Ak Parti hükümetlerinin üçüncü döneminde heyecan verici haberler, en fazla Milli Eğitim Bakanlığı’ndan geliyor.

Bakan Ömer Dinçer, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden itibaren hep yanı başında tuttuğu, en çok güvendiği ve her dönemde en kritik görevler verdiği bir isim.

***

İşletme yönetimi konusunda dünya çapında ses getiren çalışmalar yapan reformist bir bilim adamı, (bazı makaleleri yurtdışında en çok download edilen makaleler arasında yer aldı) siyasetin içinde olmasına rağmen ‘reklam kokan hareketlerden’ uzak duran, iş bitirici ama gösterişsiz bir politikacı, şahsını hedef alan yıpratma kampanyaları karşısında (başbakanlık müsteşarlığı yaptığı dönem) doğru bildiğinden hiç şaşmamış bir cesur adam.

Bunlar da Ömer Dinçer’le ilgili benim bildiklerim ve düşündüklerim.

Göreve gelir gelmez bakanlığın teşkilat yapılanmasını radikal bir yöntemle baştan sona yenileyen Dinçer, şimdi daha uzun vadeli ve kalıcı adımlar atmaya başladı.

***

Dün gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na, eğitim sisteminde gerçek anlamda bir devrim imkanı sağlayacak FATİH Projesinin nasıl bir şey olduğunu dinlemeye gittik.

Bakan Dinçer, projeyi anlatmaya başlarken “içimde kıpır kıpır bir heyecan var. Bu heyecanımızı sizinle paylaşmak için bu programı yaptık” dedi.

Hatırlayın, başbakan Erdoğan Haziran 2011 seçimleri öncesi miting meydanlarında dolanırken elinde bir elektronik tablet, halka bunu gösteriyor ve “çocuklarınız artık bunlarla eğitim görecek” deyip halktan bol bol alkış alıyordu.

Bu proje işte şimdi, bu eğitim döneminde uygulamaya kondu.

Hedef 4,5 yıl içerisinde bütün okulları akıllı tahtalarla donatılmış hale getirmek.

Peki bu akıllı tahtalar, tabletler eğitim de neyi değiştirecek?

O kadar çok şeyi değiştirecek ki…

Bir defa bu haliyle FATİH projesi (Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) dünya da ilk kez Türkiye’de uygulanacak.

Yani ileride bütün ülkelerin kaçınılmaz bir şekilde uygulamaya koyacağı sisteme erken zamanlamayla girmek, yeni yetişen nesillere müthiş bir fırsat alanı sunacak.

Şöyle dedi bakan Dinçer:

“Türkiye, 2023 hedeflerine, Dünyanın ilk 10 gelişmiş ekonomisine ulaşma hedefine ancak büyük bir sıçrama yaparsa ulaşabilir. Biz her çocuğu bir beyin olarak görürsek bu hedeflere ulaşabiliriz. Bu proje ile bu sıçramayı gerçekleştirebiliriz.”

Bakan Dinçer’in not alırken altını çizdiğim bir önemli sözü daha var.

“Çocuklarımız, bu projeyle dünyanın bilgisine ulaşabilecekler. Ama hepsinden önemlisi bu yeni sistem, eğitimde fırsat eşitliği getirecek. Ankara’da geniş imkanlara sahip bir öğrenci ile Hakkari’nin dağ köyündeki bir öğrenci aynı imkanları kullanmış olacak. Bu şekilde çocukların potansiyeli daha fazla ortaya çıkacak.”

OĞLUM BIRAK O TABLETİ DE BİRAZ DERS ÇALIŞ!

Bilmeyenlerin gözünde canlanması için şöyle bir tarif yapabilirim.

Kendinizi bir sınıfta düşünün.

Karşınızda yeşil ve beyaz tahtanın yanında, aynı ebatlarda ama içinde her türlü bilgi ve görselliğin kullanılabildiği bir elektronik-akıllı tahta.

Ve daha önemlisi, beşinci sınıftan itibaren her öğrencinin eline verilecek olan, (hem teknolojiye meraklı olup hem de imkanı olanların yeni yeni kullanmaya başladığı) Iped türü elektronik tabletler.

Kısaca öğrenci alışkanlıklarını kökten değiştirecek yepyeni bir uygulama dönemi.

Uygulamanın başladığı okullardan ilginç hikayeler de gelmeye başlamış bakanlığa.

Mesela okullardan birinde, elindeki elektronik tabletle evine giden bir öğrenci, evde bu tablet üzerinde çalışırken annesinden fırça yemiş.

“Oğlum, bırak o tableti de artık biraz ders çalış!”

Ankara’da böyle ise, yarın öbür gün Hakkari’de ki bir öğrencinin annesi böyle bir durumda çocuğuna nasıl tepki verir, Allah bilir.

Mehmet Acet - Haber 7
acetmehmet@hotmail.com