Ticaret Bakanı Ömer Bolat’la ekonomiyi konuştuk bakınız hangi mesajları verdi
- GİRİŞ08.12.2025 08:57
- GÜNCELLEME08.12.2025 08:57
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, diyor ki:
“Kuraklık ve Nisan ayındaki don yaşanmamış olsaydı, enflasyon bugün %31 değil, %28 olacaktı.”
Buradaki vurgu, ‘elde olmayan sebeplerle’ alakalı.
Demek ki uygulanan politikalardan bağımsız olarak, salt böyle bir faktör nedeniyle, bir başka deyişle ‘elde olmayan gerekçelerle’ enflasyon hedefinde bir sapma ortaya çıkmış.

İyi haber:
Kasım ayında aylık enflasyonun yüzde 1’in altında (%0,87) çıkmasına, gıda enflasyonunun aylık bazda %0,69 oranında gerilemiş olması bu defa pozitif yönde etki etmiş.
Bakan Bolat, Gıda fiyatları, Özel Eğitim (Özel okullar ve özel üniversitelerdeki eğitim ücretlerine yapılan zamlar) ve kira fiyatlarının enflasyonla mücadelenin zor tarafını yansıttığını söylüyor.
Burada da iyi haberler veriyor ama:
“Temel mallarda yıllık enflasyon %19’a kadar gerilemiş durumda. Dayanıklı tüketim malları, otomobil fiyatlarında örneğin, enflasyon yıllık bazda %20 bandına gerilemiş durumda”
“En önemlisi” diyor Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve şöyle devam ediyor.
“Piyasada öngörülebilirlik var. Herkes önünü görebiliyor. Döviz fiyatlarında dalgalanma yok artık. Piyasa geleceğe rahat bakabiliyor.”
İş hayatının içinden geldiği için piyasanın, reel sektörün nabzını iyi bilen, iyi tutabilen bir Bakan Ömer Bolat.
Çek nedir, senet nedir, yatırım planı yapmak nedir, istihdam nedir, işsizlik nedir, nasıl iş kurulur, nasıl ihracat yapılır vs. oradaki çarkların işleyişini iyi bilen bir isim.
O nedenle iş dünyasının önünü görebiliyor olmasına atfettiği bu önemi, bu bağlamda değerlendirmek lazım.

İŞSİZLİK DÜŞÜK SEVİYELRDE İSTİHDAM GÜÇLÜ KALMAYA DEVAM EDİYOR
Enflasyon ve geçim sorununa rağmen işsizlik rakamlarının düşük seyretmesi, ekonominin yarınlarına dönük umut veren bir durum.
Bakan Bolat diyor ki:
“30 aydır tek haneli seviyelerde seyreden işsizlik oranı, Ekim ayında %0,1 azalarak %8,5 olarak gerçekleşti.”
“2025 yılı Ekim ayında istihdam edilenlerin sayısı ise bir önceki aya göre 185 bin kişi artarak 32 milyon 772 bin kişiye ulaştı.”
EKONOMİYE SALT RAKAMLAR ÜZERİNDEN BAKILAMAZ DOĞRU…
ANCAK RAKAMLARA BAKMADAN DA EKONOMİNİN GİDAŞATI ANLAŞILAMAZ
Ekonominin durumuyla alakalı sokaktan yükselen seslere kulakları açık tutmak, hem ülkeye hükümet edenler, hem de bizim gibi gazetecilik faaliyetiyle yine bir kamu hizmeti yapanlar açısından elzem bir durum.
Öbür türlüsü halkın gerçeklerinden, halkın ekonomisinden kopmak olur.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan birkaç gün önce rakamlardan bağımsız olarak esnafın, emeklinin, tüccarın, emekçinin ne dediği, ne hissettiği önemli diyerek bu anlamda güçlü bir mesaj verdi.
Ticaret Bakanı Bolat’ı dinlerken, mevcut sorunların farkındalığıyla birlikte, gidişata umutla baktığını gördüm.
Şöyle bir durum var:
Enflasyonun yönü her durumda aşağı doğru.
Bir yıl sonunda %20’nin altına ineceğine dair makul gerekçeler/beklentiler var.
Daha önce enflasyonu iki tur tetikleyen Döviz kurlarında bir atak riski söz konusu değil.
Hane halkı açısından bakıldığında Doları yatırım aracı olarak elde tutmak, 2,5 senedir artı değil, eksi yazıyor.
Döviz kurlarındaki istikrar, mal enflasyonunun şimdiden %20’nin altında kalmasını sağladı.
SANDIĞIN NABZINI TUTMANIN İDEAL YOLU….TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİNİ İZLEMEK
Ekonominin seçmen davranışını da doğrudan etkileyen temel bir ölçüm verisi var:
Tüketici Güven Endeksi.
Ekonomideki gidişatın barometresi gibidir bu veri.
Ömer Bolat’ın verdiği rakamlara göre, Tüketici Güven Endeksi, Kasım ayında %1,6 artarak 85 değerine yükselmiş ve son 5 ayın en yüksek seviyesini görmüş.
Şimdi biraz başka rakamlardan da söz edeceğim.
Ama şunu önce ifade etmek isterim.
Rakamlardan bahsetmek, emeklinin, tüccarın, esnafın, ev hanımının, pazarcının ‘ekonomisini’ örtmek biçiminde düşünülmemeli.
Gidişatın kötü olduğu dönemde de, o gidişat rakamlara yansımıştı zira.
Misal:
2023 Mayıs ayı ile 2023 Haziran ayı arasında doların bir ay içinde %40 değer kazanması (İkinci kur atağı) enflasyonda %75’e kadar yükselen ikinci turun temel gerekçelerinden birini oluşturdu.
Yani demem o ki, ekonomiyi rakamlar üzerinden okumak, gidişatı doğru okumak açısından önemli.
2021 sonu ve 2023 ortasında finans sektöründeki kötüleşme bir nevi ‘öncü’ gösterge olarak karşımıza çıkmıştı.
Sonuçta o kötüleşme de rakamlar yansımıştı.
Bu kadar çok izahattan sonra sözü şuraya getireceğim.
Rakamlar üzerinden baktığımızda, ekonominin ileriye dönük verdiği mesajlar büyük ölçüde pozitif yönde.
Enflasyon da öyle.
Sürpriz ve elde olmayan faktörler hariç, (savaş, deprem, sert kuraklık, don vs) enflasyonun gerilememesi için hiç bir gerekçe yok.
Ticaret Bakanı Bolat Aralık ayı başında açıklanan bazı rakamlara vurgu yaptı buluşmamızda.
Nedir o rakamlar?
Mesela Türkiye ekonomisi ilk 9 ayda %3,7 büyüdüğü açıklandı.
2023 yılında ilk defa 1 trilyon sınırın aşan Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) 2025 yılı ilk 9 ayı sonunda 1 trilyon 538 milyar dolara yükseldi.
Kişi başına düşen milli gelir 17 bin 886 dolara yükseldi.
Bakan Bolat, ihracat rakamlarıyla alakalı olarak da iyi bir yerde olduğumuza dair mesajlar veriyor.
Diyor ki:
“2002 yılında yalnızca 36,1 milyar dolar olan mal ihracatımız, 2025 yılı yıllıklandırılmış verileriyle birlikte 270,6 milyar dolara seviyesine yükseldi.”
“Aynı şekilde hizmetler ihracatımız da 2002 yılında 14 milyar dolar iken, 2025 yılı Eylül ayı itibarıyla 121 milyar dolara ulaştı.”
Cari açığın, %1,3’e kadar gerileyerek Orta Vadeli Program hedeflerinin bile altında kalması (%2) bir başka iyi haber.
Bu sayede ülke risk puanı olarak bilinen bir süre önce 900’lere kadar yükselen CDS puanı 233’e kadar geriledi.
Bunların vatandaşın ekonomisini alakadar eden yönü ne olabilir ki sorusunun cevabı şudur:
Bu rakamların iyileşmesi, vatandaşın alım gücünün de artacağının, enflasyonun düşeceğinin, hayat pahalılığının azalacağının, cepteki paranın değerinin artacağının habercisi olarak düşünülmeli.
Mehmet Acet - Haber7
Yorumlar12
-
Vay be
2 saat önce
Şikayet Et
Eğer zamanında İki Ev - iki Araba alsaydım - Şimdi elimde büyük sermaye olurdu - Yok şöyle yok böyle -
Beğen
Cevapla
-
A.çelik
4 saat önce
Şikayet Et
3 puan daha düşük olsaydı fakir fukara ne kadar da rahat ederdi...
Beğen
Cevapla
Toplam 5 beğeni
-
Ben
5 saat önce
Şikayet Et
Su ve kuraklığa çare bulunmalı. Ülkemizin deniz altı kaynakları harekete geçirilmeli. Vatandaş asla susuz kalmamalı yoksa dış güçler bizi susuzlukla tehdit etmesin
Beğen
Cevapla
Toplam 6 beğeni
-
Sadi
4 saat önce
Şikayet Et
Sozde degil ozde musluman olduguluz zaman birde Chp den kurtuldugumuz zaman olur..
Beğen
Toplam 1 beğeni
-
Rofar
5 saat önce
Şikayet Et
TÜSİAD ve MÜSİAD iş adamlarının sahibi olduğu büyük zincir marketlere müdahale edilmediği sürece fahiş fiyatlardan dolayı enflasyon düşmez ve alım gücü yükselmez.
Beğen
Cevapla
Toplam 21 beğeni
-
Iyı
3 saat önce
Şikayet Et
Bütçe fazlasıyla devletin borcunu sıfırlanırsa refah ikiye katlar
Beğen
Toplam 2 beğeni
-
Cahil vatandaş
5 saat önce
Şikayet Et
Maaşlara zaman yaparken % 'de olarak zam yapmayın. Parasal olarak aynı miktar zam yapın herşey değişecek.
Mesela herkese 5000 tl.
Adalet böyle sağlanır...
Konuşacak çok şeyler var çoğu zaman gözden kaçırdığımız veya uygulamadığımız.
Beğen
Cevapla
Toplam 10 beğeni
-
QWERTY
2 saat önce
Şikayet Et
Sen gerçekten adın gibi cahilsin.Herkes aynı eğitime sahip değil, aynı işi de yapmıyor ve doğal olarak aynı maaşı da almıyor.Düşük maaş alanlar bunu söylüyor.Adam 5600 gün aylık 300 TL prim ödeyip. 12000 gün çalışan ve aylık 3000 TL prim ödeyenle aynı maaşı yada aynı zammı almak istiyor.Fabrika işçisi ile aselsanda calışan mühendis aynı zammı alsın istiyor. Gözden kaçırdığımız bişey yok
Beğen
Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle