

Şubat ayında KRT televizyonuna çıkan Kılıçdaroğlu Ekrem İmamoğlu ile ilgili kendisine doğrudan yöneltilen bir soruya şöyle cevap vermişti: 

“Davalar açılır. Benim hakkımda da açılan dünya kadar dava var. Büyük bir ihtimalle bu konuşmamdan dolayı da açılacak. Davalardan korkmam. Çünkü verilmeyecek hesabımız yoktur. Alnımız açıktır. Boğazımızdan aşağı haram lokma inmemiştir.”

Görüldüğü üzere henüz 19 Mart süreci başlamadan önce de benzeri sözler kullanmış kılıçdaroğlu. 

İmamoğlu’nun iş tutuş tarzının baştan aşağı yolsuzluk tanımına giren bir iş tutuş tarzı olduğunun farkındalığıyla, bugün daha fazlasını, kendinden daha emin bir şekilde söylüyor Kılıçdaroğlu. 

ÇÜNKÜ YOLSUZLUĞU KURULTAY SONUCUNDAN BİLİYOR

Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’nun son açıklamalarını üzüntüyle karşıladıklarını söyledi. 

Ancak bir önceki CHP Genel Başkanı sıfatıyla aynı zamanda selefi durumunda olan Kılıçdaroğlu’nun niçin böyle konuştuğunun cevabını ‘siyasi intikam’ imasıyla izah etmekle yetiniyor. 

Halbuki, zoraki yorumla siyasi hesap peşinde koşan bir tutumdan ziyade, yukarıda zikrettiğim gibi inandığı bir konuda daha fazlasını söylememek adına sözlerini tartarak konuşmaya özen gösteren bir ‘selef’ var Özel’in karşısında. 

Başka bir partiden başka bir eski ya da yeni genel başkan konuşsa bunu siyasi amaçlı olarak takdim etmek kolay oluyor kendisi için ama Kılıçdaroğlu böyle konuşunca, Özel’in cansiperane savunması da değerini kaybediyor. 

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve birlikte yargılandığı isimlerin ne tür dümenler çevirdiğini herkesten daha iyi biliyor. 

2023 yılının 4/5 Kasımında sürpriz bir şekilde kaybettiği kurultayda o yolsuzluk ve rüşvet çarkının nasıl işlediğini, rüşvet/irtikap suçları işlenerek elde edilen paraların nasıl oluk oluk akıtıldığını ve bu yapılanların kurultay sonuçlarını nasıl değiştirdiğini herkesten daha iyi biliyor. 

O nedenle ara sıra konuşan Kılıçdaroğlu’nun sözleri, her gün konuşan Özgür Özel’in sözlerinden daha çarpıcı bulunuyor kamuoyu nezdinde. 

Çünkü Kılıçdaroğlu İBB ve İmamoğlu soruşturmasındaki durumu bir “Açık sır” durumu olarak görüyor. 

O nedenle “Odada bir fil var” diyerek bütün CHP’lilere o fili işaret ediyor. 

Mehmet Acet - Haber7