Devlet, çözümün şifrelerini bulmuş...
- GİRİŞ14.02.2012 11:03
- GÜNCELLEME14.02.2012 11:03
Kürt sorununun nasıl çözüleceğini bu anlaşmada gördük. Baktım, devlet işin nereye gideceğini çok net şekilde saptamış. Moralim yükseldi.
MİT-EMNİYET kavgasının toz dumanı arasında bir belge var ki beni çok ilgilendirdi.
Hakan Fidan'ın başkanlığındaki MİT ekibinin PKK temsilcileriyle yaptığı görüşmelerin sonunda vardıkları anlaşmanın satır başlarını kapsayan belgeden söz ediyorum.
Bu belge birileri tarafından, "Bakın ülkeyi nasıl satmaya kalkmışlar" diye medyaya sızdırıldı. Nitekim birçok çevrenin antenleri açıldı. MİT tarafından atılan bu adıma, eminim bir süre sonra tepkiler çok yaygınlaşacaktır. Oysa bana sorarsanız, tam aksine, bu belge olası bir çözümü yakınlaştıran verilerle dolu.
Bilmem hiç dikkatli şekilde incelediniz mi?
Bu belge, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kürt sorununda çözüme giden yolun parametrelerini çok net şekilde gördüğünü gösteriyor.
Beğenelim veya beğenmeyelim; böyle bir çözümü kabul edelim veya etmeyelim ancak belge devletin şifreleri çözdüğünü ortaya koyuyor.
Bu anlaşma bir süre sonra belki unutulup gidecek, belki yepyeni başka anlaşmalar yapılacak, ancak şu kadarını bilmemizde yarar var: Bu belgede varılmış olan ortak noktalar şu veya bu şekilde her anlaşmanın içine girecektir.
Öcalan'ın konumunun rahatlatılması ve KCK mensuplarının serbet bırakılmasından başlayın, Kürtlerin kendi kendilerini yönetme şekillerine kadar önemli noktalarda öylesine görüş birliğine varılmış ki devletin olası bir çözüme nasıl baktığı çok net biçimde şekillenmiş.
Bu yaklaşım çözümün temel taşlarını yerine yerleştiriyor.
Demek ki taraflar arasındaki görüş ayrılıkları bizim tahmin ettiğimiz kadar değilmiş.
Demek ki Başbakan ne kadar sert çıkışlar yaparsa yapsın, BDP'yi ne kadar eleştirirse eleştirsin, yine de taraflar yakınlaşıyorlar.
Demek ki dış görünüşe kanmamak gerekiyormuş. Şiddetli çatışmaların altında akan başka sular varmış.
Gayet tabii daha gidilecek çok mesafe var.
Çözülmesi gereken çok sorun var.
Yine de gelinen nokta çok çok çok önemli.
Bundan dolayı, "Ümitlendim" diyorum.
Bundan dolayı, MİT'in esas görevini bu konuda iyi yaptığı sonucuna varıyorum. Boşu boşuna zaman harcanmamış. Önemli ilerlemeler sağlanmış.
SAVCI, ELİNDE DELİL OLMADAN HAREKET ETMEZ...
Günlerden beri MİT-Emniyet kavgasını konuşuyoruz.
Bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyoruz. Doğrusu, işin içindekiler hariç, bizim konumuzdaki kimselerin birşey bildiklerine inanamıyorum.
Herkes işin kolayına gidiyor.
Bir bölümümüz, Cemaat'in Emniyet içindeki elemanlarının, MİT'in bu kadar güçlenmesini istemediklerinden dolayı harekete geçtiklerini ve Başbakan'ın en güvendiği kişi sayılan Hakan Fidan'ı yıpratmaya çalıştığını ileri sürüyoruz.
Sıkı bir komplo teorisi. Cemaat neden böyle bir savaşa girsin? Ne kazanacak ki? Bu sorulara mantıklı yanıt veren yok.
Diğer bölümümüz, Kürt sorununun çözülmesini istemeyen gizli güçlerin harekete geçtiklerini ve Fidan'ı durdurmak istediklerini ileri sürüyor.
Buna da pek kafam yatmıyor.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol