Dün Fransa’nın genelinde 1 Mayıs mitinglerine katılanların sayısı 4 milyonu geçmişti...

Biz ise... 32 yıl sonra 1 Mayıs’ı ilk kez resmi tatil günü olarak kutladık...

Hem de onca aradan sonra, DİSK ve KESK devletin ‘makul’ gördüğü beş bin kişiyle ilk kez Taksim Meydanı’nda mini bir miting yaptı...

Karanlık provokatörler ise iş başında olmalarına rağmen, neyse ki başarılı olamadılar.

Günün en renkli ve konuşulan eylemine ise ‘Genç Siviller’ imza attı...

32 yıl önce...

34 kişinin öldüğü 1 Mayıs’ta, Taksim Meydanı’ndaki kalabalığın üstüne meydandaki otel odalarından da ateş açılmıştı...

Bu kez...

Ateş açılan mekándan kalabalığın üstüne dev bir pankart sarkıtıldı...

Otelden sarkıtılan dev pankartta:

‘1 Mayıs 77’de buradan ateş açanlar bulunsun’ yazıyordu.

* * *

Aradan geçen zamana rağmen...

Devlet içi odakların himayesindeki bu katliam failleri bulunamadı.

Ne için?

* * *

Sorunun belki de dolaylı cevabı dünkü Taraf Gazetesi’nin manşetindeydi...

İkinci Ergenekon İddianamesi’nin ekinde yer alan belgeler, bizdeki ‘güvenlik devletinin’ kimlerle, nasıl koalisyonlar kurup, nasıl gizli, kapaklı, karanlık işlerle uğraştığını göstermekteydi...

Tabii ki bu anlayış 1 Mayıs 1977’deki faillerin bulunmasını da önlemekteydi...

* * *

Taraf Gazetesi’nin manşete çektiği Ergenekon İddianamesi’ndeki ‘gizli kapaklı’ işlere gelince...

GSM operatörü Turkcell’in kayıtlarına göre, İngiltere’deki Cambridge Lake adlı firmaya ödenen 600 bin doların ‘yazılım’ karşılığı gösterilmesine karşın gerçekte ‘GSM ekipmanı’ için yapıldığı belgelenmiş...

MASAK (Mali Suçları Araştırma Komisyonu) tarafından hazırlanan rapora göre Aytaç Yalman ve Şener Eruygur’un Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde Jandarma İstihbaratı’na istihbarat faaliyetleri için ekipman ve cihaz satan Hakan Şanlı’nın olayda aracılık yaptığı anlaşılmış...

Meğer Turkcell’in ‘yazılım’ için ödendiğini söylediği 600 bin dolarla...

Jandarma’ya Rus firmalarından internet takip sistemleri alınmış...

Hakan Şanlı gerek MASAK soruşturması sırasında gerekse Ergenekon davası sürecinde verdiği ifadelerde...

Cambridge Lake aracılığıyla Rus firmalarından satın aldığı ve ‘yolcu beraberinde yurda sokulan’ internet takip sistemlerini Jandarma İstihbaratı’na teslim ettiğini, faturasız olarak gerçekleştirilen bu satışın bedelinin örtülü ödenekten karşılandığını anlatmış...

* * *

Ergenekon’un tutuksuz sanığı Şanlı...

Dava dosyasında yer alan ifadelerine göre Turkcell’den hesabına yatırılan 600 bin dolarla ilgili ortaya çıkan sorunlara ‘bu uyuşmazlıkların tamamının Jandarma’ya satmış olduğu cihazların resmi kayıtlara intikal ettirilmemesi sebebiyle olduğu, kendisinin bu satışlara fatura kesmediği, ancak bunlar örtülü ödenek olduğu için bu satışları yaptığı’ açıklamasını getirmiş...

Şanlı’nın hesabına Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman döneminde 954 bin 500, Şener Eruygur döneminde de 30 bin dolar yatırılmış.

Şanlı, bu paraların ‘örtülü ödenek kapsamında Jandarma İstihbarat Başkanlığı’na internet üzerinden teknik takip sağlamak üzere kurulan sistemlerin teçhizatlarının sağlanması için’ ödendiğini açıklamış...

Teçhizatların Türkiye’ye nasıl sokulduğu konusunda şu ilginç bilgiyi vermiş:

‘Doğrudan, yurtdışından, cihazlar yolcu beraberinde yurda sokularak İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na teslim edilmiştir.’

Şanlı, Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’na tanesi 300 bin dolardan dört adet internet takip cihazı sattığını açıklamış ve bunlardan üçünün yerini bildirmişti:

‘Birisi ODTÜ’ye biri Mecidiyeköy’e birisi de Ankara Ulus’a takıldı.’

* * *

GSM Operatörü ile JİTEM’in...

Yasal olmayan yöntemlerle sarmaş dolaş olduğu...

Getirttiği ‘internet takip cihazını’ karşılıklı olarak anlaşıp, ‘yazılım’ olarak sundukları bir ülke burası...

Öyle olunca...

Hem katliam faillerini bulamıyoruz...

Hem de dünyaya oranla çok geç kalıyoruz...

Fransa’da dört milyon kişi 1 Mayıs’ı kutlarken, bizde beş bin emekçi, 32 yıl sonra ilk kez Taksim’e girebiliyor...

Mehmet Altan - Star
mehmetaltan@stargazete.com