Mutadı üzere... Dün de sağı, solu...

Dibi, köşeyi... İçeriyi, dışarıyı izlerken... Kazdıkça çoğalan cephaneler kadar MİT’in İbrahim Şahin açıklaması da benim açımdan önem kazandı...

Ergenekon örgütüne üye olmaktan tutuklanan eski Özel Harekát Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin...

Savcılık ve mahkemede verdiği ifadelerinde ne demişti?

Bazı devlet yetkililerinin terörle mücadelede deneyimlerden yararlanmak için kendisiyle görüşerek görev teklif ettiğini iddia etmişti...

Kelimesi kelimesine aktarırsak, cümlesi şöyleydi:

‘2008’in son 3 ayında Cemil Çiçek, terörle mücadelede yeni oluşuma gidileceği konusunda bir açıklama yapmıştı.

Genelkurmay’dan Metin Paşa ve Bekir Kalyoncu Paşa, bu yeni oluşumun müsteşarlığına benim getirileceğimi, hazırlık yapmamı söylediler.

Yeni oluşumda görev almak üzere, Özel Harekát’ta görev almış polislerinden ve 30 yaş altındaki askerlerden liste hazırladım.

Mehmet Altan - Star

mehmetaltan@stargazete.com

Bana ‘300 kişi seçeceksin’ dediler. Ele geçen S-1 belgesi buna ilişkindir.’

Aktütün Baskını için de söyledikleri vardı... İfadeye geri dönelim:

‘Doğu’da görev yaptığım sırada tanıdığım koruculardan Aktütün taburuna saldırı yapılacağını 20-25 gün önce öğrendim.

Bunu MİT’te tanıdığıma bildirdim.’

* * *

İbrahim Şahin’in ifadesine ilk ve süratli yalanlama Genelkurmay’dan geldi...

Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde açıklama aynen şöyleydi:

‘Çeşitli basın yayın organlarında, tutuklu İbrahim ŞAHİN’in ifadesine atfen Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı personeline ilişkin haberler yapılmaktadır.

Yapılan bu haberler gerçeği yansıtmamaktadır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.’

* * *

MİT daha ağır ve sonradan bir açıklama yaptı ama ifadeyi doğruladı...

Onların açıklaması da kelimesi kelimesine şöyle:

‘İbrahim Şahin ile kurumsal bir temasımız bulunmamaktadır.

Aktütün Karakolu’na ilişkin iddia edildiği tarzda bir bildirim tarafımıza yansımamıştır.

İbrahim Şahin bir süre önce Güneydoğu’daki bazı olaylara ilişkin duyumlarını, sosyal bir ilişki üzerinden tarafımıza aktarmıştır.

Bilindiği gibi, çeşitli vesilelerle kurumumuza her türlü bilgi değişik kanallar üzerinden intikal etmektedir.’

İbrahim Şahin de zaten kurumsal bir ilişkiden değil, MİT’te bir tanıdığına bildirdiğini söylemekte...

* * *

İfadeyi Genelkurmay yalanlayıp, MİT doğrulayınca insanın aklı karışıyor...

İfadenin yarısı doğru, yarısı yalan mı?

Ya da insan, ‘yarım hafıza kaybından’ muzdarip olabilir mi?

Hal bu olunca...

Genelkurmay’ın yalanlamasına rağmen, dünkü Hürriyet’te İbrahim Şahin’in adres gösterdiği generallerin izini süren haber kutularına yeniden döndüm...

Şunlar yazılıydı:

‘Aktüel dergisi, Temmuz 2008’de İşçi Partisi binasında bulunan bir belgeye yer vermişti.

Haberde yer alan iddiaya göre, MİT, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü, Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Tuğamiral Cem Gürdeniz, Albay Serdar Okan Kırçiçek ve bazı askerler ile İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve bazı partililerle ‘Karargáh Evleri’ denen yerlerde buluşuyorlardı.

Genelkurmay belgelerin sahte olduğunu açıklayarak haberi yalanlamıştı.’

‘‘Metin’ hangi paşa’ başlığının altında yazanlar da şunlardı:

‘İbrahim Şahin’e ait olduğu iddia edilen ifadede, ‘Metin Paşa’nın soyadı yer almadı.

Genelkurmay Başkanlığı ile son dönemde bağlantısı olan ‘Metin’ isimli üst düzey üç subay bulunuyor.

Bu isimler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç, Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak ve geçen yıl Kocaeli Muhabere Hizmet Destek Eğitim Komutanı iken sürpriz bir şekilde emekliye ayrılan emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın. Oramiral Ataç, 2007 yılında kuvvet komutanlığına geldi. Gürak ise 2 yıl önce tuğgeneralliğe yükseldi.

Korgeneral Yalçın’ın adı, Çorlu’da 23 Nisan geçit töreninde bir grup öğrencinin önlerinden kara çarşaf ve fesle geçmelerine tepki göstermesiyle gündeme gelmişti. Yalçın sürpriz bir kararla emekliye ayrılmıştı.’ 

* * * 

MİT ile Genelkurmay açıklamaları arasındaki farklılık kadar, İbrahim Şahin’e Adli Tıp’tan verilen ‘hafıza kaybı’ raporu ve Ahmet Necdet Sezer’in affı da ilgimi çekti...

Dilerim, hepsi, aklımızda hiçbir endişe çengeli kalmayacak bir biçimde aydınlanır...

O noktaya gelirsek...

‘Yeni devlet’in, ‘Ergenekoncu eski kısmı’ tamamıyla temizlemiş olduğuna kanaat getireceğim...