Suriye’den gelen ‘anlaşma’ haberleri doğru mu?
- GİRİŞ26.12.2025 08:46
- GÜNCELLEME26.12.2025 10:55
17 Aralık’ta, yani 9 gün önce bu köşede güvenlik kaynaklarından aldığımız bilgiler doğrultusunda, Suriye’de 10 Mart mutabakatının uygulamaya geçmesi anlamında bir takım gelişmelerin beklendiğine değinmiştik.
Birebir alıntı yapacak olursak dediğimiz şuydu:
“Yeni haber şu: O direnç önemli ölçüde kırıldı ve ‘Haftalar içerisinde’ o mutabakatın uygulamasına dönük yeni bir takım adımların atılması bekleniyor.
Nedir o adımlar?
Özellikle iki önemli adımdan söz edebilirim:
1-Gümrük kapılarının Şam yönetimine devri.
2-Petrol bölgelerinin devri.”
Bu iki başlık yeni bir duruma tekabül ediyordu.
SDG’nin tümen halinde Suriye ordusuna entegre olması ile ilgili mutabakatın oluştuğu yönünde önceden haberler çıkmıştı zaten.
O günden bugüne (17 Aralık’tan bu yana) böyle bir ihtimalin, yani bir anlaşma ihtimalinin gerçeğe dönüşmesini engellemeye dönük olduğu kolayca anlaşılabilecek bir sürü provakasyon gerçekleşti.
Amerikan askerleri öldürüldü, bütün şimşekleri Şara yönetimi ve askerleri üzerine çekecek şekilde hazırlanmış bir kurgu olduğu belli olacak tarzda.
Amerika’nın öfkesini kabartmayı ve ‘uzlaşma’ yönünde ilerleyen tutumunu değiştirmeye dönük kurguyu Trump bozdu, “Ahmet iyi adamdır, onun bir suçu yok” anlamına gelen cümleler kurarak.
(Hatırlatmak isterim, 2012’de ABD’nin Libya büyükelçisinin öldürülmesi sonrası ABD’nin Ortadoğu politikasında keskin dönüşler söz konusu olmuştu.)
Ortamı kızıştırmaya dönük başka girişimler de oldu Suriye sahasında.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Şam’a çıkarma yaptıkları gün, Halep’te Kürtlerin yaşadığı Eşrefiye ve Şeyh Maksut mahallesinde çıkan çatışmalarda olduğu gibi.
Her şey bir anda yeniden altüst olacak duygusunun/korkusunun depreştiği bir ortamda, dün Suriye’den bu satırların yazarına, 9 gün önce 17 Aralık’ta iyi ki o yazıyı yazmışız dedirten haberler geldi.
Herkesin savaşa geri dönüleceği yönünde bir beklenti içinde olduğu bir ortamda, arka planda yürüyen bir başka hikayeyi okuyucuyla buluşturmanın verdiği bir keyif diyeyim buna.
Şimdi dün karşımıza çıkan haberlere bakalım.
Suriye medyasından “ABD arabuluculuğunda Suriye hükümeti ile SDG arasında yıl bitmeden anlaşma” başlığıyla yansıyan haberlerde şu türden bilgiler vardı:
-Washington, yıl sonundan önce anlaşmanın imzalanması için Suriye hükümeti ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) üzerinde yoğun baskı uyguluyor.
-Şam ile SDG arasındaki anlaşmanın 27–30 Aralık tarihleri arasında açıklanması bekleniyor.
-Anlaşma, SDG ve Asayiş güçlerinden 90 bin unsurun Suriye Savunma ve İçişleri bakanlıklarına entegre edilmesini kapsıyor.
-Savunma Bakanlığı bünyesinde SDG’ye bağlı Rakka, Deyrizor ve Haseke’de üç askeri tümentahsis edilmesi öngörülüyor.
-SDG, Suriye ordusu yapısı içinde ABD destekli bir kadın tugayı ve terörle mücadele tugayıkurulmasını talep ediyor.
-Şu anda, hükümet güçlerinin Suriye’nin kuzeydoğusuna girişi ile SDG’nin Savunma ve İçişleri bakanlıklarındaki görev ve makamlarının belirlenmesi gibi ihtilaflı başlıklar müzakere ediliyor.
-Askerî karar alma mekanizması, idari yapı, görev ve yetkilerin dağılımına ilişkin usuller de görüşülüyor.
Bu haberlerin yayınlanmasından sonra Suriye makamlarından bir takım yalanlamalar da geldi.
Bu yalanlamalar nedeniyle verilen haberlere dönük ihtiyat payını korumak gerek elbette.
Ancak, eşzamanlı olarak bu haberlerin gündemde olduğu bir ortamda, Rakka, Deyrizor ve Tabka bölgelerindeki aşiret temsilcileri, aydınlar, siyasetçiler ve toplumun önde gelen isimlerinin katılımıyla genişletilmiş bir toplantıda konuşan SDG adına Mazlum Abdi, askeri entegrasyon konusuna değinerek, taraflar arasında bir ortak anlayışa vardıklarını söyledi.
Onun dedikleri de şu şekildeydi:
-Sınır geçişleri ve sınırların yönetimi konusunda ortak bir vizyon oluşturma yönünde ilerleme kaydedilmektedir.
-Doğal kaynakların, herhangi bir tarafın değil, tüm Suriyelilerin ortak mülkü olduğu yönünde net bir anlayış bulunmaktadır.
-Birçok temel başlıkta görüş birliği sağlanmış olup, önümüzdeki süreçte kalan tüm konularda da anlaşmaya varılmasını umut ediyoruz.
-Bu çerçevede, bölge halkının kendi bölgelerini anayasal bir çerçeve içinde, demokratik ve meşru mekanizmalar aracılığıyla yönetmesini savunuyoruz.
10 Mart akşamı Mazlum Abdi ile Ahmet Şara arasında varılan mutabakat, aynı günün akşam saatlerinde sürpriz bir haber/fotoğraf olarak gündeme gelmişti.
2025’in bitmesine şunun şurasında 5 gün kaldı.
Hem çok kısa, hem böyle konular için çok uzun bir süre bu.
Çıkan haberlerin ve yapılan açıklamaların doğru olup olmadığını teyit anlamında.
Suriye sahasının çok aktörlü/çok faktörlü bir saha olmasının her daim akıllarda tutulması gereğini de not etmiş olalım.
Mehmet Acet - Haber7
Yorumlar7
-
önce vatan
16 dakika önce
Şikayet Et
Sende bunu yedin öylemi, SDG sırtını ABD'ye dayamış, hiç rantını bırakırmı, biraz akıllı olun be kardeşim.
Beğen
Cevapla
-
Ziyaretçi
1 saat önce
Şikayet Et
Sdg Suriye ordusuna nasıl entegre olabilir ki? Üç gün sonra gene gemi azıya alırlar.
Beğen
Cevapla
Toplam 9 beğeni
-
arsein
1 saat önce
Şikayet Et
Bunlarla anlaşsanız ne olacak hain her zaman haindir devletin zayıf anını bulup yine saldıracaklar. Onun için ne antlaşması vurun gitsin vatan hainlerini hem ülke kurtulsun hem dünya temizlensin bir kaç bin tane şereff yoksunundan
Beğen
Cevapla
Toplam 7 beğeni
-
Şenol
2 saat önce
Şikayet Et
Sdg orduya entegre olması demek itrail ve abd ordusu yönetimi demektir
Beğen
Cevapla
Toplam 9 beğeni
-
Afk
2 saat önce
Şikayet Et
Bunları kaşımadan akıllanmayacaklar eldeki bulgurdanda olacaklar
Beğen
Cevapla
Toplam 9 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle