ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve ABD Başkanı Obama’nın ziyaretinin hemen ardından... ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, Ankara’ya neden sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi?

Böylesine hızlı bir ziyaret sırasında acaba kimlerle görüştü diye düşünürken, telefon çaldı.

Sabahın köründen bu yana Bostancı’da bir çatışma sürüyordu...

* * *

Televizyonu açtım...

Maalesef ağır yaralanan Operasyon Büro Amiri Başkomiser Semih Balaban’ın ve ekmeğini taştan çıkartmaya çalışan talihsiz aşçı Mazlum Şeker’in öldüğünü öğrendim...

Açılan ateşte NTV kameramanı İlhan Kandaz da kulağından hafif yaralanmıştı.

Sanki içerde ordu vardı...

Sonunda çıka çıka ‘Devrimci Karargáh’ adlı terör örgütünün lideri olduğu iddia edilen Orhan Yılmazkaya adlı tek bir kişi çıktı.

Altı saatlik çatışma sonunda vurularak öldürülen Yılmazkaya’nın dört Ergenekon sanığı ile telefon görüşmelerinin tespit edildiği söyleniyordu...

Devrimci Karargáh adlı örgüt, Ergenekon iddianamesinde de yer almaktaydı...

* * *

Baskın ve aramalar Bostancı’yla birlikte 60 ayrı yerde daha yapılmış, 40’a yakın kişi gözaltına alınmıştı...

İzlendikleri ve sansasyonel eylem hazırlığında oldukları belirtiliyordu...

Bu arada...

Yine bu sabah erken saatlerde...

Gaziantep merkez olmak üzere; Adana, Adıyaman, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Osmaniye illerinde, ‘Vasat Terör Örgütü’ne karşı eş zamanlı bir operasyon daha yürüyordu...

Aşırı dinci Vasat terör örgütüne yönelik bu operasyonda örgüt lideriyle birlikte 100’ü aşkın kişi gözaltına alınmıştı...

* * *

Bostancı’da sakinlik sağlanır sağlanmaz Ergenekon yeniden öne çıktı...

En bomba haber ise eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün Ergenekon’un soruşturması kapsamında, soruşturma savcıları Zekeriya Öz ve Fikret Seçen’e ‘tanık’ sıfatıyla sekiz saat boyunca ifade vermesiydi...

Poyrazköy’de de kazılar sürüyordu...

Soruşturma kapsamında bir binbaşı daha mahkemeye sevk edilmişti...

Kimbilir Özkök neler anlattı?

‘Sarıkız’ ve ‘Ayışığı’...

Yandı gülüm keten helva diye düşündüm...

* * *

Biz, pıtrak gibi etrafa saçılan terör örgütlenmesiyle uğraşırken...

Ermenistan’da da ‘ulusalcılar’ ayaklanmış...

Türkiye-Ermenistan arasındaki ‘yol haritasına’ bozulan ve ‘Soykırım’ın önce Türkiye tarafından tanınmasını şart koşan Taşnak Partisi koalisyondan çekilmişti.

Irkçılık, her yerde sağduyulu bir huzuru hedef alıyor...

Baktım, parlamentoda 16 sandalyesi bulunan Taşnak Partisi de rolünü aynen benzerleri gibi oynamakta...

‘Irk’ üzerinden değil...

Olaylara ‘insan’ üzerinden baksak...

Şimdi yaşananların ne kadarı yaşanırdı ki?

* * *

Üstelik...

Küreselleşme...

Ne ırk dinliyor, ne de ‘ulus-devlet’...

Biz, ülkeyi kanlı bir mezbahaya çevirmeye çalışan sinsi elleri cephaneleriyle birlikte yakalamaya uğraşırken, dünya gündeminde yek bir konu vardı: Domuz gribi...

Solunum yoluyla domuzlardan insanlara...

Ya da insandan insana geçebilen domuz gribi virüsü yerkürenin yeni baş belasıydı...

Tüm dünya bununla ilgiliydi...

Çünkü...

Amerika kıtasında 100’den fazla kişinin ölümüne neden olan domuz gribi, Avrupa’ya da sıçramıştı.

İspanya Sağlık Bakanı, Avrupa’daki ilk vakanın İspanya’da olduğunu doğruladı. Ülkede virüs taşıdığından şüphelenilen 17 kişi karantina altına alındı.

Avrupa Birliği, önlemleri görüşmek için sağlık bakanlarını mümkün olan en kısa zamanda olağanüstü toplantıya çağırdı.

Baktım, bizim Sağlık Bakanlığı da devreye girdi... Bir basın toplantısıyla ‘duruma hákimiz’ mesajı verdi...

Domuz gribi virüsü...

Ne ırk dinliyordu, ne sınır, ne ulus-devlet...

Tek çare ‘küresel’ olarak bu yeni belayla başa çıkmaya çalışmaktı...

Zaten yapılmaya çalışılan da oydu...

* * *

Yazıya oturmadan, bakkala uğradım...

Hapishane isyanını da ondan öğrendim...

Neyse ki kısa sürmüştü...

Yazıya oturduğumda, sabahın erken saatlerindeki sorum yeniden aklıma düştü:

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve ABD Başkanı Obama’nın ziyaretinin hemen ardından...

ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, Ankara’ya neden sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmişti?

Mehmet ALTAN - STAR
mehmetaltan@stargazete.com